Ayrıca öküz gübresinden yapılan bir çeşit içki ama artık yapılmıyor. | Open Subtitles | وهي أيضاً مشروب مصنوع من روث الثور لكن كان هذا قديماً |
Haklısınız. Çünkü geçen sene sahneye bir öküz olarak çıkmıştım. | Open Subtitles | لان في العام الماضي كنت على هذا المسرح مثل الثور |
Susamış öküz'de çalışan bir uyuşturucu satıcısını takip ediyorum ben de. | Open Subtitles | كنت اتعقب تاجر حصل على وظيفة الان في حانة الثور العطشان |
Sen öküz müsün? Söz verdiğin gibi ona Kaskını ver! | Open Subtitles | أنت ثور إذا، حسنا أعطي فيكي قبعته التي وعدته بها |
Tamam, çok iyi. Kobalt bir atımız var, kehribar baykuş, gümüş bir öküz, evet, tamam, kırmızı bir eşek, ve zümrüt rengi hangisiydi? | TED | حسنًا، جيد. لدينا حصان رمادي، بومة كهرمانية، ثور فضي، نعم، حسنًا، حمار أحمر، وما كان ملونا بالزمردي؟ الديك. |
Aslında arkadaşım Buffnut'a öküz kaburgası ve kocaman keklerden verin! | Open Subtitles | في الواقع أضلاع الياك والكعك قوي البنية ! لصديقي، بافنات |
Aynı bir öküz gibi olmalı ve partiden başka şey düşünmemeliymişiz. | Open Subtitles | يجب أن نكون كالثور وليس لنا فكر عدا فكر الحزب |
Kaplan ve at kabul etmezken, iyi kalpli öküz, fareyi karşıya geçirmeyi kabul etti. | TED | في حين رفض النمر والحصان ، وافق الثور ذو القلب الطيب على حمل الفأر لكي يعبر. |
öküz ikinci oldu ve ardından güçlü kaplan geldi. | TED | جاء الثور في المركز الثاني، والنمر القوي وراءه مباشرة. |
Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın. | Open Subtitles | قريباً , بدلاً من أنك قصير وسمين ستصبح طويل و كبير و أقوى من الثور |
öküz arabasından başka ormanı geçebilecek bir şey yok. | Open Subtitles | عدا العربة التى يجرها الثور, لا شىء يمكنه عبور تلك الأدغال |
- Tanıştığımızı hiç sanmıyorum. - Ben, öküz Hippolyte. Aklınızdan neler geçiyor, Bay öküz? | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أننا تعارفنا أنا هيبوليت الثور |
Bir Zulu saldırısı öküz başı gibidir. | Open Subtitles | الهجوم التقليدى لمقاتلى الزولو فى هيئة الثور |
Masamıza yemek getirebilmek için mısır tarlasında öküz gibi terlediğini gördüm onun. | Open Subtitles | رأيته يتعرق مثل ثور في حقل الذرة ليتمكن من إيجاد.. بعض الطعام ليضعه لنا على المنضدة |
Babanızla birlikte Carolyn'in öküz yarışmasına gidiyordunuz. | Open Subtitles | سافرتمامعوالدكمالعرض.. ثور كارولين المكلل بالجوائز |
Bari göğsüme öküz gözü koy da tam olsun | Open Subtitles | لماذا لا تضعين عيون ثور على صدري وتنتهين من هذا |
O zaman narin güzelliğine rağmen öküz gibi güçlüsün. | Open Subtitles | على الرغم من جمالك الهش , أنت تبدو على هيئة ثور |
Ruffnut eğer öküz sütünü kaynatırsanız onu çubuklarda dondurabileceğimizi ve bunları Hindistan cevizli aroması da dahil olmak üzere çeşitli aromalara... | Open Subtitles | رافنات حددت أنه إذا قمت بغلي حليب الياك يمكنك تجميده على عصا ثم تغمسه في نكهات متنوعة لذيذة |
Bu konuda endişelenmezdim, George. O bir öküz kadar güçlü. | Open Subtitles | أنا لست قلق حول ذلك، جورج أنها قوية كالثور |
Yatağımda öküz var. Bir sürü öküz! | Open Subtitles | ! " ثيران " في غرفتي , الكثير الكثير من " الثيران " |
Öküzler koleji demenin tek sebebi bir öküz tarafından kurulmamız! | Open Subtitles | تطلق على جامعتنا جامعة أبقار لأن مؤسستها بقرة |
Bulabilirsen eğer benimle "öküz Kuyruğu"nda buluş. | Open Subtitles | لو استطعتي,قابليني عند"أوكس تيل" و أحزمي أغراضك |
Ancak cinsiyete duyarlı biri olarak ona öküz dışkısı demek istiyorum. | TED | ولأنني متحيز للرجال فأفضل أن أسميه روث الثيران. |
Şeker kamışından doğan zararımı telafi etmek için öküz sürümü sattım. | Open Subtitles | أنا بعتُ مجموعة من الجاموس لكي أغطي خسارة مزرعة قصب السكر. |
Eğer bunu içersem, her yer öküz birası olur. | Open Subtitles | اذا شربت هذا سأقوم بتقيئ عصير فرو الحمل في كل مكان |
Evet, bir öküz Wi-Fi şifresini istedi, ben de öküz gibi verdim. | Open Subtitles | طلب مني غبي ما كلمة سر شبكة الإنترنت السرية وأعطاه غبي أكثر منه إياها. |
Evin yanında büyük bir tarla iki inek, bir çift öküz ve üç keçi varmış. | Open Subtitles | وحقل كبر جواره و بقرتان و ثورين وثلاث نعاج |