| çok kötü şeyler yapıp kendime bunun iyi olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد فعلت أشياء فظيعة وأخبرت نفسي أنْ لا بأس بها |
| Kaçırıldığınızda size de çok kötü şeyler yaptılar. | Open Subtitles | هم عملوا أشياء فظيعة إليك أيضا عندما أنت إختطفت. |
| İstedikleri şeyi getirmezsem, bana çok kötü şeyler yapacak insanlar var. | Open Subtitles | وإعطائه لأناس سيفعلون أشياء سيئة جداً إذا لم أعطهم إياها |
| Söylediğine göre, ben adadan ayrıldıktan sonra çok kötü şeyler olmuş. | Open Subtitles | أخبرني أنه بعد أن غادرت الجزيرة حدثت أشياء سيئة جداً |
| Ufaklık onların merkezi sinir sistemini ele geçirir ve kendilerine çok kötü şeyler yaptırırlar. | Open Subtitles | حشرة صغيرة تسيطر على جهازهم العصبي تجعلهم يفعلون أشياء رهيبة بأنفسهم |
| çok kötü şeyler yaptığımı, vatan hainliği yaptığımı söyleyecekler. | Open Subtitles | وهم في طريقهم لاقول لكم ان فعلت الأشياء الفظيعة ارتكبت الخيانة |
| Eğer bir daha güçlerimi suistimal edersem bana çok kötü şeyler yapacaklarını söylediler. | Open Subtitles | وتوعّدن بفعل الشنائع بي إن أسأت استخدام سحري مجددًا. |
| Ben adadan ayrıldıktan sonra, çok kötü şeyler olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لي قال لي أنّه بعد مغادرتي للجزيرة وقعت أمور سيئة للغاية |
| Bu anlaşmayı yapar ve Fleming'e karşı tanıklık edersem hakkımda çok kötü şeyler duyacaksın. | Open Subtitles | أذاً ، أذا عقدت الصفقة و شهدت ضد" فليمنج". فسوف ... سوف تسمعين أموراً فظيعة عني. |
| İnsanlar izlenmediklerini düşündükleri anda, çok kötü şeyler yapabiliyorlar. | Open Subtitles | يفعل الناس أشياء فظيعة عندما يظنون أنه لا يراهم أحد |
| Benden çok kötü şeyler yapmamı istedi. | Open Subtitles | جاء إليّ في أحلامي و طلب مني فعل أشياء ، أشياء فظيعة |
| Bana, ben adadan ayrıldıktan sonra çok kötü şeyler olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنني بعد مغادرتي الجزيرة حدثت أشياء فظيعة |
| Shaughnessy için çalıştığım zamanları biliyorsun, çok çok kötü şeyler yapmıştım. | Open Subtitles | أتعرف عندما كنتُ أعمل لحساب "شاهونسى" فعلتُ أشياء سيئة جداً |
| Nasıl olduysa benim hakkımda çok kötü şeyler söylediğini duydum. | Open Subtitles | وبطريقةما... سمعتها تقول أشياء سيئة جداً عنّي |
| çok kötü şeyler! Orman korkularını açığa çıkarır. | Open Subtitles | أشياء سيئة جداً, ستظهر الغابة مخاوفكِ... |
| Belli ki çok kötü insanlar ve çok kötü şeyler yaptılar. | Open Subtitles | ،من الواضح أنهم أُناس سيئين و فعلوا أشياء رهيبة |
| Kendi adıma çok kötü şeyler yapacaklar çünkü Kara Gök'ün onları yenilmez yapacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | وأنها سوف تفعل أشياء رهيبة في اسمي لأنهم يعتقدون أن السماء الأسود وجعلها لا يقهر. |
| Yıllar boyunca hakkında çok kötü şeyler söyledim. | Open Subtitles | بالتأكيد قلتُ بعض الأشياء الفظيعة عنكِ على مرّ السنين. |
| Atalarımız, tekrar güçlerimi suistimal edersem bana çok kötü şeyler yapacaklarını söyledi. | Open Subtitles | توعّدت الجدّات بفعل الشنائع لي إن أسئت استخدام سحري مجددًا |
| Çöplük tam olarak ne bilmiyorum ama hakkında çok kötü şeyler duydum. | Open Subtitles | لا أعرف معنى المزبلة بالضبط لكن أسمع عنها أمور سيئة |
| çok kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ أموراً فظيعة. |
| gelecekte, bizler ilerlemeye devam ettikçe elbette çok kötü şeyler de göreceğiz | TED | وفي المستقبل , كما سنتقدم , بالتأكيد سنختبر أشياء مريعة . |
| Korkunç şeyler oluyor ve insanlar çok kötü şeyler yapıyor. | Open Subtitles | أشياءفظيعةتحصل. و الناس يفعلون أشياء شنيعة " ويلل" إنهمكذلك. |
| Ama demek istediğim o ki, sana cidden çok kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لكن أنا أعني، لقد فعلت أشياء فضيعة لك |
| Birçok insana çok kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت أمور شنيعة للكثير من الناس. |
| Hayatta başıma çok kötü şeyler geldi. | Open Subtitles | ثمّـة أمور فظيعة حَدثت لي في حياتي |
| Kyle onun hakkında çok kötü şeyler söyledi. | Open Subtitles | اسمع (روس)، أخبرني (كايل) أموراً سيئة جداً عنها |
| çok kötü şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | يفعلون أموراً مريعة |
| Bak, çok kötü şeyler yaşadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّ الأمر كان وحشيّاً |