Anlaşılan insanlar bana çok kızgın. | Open Subtitles | النظرة. إنه من الواضح أن الناسِ غاضب جداً مَعي. |
Bunu söylediğim için bir taraftan kendime çok kızgın olsam da. | Open Subtitles | ويوجد جزء مني غاضب جداً لأنني قلت هذا للتو |
Evet, ikinizi CBI'da gördüğümde anladım. Sana çok kızgındı, çok kızgın. | Open Subtitles | أجل، إكتشفتُ الأمر حين رأيتكما بمكتب التحقيقات لقد كانت غاضبة جداً منك، غاضبة للغاية |
Sorun şu ki Bayan Carver, kocanız Belle'e hâlâ çok kızgın. | Open Subtitles | الموافقة، المشكلة، السّيدة كارفير، بأنّ زوجك ما زال غاضب جدا مع بيل. |
Ayrıca sen bunu kabul etmediğin için sana çok kızgın olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | قال أيضاً أنّه كان غاضباً جداً عندما أخبرته أنّه لا يمكنه العيش معك |
Aptal olma. Okula gidemiyorum bile, müdür yardımcısı bana çok kızgın! | Open Subtitles | كفاك حمقاً، أعجز حتى عن الظهور في المدرسة، النائب غاضب جداً مني |
Beyler, başkan internetinin hâlâ çalışmaması nedeniyle çok kızgın. | Open Subtitles | أيها السادة، الرئيس غاضب جداً لأن الإنترنت عنده مازال معطلاً |
Ben, senin çok kızgın olduğunu biliyorum... ..sen, benim yüzümden rahatsız ediliyorsun. | Open Subtitles | اعلم انك غاضب جداً لأنك تعرضت للمضايقه .. بسببي |
çok kızgın! şüphesiz nedenini biliyorsun. | Open Subtitles | غاضبة جداً تعرف السبب ، بالطبع |
Olayla ilgili hala çok kızgın. | Open Subtitles | مازالت غاضبة جداً من هذه المسألة |
Bu gece onu rüyamda görürsem gerçekten çok kızgın olacağım. | Open Subtitles | إذا حلمت به الليلة فسأكون غاضبة جداً |
Seni görmeyecek. Seni buraya getirdiğim için çok kızgın. | Open Subtitles | هو لن يراك، وهو غاضب جدا لاني احضرتك الى هنا |
Buradayım çünkü burada kalan biri, Duma ailesine çok kızgın. | Open Subtitles | أنا هنا لأن الرجل الذي في هذا الموتيل غاضب جدا من عائلة دومان |
Sana çok kızgın olduğumdan dolayı anlatmak istemedim ve bütün o süper kahraman olayları filan. | Open Subtitles | لقد كنت غاضباً جداً لذا لم أود أن أخبرك و بعد ذلك حدث أمر القوى الخارقـة تلك أعتقد أنني نسيتها فحسب |
Sadece çok kızgın. İki kardeşini birden kaybetti. | Open Subtitles | ـ إنه غاضب جداً فقط ـ لقد فقد أخين |
Bay Trumper, üç kere aradı. Gerçekten çok kızgın. | Open Subtitles | السيد "ترامبر" اتصل ثلاث أو أربع مرّات وهو منزعج جداً |
Yani, Raul konuda çok kızgın ne oldu? | Open Subtitles | اذن, الشئ الذي كان راول غاضبا جدا بشأنه |
Pek çok kızgın seyirci, oyuncuların fazla paragöz olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | بعض المشجعين غاضبين لانهم يشعرون ان اللاعبين اصبحوا جشعين جدا. |
Jennifer evlenme konusunda emin olmadığım için gerçekten çok kızgın. | Open Subtitles | جينيفر حقا غاضبة جدا ، هي تعتقد أني لست متأكد بخصوص الزواج |
Bak, sadece ailemin şuanda gerçekten çok kızgın olduklarını bilmeni istiyorum, ama - - Clea, arabamdan çık. | Open Subtitles | فقط كنت أريد إخبارك بأن والداي غاضبون جداً في الوقت الحالي لكن... |
O çocuklar çok kızgın ve disiplinsiz. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيان إنهم غاضبون للغايه ولا يُعاقبون |
- Dawn çok kızgın. - Normal. Bunu hepimiz yaşamışızdır. | Open Subtitles | إنها غاضبة فحسب أمور كهذه تحدث , لقد مررنا بها |
Ve de avukatına çok kızgın görünüyor. | Open Subtitles | وبأنّها تبدو مستاءة جدّاً من محاميها |
Annem beni o adamla bırakmak istemedi ama adam çok kızgın gözüküyordu O'da mecbur kaldı. | Open Subtitles | أمي لا تريد أن تتركني اعيش معه لكنه بدا وكأنه غاضب حقا حتى انها اضطرت الى ذلك |