Tam da arkadaşlarımın birbirlerine en çok ihtiyacı olduğu anda... ..kendilerini tamamen yalnız buluyorlar. | Open Subtitles | عندما كان اصدقائي في حاجة ماسة لبعضهم و جدوا نفسهم وحيدين بشكل مطلق |
.. Cora Lansquenet'in gelecek mirasa çok ihtiyacı varmış, çünkü kocası ölümünden önce kadının varını yoğunu değersiz tablolara harcamış. | Open Subtitles | ..تقول ان كورا لانسنكيه فى حاجة ماسة جدا لهذا الميراث لأنه قبل وفاة زوجها, قام باستهلاك كل اموالها بشرائه للوحات عديمة القيمة |
Bana en çok ihtiyacı olduğunda ona arkamı döndüm. | Open Subtitles | لقد أدرت لها ظهري عندما كانت تحتاجني بشدة |
Bana en çok ihtiyacı olduğunda ona arkamı döndüm. | Open Subtitles | لقد أدرت لها ظهري عندما كانت تحتاجني بشدة |
Sana çok ihtiyacı var şimdi, hiç olmadığı kadar . | Open Subtitles | وهو في أمس الحاجة اليك الآن اكثر من اي مرة |
Askerlerimin eğitime ve subaylarımın topluma karışmaya çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | فجنودى فى أمس الحاجة للتدريب وضباطى فى أمس الحاجة للحياة الأجتماعية |
Öpersen geçer, burada ona daha çok ihtiyacı olanlar var. | Open Subtitles | بوسعك أن تتغاضى عن هذا على نحوٍ أفضل الأشخاص الأخرون يحتاجون لهذا اكثر مما يحتاجه |
Sistemin değişime ihtiyacı var ve değişim hepimizin yeni, insancıl bir vizyon paylaşmasıyla başlar. Sizin gibi yetenekli, uzman ve kaynakları olan dünya vatandaşlarının yerel yardımcılarla birlikte hareket etmesiyle, tüm yardımseverlerin en çok ihtiyacı olan ve en etkili şekilde kullanacak olanlara gerekli kaynakları verdiği yerde. | TED | يجب على النظام أن يتغيّر، ويبدأ التغيير بتشاركنا جميعا لرؤية إنسانية جديدة، حيث يقف المجتمع العالمي صاحب المهارات والخبرات والمصادر صفًا واحدًا مع أصحاب الحوجة المحليين، حيث تضع كل المنظمات الإنسانية المصادر المطلوبة في يد من يحتاجونها بشدة وهم الأجدر باستخدامها بكل كفاءة وفاعلية. |
Akyuvar ve trombosit veriyoruz. Şu anda en çok ihtiyacı olan şey bu. | Open Subtitles | هي تحصل على خلايا الدم البيضاء والصفائح التي تحتاجها أكثر |
Boşandıktan sonra senin sunduğun hizmete çok ihtiyacı oluyor. | Open Subtitles | مُنذ طلاقة ، و هوَ فى حاجة ماسة لخدامتك |
Şu an sana çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | .ليس و هي في حاجة ماسة اليك |
"Hayır, hayır, sana çok ihtiyacı var onun. Ama burada önemli olan bu değil. | Open Subtitles | "لا ، هو في حاجة ماسة لكي" |
Ona çok ihtiyacı olduğu kararlılığı verdim, ve sana da vermek istiyorum, Isabelle. | Open Subtitles | لقد منحته وضوح الهدف وهو في أمس الحاجة إليه و أريد أن أمنحه لكى , إيزابيل |
Ama sana en çok ihtiyacı olduğunda, onu bıraktığını düşünürsek, demek öyle değilmiş. | Open Subtitles | لكن بما أنك كنت قادرة على تركها عندما كانت في أمس الحاجة إليك ، ربّما لا |
- Başkalarının buna daha çok ihtiyacı var. - Traktöre yükleyelim. | Open Subtitles | هناك آخرين يحتاجون لهذا أكثر |
Mucit Dean Kamen, Segway'i yaratan kişi standartlara göre bir deha, bir kere işinin kolay olduğunu, icat etmenin kolay olduğunu zor kısmın da dağıtım olduğunu söylemişti-- bu teknolojileri ve ürünleri en çok ihtiyacı olanlara getirmek. | TED | المخترع (دين كامين) الذي اخترع (سيجواي)، هو عبقري بكل المقاييس، قال ذات مرة أن عمله سهل، اختراع الأشياء أمر سهل، الجزء الأصعب هو نشر التكنولوجيا، وإيصال هذه التكنولوجيا والمنتجات إلى الأشخاص الذين يحتاجونها بشدة. |
O soloyu almış olabilir çünkü onun, ona senden daha çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | ربما ستحصلُ على الأغانيّ الفرديّةِ .بسببِ أنها تحتاجها أكثر منكِ الآن |