Aynen senin gibi genel cerrah olarak eğitildim ve öğretmenlik yapıyorum. | Open Subtitles | تدربت في الجراحة العامة مثلك تماما و أكسب قوتي من التدريس |
27 yaşındayken, yönetim danışmanlığında çok zorlu bir işten ayrıldım peki ne için, daha da zahmetli bir iş için : öğretmenlik | TED | عندما كنت بسن 27، تركت منصب عمل جد شاقبمجال الإستشارة الإدارية من أجل عمل أخر أكثر صعوبة:التدريس. |
Belki de öğrencilerden birisi peşindedir. Neticede öğretmenlik tehlikeli bir meslek olabiliyor. | Open Subtitles | حسنٌ، ربما هنالك طالبٌ خلفه كما تعلم، التعليم قد يكون مهنة خطرة |
İki aylık ömrüm kaldı. Ölmeden önce öğretmenlik yapmak istiyorum. | Open Subtitles | اجل , لدى شهرين فى حياتى واود ان اقوم بالتدريس قبل ان اموت |
Bir daha profesyonel öğretmenlik yapmayacak olsam da örnek oluşturmak için kara tahtaya ve bir sınıfa ihtiyacım olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وبالرغم من أنني لن أدرس مجدداً إحترافياً, فقد لاحظت أنني لست بحاجة إلى لوح أسود أو صف دراسي لأقدم مثلاً. |
Ne kadar iyi olursan ol öğretmenlik korkutucu. | Open Subtitles | يا للبؤس الذي أنتِ فيه, معلمة كنفاية صغيرة. |
Bu yaşta bile tek istediği güvenli bir öğretmenlik işi. | Open Subtitles | في مثل هذا السن، كل ما يريده وظيفة تدريس ثابتة |
- Neil. June'un müzik öğretmenliği yaptığı yerde öğretmenlik yapıyor. | Open Subtitles | انه يدرس في نفس المدرسة التي تدرس فيها جون الموسيقى |
Öğretme becerilerine sahip olan ve seyirciyi olaya dahil edebilen kişiler öğretmenlik lisansının ne olduğunu bile bilmiyorlar. | TED | من لديهم مهارات التدريس وإشراك الجمهور لا يعرفون ما تعنيه شهادة مدرّس حتى. |
Şimdi, bir zamanlar kurtulduğum eğitim sisteminde öğretmenlik yapıyorum. | TED | الآن أعلِّم في نفس نظام التدريس الذي نشدتُ اللجوء منه. |
daha da karmaşıklaşıyor. Bu suçlamalar karşısında, de Beauvoir'ın öğretmenlik lisansı, görevini kötüye kullandığından feshedildi. | TED | في ظل هذه الاتّهامات، لقد سُحبت منها رخصة التدريس لاستغلالها منصبها. |
Herkes mühendis olabilir, ama bu çeteye öğretmenlik... | Open Subtitles | أى فرد يمكنه أن يكون مهندساً و لكن التدريس لهذه الغوغاء |
öğretmenlik ve danışmanlık yaparken geliştirdiğim prensipleri duymak isteyebileceğinizi sanıyorum. | TED | و ربما تحبون أن تستمعوا إلى بعض المبادئ التي قمت على تطويرها في عملية التعليم و الإرشاد |
Şimdi sizlere hızlıca, birkaç prensipten daha bahsedeceğim. Bunlar, eğitim ve kariyerinizi planlama konusunda yararlı olacak ya da eğer öğretmenlik yapıyorsanız, genç bilim insanlarına öğretme ve danışmanlık yapabilme becerinizi artıracak prensipler. | TED | والآن سوف أعرض عليكم سريعا بعض من المبادئ الأخرى التي ستكون مفيدة في تنظيم تعليمك وسيرتك المهنية، أو إذا كنت معلما، كيف يمكنك أن تحسن من أسلوبك في التعليم و الإرشاد للعلماء الناشئين. |
Sonra yeniden öğretmenlik yapmak istediğimde kimse beni işe almadı çünkü bilirsin denizci karısı. | Open Subtitles | وبعد مضي بعض الوقت رغبت بالتدريس مره اخرى لم يرغب احد بتوظيفي |
Benim birden bire şeytanı üvey kızkardeşlerim oldu. Kızlar öğretmenlik yaptığım okula yazılmışlar. | Open Subtitles | أصبح لي فجأة أختان غير شقيقتين، شريرتان مسجلتان في المدرسة التي أدرس فيها |
Jason'ı geri istiyorum, ayrıca sınıfta öğretmenlik işi de benim olacak. | Open Subtitles | -أريد أسترجاع جيسون وأكون معلمة الفصل وأعتقد سأكون أفضل أكثر منكِ |
Bu yaşta bile tek istediği güvenli bir öğretmenlik işi. | Open Subtitles | في مثل هذا السن، كل ما يريده وظيفة تدريس ثابتة |
Kadın gündüz öğretmenlik yaparken, erkek geceleri yapıyor. | Open Subtitles | البطلة تدرس الحصص النهارية بينما البطل يدرس الحصص الليلية. |
Okul sana ne veriyor? Haftada iki gün vekil öğretmenlik. | Open Subtitles | ماذا اعطتك المدرسة العمل يومان فى الاسبوع كمدرس بديل |
Sahte öğretmenlik yaptığı için işten çıkartılıp sonra güvenlik olarak işe alınan biri. | Open Subtitles | بعد أن تم تعيينه مجدداً كحارس أمن بعد طرده بسبب إنتحاله لشخصية معلم |
Umumi Kanunun 37.cildinin 31428 no.lu maddesine göre, insanın yaratılışına ait İncil'deki bilgiyi görmezden gelip, insanın alt düzey hayvan cinsinden geldiğini öğrettiğiniz için, kamu okullarında öğretmenlik yapmanız yasaklanmıştır. | Open Subtitles | الجزء 37 ، النظام الأساسى أى 31428 من قانون الدولة الأمر الذى يجعل من غير القانونى لأى مدرس من المدارس العامة |
İş azdı. Pek çok müzisyen ek iş olarak öğretmenlik yapıyordu. | Open Subtitles | العمل كان نادرا و الكثير من الشبان أخذوا تعليم الموسيقى كعمل جانبي |
Ben öğretmenlik yaparım, o suçluları kovalar. | Open Subtitles | عدنا لحياتنا الاعتيادية انا ادرس الطالبات و هي تطارد المجرمين |
Bugün kitap yazıyor ve Connecticut'taki aile evinde oturuyor Bir daha asla öğretmenlik yapmadı." | Open Subtitles | وعادللتأليف،والعيشفيمنزلعائلته ولم يعد للتدريس مجدداً |
Araba satıyorum, yünleri boyuyorum Obadiah öğretmenlik gibi bir iş bulmamı istiyor. | Open Subtitles | انا ابيع السيارات انا أصبغ الصوف اوبديا يريدني أن أخذ وظيفه كـ معلمه |