Demek istediğim, eski Başkan'ımızın politikalarından hala öğrenecek çok şeyimiz var. | Open Subtitles | كل ما اقوله هو هنالك الكثير لنتعلمه من سياسات رئيسنا السابق |
Gerçekten hala vücudumuzun normal yapısı ve çalışma şekliyle ilgili öğrenecek çok şey olduğuna inanıyorum. | TED | اعتقدت حقاً ان هناك الكثير لنتعلمه حول البناء العام ووظائف اجسادنا. |
Daha önce de söylediğiniz gibi, ordu hakkında öğrenecek çok şeyim var. | Open Subtitles | كما قلت مرة، يا سيدي لدي الكثير لأتعلمه عن الجيش |
Gördüğüm her şeyden etkilendim ve hala öğrenecek çok şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | سحرني كل ما رأيت هنا ومازلت أعتقد أن هناك الكثير لأتعلمه |
San Diego'da birçok çıtır olacak ama unutma, öğrenecek çok şey de olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك العديد من النساء في سان دييجو ولكن تذكر هناك الكثير لتعلمه |
Daha öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum, ama çok çalışırım. | Open Subtitles | ، أعرف أن لدي الكثير لتعلمه و لكني عاملٌ كادح |
Uzanıp alırsan, öğrenecek çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير لتتعلميه إذا توصلت إليه ونلتيه. |
Ama teyzeleri, annesinin hayatından unutulmuş ve derin bir sırrı açığa çıkardıklarında Jing-Mei, annesi ve kendisi hakkında hâlâ öğrenecek çok şey olduğunu fark ediyor. | TED | لكن عندما كشفت خالاتها عن سر مدفون بعمق عن حياة سو يان، علمت جين ماي أنَّ هناك الكثير لتتعلمه عن حياة والدتها وحياتها. |
Bence toplum olarak daha öğrenecek çok şeyimiz var. | TED | لكني أعتقد أننا كمجتمع، لدينا الكثير لنتعلمه |
Tanrım, öğrenecek çok şey var. | Open Subtitles | الله هناك الكثير لنتعلمه كنت أعرف أنه كان جدا ولكن |
Bu sene için bir çok ustaca çözümü bir araya getirmeliyiz, yani öğrenecek çok şey... | Open Subtitles | جمعنا الكثير من الخطوط الجديدة لهذه السنة ، لذا لدينا الكثير لنتعلمه |
Harekete geçmeden önce öğrenecek çok şeyimiz var. | Open Subtitles | لا يزال لدينا الكثير لنتعلمه قبل أن نتخذ الإجراءات اللازمة |
Bak, dahi olabilirsin Walter ama söz konusu o olduğunda, öğrenecek çok şeyin var. | Open Subtitles | انظروا، قد يكون عبقريا، والتر، ولكن عندما يتعلق الأمر لها، وكنت قد حصلت على الكثير لنتعلمه. |
öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum ama görmeyi başarabilirim. | Open Subtitles | أعرف أنه لدي الكثير لأتعلمه ولكني استطيع الإبصار |
Sanırım bu bazı şeyleri ifade ediyor. Sanırım, daha öğrenecek çok şeyim var. Evet, bu doğru. | Open Subtitles | أعتقدت ان هذا سيعني لك شيئاً ، أعتقد ان امامي الكثير لأتعلمه |
Eğitimli bir kadındım. Tabii hâlâ öğrenecek çok şeyim var. | Open Subtitles | لقد كنت امرأة متعلمة لكن كان لا يزال لدي الكثير لأتعلمه |
Gençtim ve öğrenecek çok şeyim vardı ama gözlerimi açar açmaz beni öldürmeye çalıştığını anlamıştım. | Open Subtitles | كنت حدثًا وكان لديّ الكثير لأتعلمه لكن بعد لحظات من خروجي إلى النور علمت أنك حاولت قتلي |
Vageena ilk doğumunu yaptığında küçük bir kalbim, ama öğrenecek çok şeyim vardı. | Open Subtitles | عندما ولدت فجينيا كان لدي قلب صغير و الكثير لتعلمه |
öğrenecek çok şeyi var. İsterse her şeyi yapabilecek kadar zeki. | Open Subtitles | لديه الكثير لتعلمه وذكي ما يكفي لفعل ما يهتم له |
Al. Prenses, senin daha öğrenecek çok şeyin var. | Open Subtitles | تفضل . اووه اميرتي لديك الكثير لتعلمه. |
öğrenecek çok şeyin var. Bunların hepsini de tam burada, bu okulun duvarları içindeyken öğreneceksin. | Open Subtitles | اتعلمين، أمامكٍ الكثير لتتعلميه وستتعلميه هنا بين جداران هذه المدرسة |
öğrenecek çok şeyin var. Bunların hepsini de tam burada, bu okulun duvarları içindeyken öğreneceksin. | Open Subtitles | اتعلمين، أمامكٍ الكثير لتتعلميه وستتعلميه هنا بين جداران هذه المدرسة |
- Ah yavrum daha öğrenecek çok şeyin var. | Open Subtitles | من هو وايد ؟ أوه يا طفله لديك الكثير لتتعلميه |
öğrenecek çok şeyin var, İrlandalı. | Open Subtitles | لديك الكثير لتتعلمه , أيها الرجل الإيرلندى الصغير |