Kurbanımızın hayatını araştırmaya başlayınca ne kadar çok bilgi toplayacağımız... | Open Subtitles | كم من المعلومات التي نجدها لنبدأ التحقيق ومعرفة هوية منشودنا |
Talimatlarda belirtildiği üzere daha çok bilgi almak için çalışacağıma söz verdim. | Open Subtitles | وكما أُمرت, لقد وعدته بالمحاولة بشكل أكبر للحصول على المزيد من المعلومات |
Bu arada, bir işe yara ve bize daha çok bilgi bul. | Open Subtitles | في هذه الأثناء أجعل نفسك مفيداً وأحصل لنا على مزيد من المعلومات. |
Ağzını ne zaman açsa, senden bahsediyor. Onun hakkında çok bilgi sahibi olmalısın. | Open Subtitles | فهو يتحدث عنكِ لابد أن لديكِ معلومات كثيرة ضده |
Banyo bayiilerinde daha çok bilgi görmüşümdür. | Open Subtitles | لقد رأيتُ معلومات كثيرة مكتوبة على جُدران الحمام. |
Adli tıptan haber gelince daha çok bilgi edineceğim. | Open Subtitles | سأحضر معلومات أكثر حالما تصل البيانات من الفاحص الطبي |
Bilgili çalışanlar tarafından saygıyla karşılandıkları takdirde insanların daha çok bilgi paylaşacaklarını biliyorum. | TED | انظروا، الآن أعرف أن الناس أكثر استعدادًا لمشاركة المعلومات عندما يعاملهم الموظفون ذوو المعرفة باحترام. |
Her sıçradığında, kullanamayacağımız kadar çok bilgi veriyor. | Open Subtitles | نعم وفي كل مرة تعبر, فانها تعطينا معلومات اكثر نستطيع استخدامها |
Bunun gibi çok basit bir form aslında insan gözüyle anlaşılamayan pek çok bilgi içermektedir. | TED | نموذج بسيط جداً كهذا يتضمن في الواقع الكثير من المعلومات التي قد لا تكون مرئية للعين البشرية. |
Onların bir çok bilgi noksanlığı vardı fakat ne yazık ki yanlış bilginin, diyelim ki şehir merkezinde. | TED | كما كانت تحتوي على العديد من المعلومات التفصيلية لكن لسوء الحظ كانت المعلومات الخطأ، فلننظر في قلب المدينة |
Sizin hakkınızda o kadar çok bilgi var ki ve o kadar önemli bir şey ki insanların bu kadar zor sorular sorması mantıklı hale geliyor. | TED | وهناك الكثير من المعلومات عنك، وهذا أمر مهم جدا، وهذا يجعل الأسئلة الصعبة التي يطرحها الناس تبدو منطقية. |
Bu aklın içine o kadar çok bilgi koyabilirsiniz ki, şu anda o tamamen alıcı modda. | TED | يمكنك تزويد هذة العقول المنبهرة بالكثير من المعلومات. |
Her denediğimizde ise kendi bakış açımızla alakalı daha çok bilgi ediniriz. | TED | في كل مرة نحاول ذلك نحصلُ على المزيد من المعلومات التي توافق وجهة نظرنا. |
200'lükle benim çevremde çok bilgi satın alabilirsin. | Open Subtitles | يمكن لـ200دولار أن تأتيني بالكثير من المعلومات. |
Sunum için düzenlenmesi gereken çok bilgi var üzerine bir de görsel içerik ekleniyor. | Open Subtitles | معلومات كثيرة جداً نرتبها من اجل العرض بالاضافة لـكل المكونات المرئية تلك |
Üzerinde çok bilgi yok, korkarım ki. | Open Subtitles | لا معلومات كثيرة عليها كما أخشى |
Gazetelerden ve dergilerden,D'Ascoyneler hakkında pek çok bilgi edinmiştim. | Open Subtitles | أملك الآن معلومات كثيرة ..."عن آل "داسكوني ...مُستقاه من الصحف و الدوريات |
Brundle hakkında çok bilgi topladım. | Open Subtitles | لدي معلومات كثيرة عن براندل |
Üçüncü trene atlayıp film için seçmelere girmeli ama daha çok bilgi sahibi olana kadar kariyer seçimlerini ertelemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تأخذي قطاراً ثالثاً يوصلك لتجربة أداء الفيلم لكن تنتظرين حتى تقرري قراراً بخصوص مهتك لحين أن تملكِ معلومات أكثر |
Konuşarak, tahmin ettiğimden daha çok bilgi alıyorum. | Open Subtitles | الحديث يعطي معلومات أكثر مما تخيلت |
Daha çok bilgi sahibi olduğumuzda sizlere söyleyecektik. | Open Subtitles | عدما نتحصّل على معلومات أكثر حقاً؟ |
Daha çok bilgi güçtür tarzında. | Open Subtitles | أقصد بالأحرى مفهوم أن المعرفة هي القوّة. |
Aksine, tüm bu numaralar aslında gelişimimizi olduğundan az gösteriyor. Çünkü yeni makine çağı, sadece fiziksel üretkenlikten çok bilgi üretmekle ilgilidir. | TED | إذا كان أي شيء، جميع هذه الأرقام فعلا اقل من تقدمنا، لأن العصر الجديد للجهاز هو متعلق اكثر بخلق المعرفة من الإنتاج المادي فقط. |
Eğer müşteriyse daha çok bilgi alabilir. | Open Subtitles | ستحصل على معلومات اكثر منهم |