O gerçekten de, çok farklıydı, bu kadar eşsizdi, Ve iddiasızdı, | Open Subtitles | لقد كانت مختلفة جداً لا تقارن بأحد فريده بذاتها |
Gezegenimdeki yaşam sizinkinden çok farklıydı. | Open Subtitles | على كوكبي , الحياة كانت مختلفة جدا من حياتكم |
Black Sabbath çok farklıydı. | Open Subtitles | وبعد ذلك، بدا بلاک ساباث ليبدو مختلفا جدا. |
Bir hatırlatma görevini görür, Çok zaman önce, ne zaman Dünya çok farklıydı. | Open Subtitles | وهو بمثابة تذكير، منذ وقت طويل، عندما كان العالم مختلفا جدا. |
orası buradan çok farklıydı. | Open Subtitles | فى أعلى الولايه البيئه مختلفه تماما |
Hâlbuki bizim zamanımızda çok farklıydı. | Open Subtitles | أتذكّر أنّ الوقت الذي قضيته هنا كان مختلفاً جداً |
Babaları çok farklıydı ama ikisi de deliydi. | Open Subtitles | والديهما كانوا مختلفين تماماً ولكن كلاهُم ولدوا مجانين. |
Ama lvy'nin durumu çok farklıydı. | Open Subtitles | انا يَعْرفُ ما عَنى، لكن مَع انا هو كَانَ مختلفَ. |
Büyüdüğüm yerden çok farklıydı. | Open Subtitles | كانت مختلفة جداً عن المكان الذي نشأت فيه |
Artık beni ziyaret etmiyordu, ettiğinde de o çok farklıydı. | Open Subtitles | وعندما زارتني, كانت مختلفة كيف? |
O yaşıtındaki kızlardan çok farklıydı. | Open Subtitles | هي كانت مختلفة عن الفتيات بمثل عُمرها |
Bunları şimdi söylemeye ürperiyorum, ancak, o zamanki reaksiyonum çok farklıydı. | TED | وأنا -- أنا أجفل من قول هذه الكلمات الآن ، لكن أول رد فعل لي في وقتها كان مختلفا جدا. |
Evet, eskiden çok farklıydı siklete göre ayrımlar, kurallar falan yoktu, o yüzden herşey çok vahşiyceydi. | Open Subtitles | نعم، كان مختلفا جدا في ذلك الوقت لا حِصص إنقاص الوزن , لا تنظيم أو اي شيء لذا أنها ... |
demek oldu. Ancak, ne mutluki kafamda bir lamba yandı ve sonraki reaksiyonum çok farklıydı, bir adım geri çekildim ve "whoa--gerçekten bu noktaya geldi mi? | TED | لكن لحسن الحظ ، أوضحت الرؤية في ذهني, وكان رد فعلى القادم مختلفا جدا, وأخذت خطوة إلى الوراء ، و فكرت، "مهلاً -- هل حقاً وصلنا إلى هذه الدرجة؟" |
Geldiğimiz yer buradan çok farklıydı. | Open Subtitles | فى أعلى الولايه البيئه مختلفه تماما |
Ama seçmelerdekinden çok farklıydı. | Open Subtitles | ولكن ذلك كان مختلفاً جداً عن تجربة الأداء |
çok farklıydı. | Open Subtitles | لكنه فحسب كان مختلفاً جداً |
Benim gördüklerim çok farklıydı. | Open Subtitles | الذين قابلتهم كانوا مختلفين تماماً |
Yani normal bir pislik gibi davranıyordu nedense o gün çok farklıydı. | Open Subtitles | أَعْني،هو عادة طيز صعبة حقيقي، لَكنَّه كَانَ مختلفَ بطريقةٍ ما. |
Ama, o şarkıyı orada özellikle onun için söylemek çok farklıydı. | Open Subtitles | لكن، أَعْني عَمَله بشكل مُحدّد لها، هو كَانَ مختلفَ جداً. |