Aman Tanrım, zavallı adamın trenin içinde bir yerlerde öksürdüğünü duyabiliyordum. | Open Subtitles | , رباه كان يمكنني أن أسمع صوت الرجل المسكين يسعل في مكان ما داخل عربة القطار |
O benim arkadaşım değil. Hiç tanışmadık bile. Bir keresinde konferans bağlantısında öksürdüğünü duymuştum. | Open Subtitles | لانه ليس صديقي , لم أقابله من قبل مطلقاً أظن أني سمعته ذات مرة يسعل في مؤتمر |
Sigara yakan birisinin de öksürdüğünü duymuştu. | Open Subtitles | وشخص ما يسعل لأنهم اشعلوا السجائر |
O' nun nasıl öksürdüğünü görmelisiniz. O burda | Open Subtitles | أنتِ يجب أن تري كم تسعل, ها هى |
Ben de çok kötü öksürdüğünü duydum. | Open Subtitles | رايتُها تسعل بشدة. |
Birisi de onu yakaladı... ve sonra birisinin soluduğunu ve öksürdüğünü duydum. | Open Subtitles | ... شخص ما أمسك به ثم سمعت شخصاً ما يتألم ويصرخ |
Birinin öksürdüğünü duydum. | Open Subtitles | و أسمع أحد يسعل فأرتدي نظارتي |
Yakınımda birinin öksürdüğünü duydum. | Open Subtitles | سمعت شخص ما يسعل بالقرب |
- Ama Todd kan öksürdüğünü söyledi. | Open Subtitles | لكنّ (تود) قال بأنه رآه يسعل دمًا |
öksürdüğünü duyamadım. | Open Subtitles | لم اسمعك تسعل |
Birisi de onu yakaladı... ve sonra birisinin soluduğunu ve öksürdüğünü duydum. | Open Subtitles | ... شخص ما أمسك به ثم سمعت شخصاً ما يتألم ويصرخ |