Bir prensle çıkmak normal birisiyle çıkmaktan çok da farklı değil. | Open Subtitles | حسنا , مواعدة أمير ليست مختلفة عن مواعدة أي شخص أخر |
Ama aynı değişimler, önceden gelen değişimlerden çok da farklı olmuyor. | Open Subtitles | و لكن التغييرات لا تكون مختلفة عن التغييرات التي حصلت سابقاً |
Bir şekilde açıklamak zorunda oldugumuz şey; nasıl oluyor da, her biri, bir bakteriden çok da farklı olmayan bilinçten yoksun küçük robotik hücrelerden oluşan takımları, orduları, timleri bir araya getirince sonuç bu oluyor. Yani, bir bakın. | TED | بطريقة ما علينا أن نفسر كيف عندما تضع فرق و جيوش و كتائب معا مكونة من مئات الملايين من خلايا روبوتية صغيرة غير واعية ليست حقا مختلفة عن البكتريا , في كل واحدة منهم النتيجة هي هذه. أعني فقط أنظر إليها |
Wikipedia'dan çok da farklı değil. | Open Subtitles | لا يختلف كثيرا عن ويكيبيديا، أليس كذلك؟ |
- Eski işimden çok da farklı değil. | Open Subtitles | ليس بذلك الأختلاف عن عملي القديم |
Evimizden çok da farklı değil. | Open Subtitles | ليست مختلفة عن وطني. |
Bu motor, sizin sürekli cilaladığınız dört zamanlı, 500 cc yatık çift motorlu, döner milli ve hava soğutmalı wankel model ve arkadan çekişli motordan çok da farklı değil. | Open Subtitles | هذا المحرك لا يختلف كثيرا عن محرك الدفع الرباعي 500 سي سي, مسطح مزدوج , محرك تبريد هواء مع نهاية المحور و عجلة قيادة خلفية! نفس النوع الذي تصلحونه طوال الوقت يا رفاق. |
- Eski işimden çok da farklı değil. | Open Subtitles | ليس بذلك الأختلاف عن عملي القديم |