ويكيبيديا

    "öğle yemeğini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الغداء
        
    • غداءك
        
    • غداء
        
    • غدائك
        
    • غدائكِ
        
    • غدائها
        
    • غذائك
        
    • غدائه
        
    • غداءها
        
    • غداؤه
        
    • غدائي
        
    • وجبات الغذاء
        
    • يتناول غداءه
        
    • غداءً
        
    • غدائكَ
        
    Peki, bunu al. Kızım kendisine yaptığım öğle yemeğini istemedi. Open Subtitles هاك ، خذ هذا ابنتي لم ترد الغداء الذي أعددته
    - ...iyi gidiyorum. Hayır, öğle vakti öğle yemeğini yer. Open Subtitles لا، ليس في وقتِ الغداء انها في وقت الغداء الآن
    Ona, kızımdan daha önemli bir şey olmadığını kanıtlamak istediğim öğle yemeğini iptal ettiğimi, çünkü kızımdan daha önemli bir mesele çıktığını söyle. Open Subtitles اخبرها أنني الغي جميع جلسات الغداء التي كنت أنتويها. وليس هناك شيء أهم من كاثرين لأن هناك شيء أهم من كاثرين قد حضر
    öğle yemeğini sardım. Bu akşam balığa gidiyorsun, değil mi? Open Subtitles إني أحزم غداءك ستذهب للصيد هذه الليلة، أليس كذلك؟
    Burada olmaktansa öğle yemeğini tercih edersin gibi mi hissediyorsun? Open Subtitles هل ترغب في أن تعدّ لنا غداء بدلًا عن ذلك؟
    Olsa iyi olur. Yoksa senin öğle yemeğini yiyeceğim. Open Subtitles من الأحسن أن نكون جيدين سويا أو سوف أذهب و أكل غدائك و سأعود فى خلال ساعتي يا أليكس
    Maalesef öğle yemeğini kaçırdınız ancak yukarıya yardım için tam vaktinde geldiniz. Open Subtitles أخشى أنك فوتت الغداء ولكنك عدت في الوقت المناسب للمساعدة في الأعلى
    Kocam öğle yemeğini genelde İçişleri Bakanı'yla yer de. Open Subtitles زوجي عادة ما يتناول الغداء مع وزير الداخلية.
    öğle yemeğini ofise yakın bir yerde yiyorum. Open Subtitles اتناول الغداء بالقرب من المكتب. وبالمساء اخرج
    ..öğle yemeğini almak ve bayanlarla yatmasını sağlamak. Open Subtitles إحضار القهوه له إحضار الغداء له وتلبية طلباته الجنسيه
    Merhaba, hayatım, öğle yemeğini getirdim. Open Subtitles مرحبا، والعسل. جلبت لكم الغداء الخاص بك.
    Eminim çocuklar acıkmıştır. öğle yemeğini hazırlamamı ister misin? Open Subtitles أراهن أن الأولاد جائعين لم لا تصنعي الغداء ؟
    Yarın Donald Kımball ile olan öğle yemeğini unutma. Open Subtitles و لاتنسى ميعاد الغداء غدا مع دونالد كيمبال في مطعم سميث و فولينسكي
    Ofise yakın. öğle yemeğini uzatmayı sevmem. Open Subtitles إنه قريب من العمل، كما أنني لا أحب الغداء في المطاعم البعيدة
    Bütün günü Ay'da geçirdim ve öğle yemeğini kaçırdım. Open Subtitles كُنت بسطح القمر طوال اليوم وافتقدت لوجبة الغداء
    öğle yemeğini yiyebileceğin bir bahçe avlusu oldu. Open Subtitles لكن غيّرتها قليلاً ، وما تزال فكرة جيّدة، إنها حديقة صغيرة يمكنك بها تناول غداءك
    Bu yüzden 14 adayla mülakat yapman için bir program ayarladım, tamam mı? öğle yemeğini iptal etmemiz gerekecek ama bu işler böyle işte. Open Subtitles أحضرت 14 متقدم لتقابليهم لذا سنلغى غداءك
    Çoğu çocuk yakın bir kafede pahalı bir öğle yemeğini karşılayamaz. TED ولا يستطيع غالبية الأطفال تحمل نفقات وجبة غداء مكلفة في مقهًى قريب.
    öğle yemeğini iptal etmeye hazırlansan iyi olur. Open Subtitles من الأفضل أن تكوني مستعدّة لإلغاء موعد غدائك
    Küçük lastik eldivenlerle öğle yemeğini yemene bayılıyorum ve buruştuklarında hayatımda bu güne kadar duyduğum en tatlı sesi çıkartıyorlar. Open Subtitles أحب كيف تأكلين غدائكِ مع قفازاتكِ البلاستيكية الصغيرة وصوتها وتصدرين أظرف صوت قد سمعته بحياتي
    öğle yemeğini okulda ya da Hangout adlı bir mekânda birkaç arkadaşıyla birlikte yiyor. Open Subtitles وهى تتناول غدائها فى المدرسة او فى مكان يُدعى هانجاوت مع بعض من اصدقائها
    Yarınki öğle yemeğini onayladım. Open Subtitles لذلك اعددت غذائك للغد
    Pilot öğle yemeğini ön camdan tedarik etti, ben telsizin üzerine kustum! Open Subtitles و تقيأ الطيار غدائه كله على الزجاج الأمامي و أنا تقيأت على اللاسلكي
    - İyi. öğle yemeğini yedi, şimdi de televizyon izliyor. Open Subtitles إنها بخير، لقد تناولت غداءها تواً
    Stuart Gless her perşembe öğle yemeğini "Ristorante Laurienzo"da yemeyi sever. Open Subtitles -نيل) ) يحب (ستيوارت غليس) تناول غداؤه في مطعم "لارينزو" كل يومِ خميس
    - Daha öğle yemeğini yemedim. - Baba, şimdi seansım var. Open Subtitles إنني لم أتناول غدائي بعد - أبي, لدي جلسة الآن -
    Elli masa. öğle yemeğini ben yönettim. Tek başıma. Open Subtitles الطاولات الخمسون انا ادرت تنظيم وجبات الغذاء هناك
    David öğle yemeğini genelde Café Diplomatico'da yer. Open Subtitles ديفيد يتناول غداءه عادة في مقهى ديبلوماتيكو
    Şimdi, canım, şu kısa öğle yemeğini yiyelim. Open Subtitles الآن، عزيزتي، دعينا نجعل هذا غداءً قصيرًا.
    öğle yemeğini unuttun! Open Subtitles الحافلة تقترب لقد نسيت غدائكَ!

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد