Yine de polis çoktan suçluların ölümünü tamamen incelemeye başlamış olmalı. | Open Subtitles | بأي حال، لا بد أن الشرطة مشغولة أصلًا بحوادث موت المجرمين |
Bu kadının korkunç ölümünü kendi ahlaki sorumluluğum haline getirmeye çalıştığımdan filan değil... | Open Subtitles | انا لا أحاول جعل موت هذه المرأة المروع الى جمنازيوم اخلاقي خاصة بي |
23 yıl önce olması gerektiği gibi oğlunun ölümünü seyredeceksin. | Open Subtitles | أنتِ، ستشاهدين ابنكِ يموت كما كان يجب قبل 23 سنة |
Kim'in ölümünü açıklayan bir şeyi yanlışlıkla arkamda bıraktım, böyle mi düşündün? | Open Subtitles | انت لاتعتقد اني تركتها خلفي متعمداً الشيء الوحيد الذي يثبت وفاة كيم |
Senin ölümünü izleyeceğim, diğer sahte tanrıların ölümlerini izlediğim gibi. | Open Subtitles | سأراك وأنت تموت مثل كل الآله الكاذبة الذين شاهدت فنائهم |
Hayır, bunun tek sebebi Efendisinin ona şüphe duyup kendi ölümünü aramasıydı. | Open Subtitles | لا، لم يكن ذلك إلا لأن حضرته شك به ورأى فيه موته |
Senin ölümünü gördüğünü söyledi ve söylediği her şeyde hatalıydı. | Open Subtitles | كانت تعتقد إنها رأت موتك وكانت خاطئة حيال كل شي |
Sen Tanrı'nın kutsadığı birinin ölümünü önemsiz olarak mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان موت المُباركين من الله شئ ساخراً ؟ |
Sürekli elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak Kardeş Joseph'in ölümünü Mormon taburunu ve diğer mahkemeleri atlatmamda yardımcı oldu. | Open Subtitles | بالرغم من اني لم اشعر بالارتياح حاولت فعل الافضل مما ساعدني لتخطي موت الاخ جوزيف قائد المورمون والعديد من التابعين |
Babasının ölümünü görmek zaten rahatsız olan zihnini nasıl etkilemişti. | Open Subtitles | فأيّ أثر ستخلّفه رؤية موت الأب على عقل مضطرب أساساً |
Burada oturup ölümünü izlememi mi yoksa zorla tedaviyi içirmemi mi? | Open Subtitles | ماذا تريدني أن أفعل، هل أراقبه يموت أم أجبره لتناول الترياق؟ |
Santen'in ölümünü seyretmek çok zor olmuştur. | Open Subtitles | لا بد ,انه كان صعب عليك رؤية سانتين وهو يموت |
Milyonların ölümünü, ulusumuzun ve medeniyetimizin sonunun gelmesini engelleyebilmiş olacağımı bilerek yaşayabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أنّه كان بإمكاني منع وفاة الملايين، ومنع نهاية أمتنا، ونهاية حضارتنا كما نعرفها |
Barbara'nın ölümünü en büyük teselli değilmiş gibi göstermenin yararı yok. | Open Subtitles | لا فائدة من التظاهر بأن وفاة بربارة لم تكن مريحة جدا |
Aramızda onca öfke varken, hastane odasında aramızı düzeltemeyeceğimizi ilişkimizin hiç bir zaman benim istediğim gibi olamayacağını bilirken senin ölümünü izleyemezdim. | Open Subtitles | لقد كانت الفكرة في حول ذهابي إلى المستشفى وأراك تموت بكل ذلك الغضب الذي كان مايزال بيننا ومعرفة اننا لن نحله أبداً |
- Onu öldüreceklerini söylüyorlar. - Beni ölümünü izlemek zorunda bırakma. | Open Subtitles | ـ سمعتهم يقولون بأنهم سيقتلونها ـ لا تتركني أشاهدها وهي تموت |
Madem Haladki, Derevko için çalışıyordu, niye ölümünü Sloane'dan gizledin? | Open Subtitles | إذا هالادكي عمل مع دريفكو، لماذا يخفي موته من سلون؟ |
Korkunç ölümünü hazırlamam yıllarımı alacak. Götürün onu. | Open Subtitles | سأحتاج لسنوات لأحدد طريقة موتك المريعة خذوه بعيداً |
Deniz ölümünü affettiğinde vücudunun yeniden doğduğunu göreceğiz. | Open Subtitles | يبحث عن إحياء الجسم عندما يتخلى البحر عن موتها |
ve Jerry Grant'ın ölümünü annenin üzerine yıktı, aşılamaz bir engel yarattı böylece bir daha asla Başkan'la birlikte olamayacaktın. | Open Subtitles | و بعدها لامَ والدتك على مقتل جيري قرانت ليخلق حاجز يستحيل انهائه بحيث لا يمكنكٍ البقاء مع الرئيس مرة اخرى |
Her gün, içlerinde neler olup bittiğini göremediğimizden pekçok hastanın ölümünü izliyorum. | TED | قصدي, إني أرى مرضى يموتون كل يوم لأننا لا نعرف ما يدور في داخلهم. |
Şey, gazetelerde ölümünü okudum, ve kendimi çok kötü hissettim. | Open Subtitles | قرأت خبر وفاته في الصحف - وشعرت بالاستياء - شكراَ |
- Mutluluk her şey demek değildir. - O, insanların ölümünü görür. | Open Subtitles | من حسن الحظ أنها لا تتنبأ بكل شيئ انها تتنبأ بموت الناس |
Mösyö Rupert Bleibner, amcasının ölümünü duymadan önce intihar etmişti. | Open Subtitles | سيد ً روبرت بلايبنـر ً انتحـر قبل معرفـتة بوفاة عمـه |
Eğer Teal'c o kararı vermeseydi,... pek çoğunuz onun ölümünü istemek için burada, hayatta olamayacaktınız. | Open Subtitles | إذا لو تيلك لم يتخذ ذلك القرارِ العديد منكم قد لا يكونون احياء اليوم للمطالبة بموته |
Basın, onun ölümünü, bana göre, oldukça müstescen yönlerden ele aldı, bedeninin hangi parçasında hangi damar kalmıştı gibi, | TED | كتبت الصحافة عن وفاتها بصورة اعتبرها اباحية حيث كانت في الصميم كتمثيل جسدي |
Dolayısıyla kararımız, ölümünü garanti etmektense hapse göndermek olmalıdır. | Open Subtitles | لذلك سيكون قرارنا بدلا من إرساله للسجن سيكون إرساله لموت مؤكد |