"ölümüne" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الموت
• موت
• مقتل
• للموت
• بمقتل
• موتها
• موته
• وفاته
• لموت
• بموت
• موتك
• مقتله
• وفاتها
• لوفاة
• حتفه

Ancak bir grup Cyril rahibi bu süreçte Orestes'i fena halde yaralayan bir isyan başlattığında liderlerine ölümüne işkence ettirdi.
ولكن حين أشاع جماعة من رُهبان سيرل الشغب، وبينما جُـرِحَ أوريستيس في العمليّة، فقد عكف الرهبان على تعذيبه حتى الموت.

- Bu da ölümüne savaş demektir. - Bunları nereden biliyorsun?
ـ تعني إلى الموت ـ كيف عرفت كل ذلك عنهم ؟

Senin gibi güzel bir kız 19 yaşında... ölümüne çalışır mı hiç?
ستضربين نفسك حتى الموت عند التاسعة عشر؟ قطة مثلك ؟ تعالى إلىّ

Hayatta kalmanı sağlayabilirsin... ya da birinin ölümüne sebep olacaksın.
أسمح لنفسك أن تستسلم أو سينتج عن هذا موت شخص

Şu oyunculardan amcamın önünde babamın ölümüne benzer ... bişey oynamalarını isteyeceğim.
سأجعل في هذه المسرحية تعرض وقائعا مثل مقتل ابي من قبل عمي

Orada dışardaki canavarla güneşin doğuşuyla birlikte ölümüne bir düello.
صراع حتى الموت عند شروق الشمس مع ذلك الوحش بالخارج

Makinistimi ölümüne döverseniz daha da uzun sürer Benim için mahsuru yok.
انت ضربت عامل صيانتى حتى الموت انه سياخذ كم اكبر من التوابيخ

Belki de kız arkadaşının teorisine kulak vermeliyiz. ölümüne seviştiklerini düşünüyor.
ربما يجب أن ننظر بنظرية الفتاة تظن أنها نكحته حتى الموت

ölümüne çalıştı. 60. doğum gününe üç gün kala öldü.
عمل حتى الموت قبل ثلاثة أيام من عيد ميلاده الستّون.

Herhangi bir iyileşme belirtisi yok, yani kırılmalar ölümüne yakın bir zamanda gerçekleşmiş.
لا يدل على الشفاء، و لذلك ربما حدث في وقت قريب من الموت.

Ya hemen oraya vardiklarinda gaz odalarinda, yada agir sanayide bizi ölümüne çalistirarak.
إمّا فور وصولنا في غرف الغاز أو بتشغيلنا حتى الموت في الصناعات الثقيلة

Eğer şimdi burada olsaydı, 'Kritiklerin Seçimi' ödülü ile seni ölümüne döverdim.
و لو كان متواجد هنا الآن لكنت ضربتك حتى الموت بجائزته للنقد

Sanırım, sizin güruhunuz ile Başpiskopos Gardiner'ınki ölümüne bir kavgaya girmiş.
أعتقد أن هاجسك يتعلق بالقتال حتى الموت بينك وبين الأسقف غاردنر

Kızım olarak sevdiğim insanın ölümüne pasif izleyici olmaktan daha fazlasını olmanı.
من ابنتي ان تكون أكثر من متفرجة سلبيه لرؤية موت من أحب

Bak, siz çocuklar muhtemelen delisiniz, ama eğer haklıysanız o resmi babam ve ben sattık, bu insanların ölümüne biz sebep olduk.
أنظر , أنتما يا رفاق قد تكونا مجنونين عندما بعنا أنا و أبي هذه اللوحة ربما نكون تسببنا في مقتل هؤلاء الناس

Pelerinin senin ölümüne yol açtığını anladığında, suçluluk duygusu tüm benliğini kapladı.
عندما أدركت أن العباءة قد صيرتك للموت قد كانت مغلوبة بالشعور بالذنب

Mac, Pakistan'da az kalsın tüm ekibin ölümüne sebep oluyor muydu?
هل كادت أن تتسب بمقتل طاقمها خلال حادثة وقعت في باكستان

Bu da hücrenin çoğalmayı tamamlamasını engelleyip ölümüne sebep olur.
مما يمنع الخلايا من إتمام انقسامها، ويؤدي إلى موتها.

ölümüne ağlayıp yas tutacaksın. Yarın saraydan ayrılıp ona katılabilirsin.
ابكي واحزني على موته ويمكنك أن ترحلي غداً وتنضمي إليه

Taş attığını itiraf etmeyi reddettiği için dövüldü ve nihayetinde, hapishaneden salıverildiğinde ölümüne sebep olan bir takım iç yaralanmaları vardı.
تم ضربه حين رفض الاعتراف برميه للحجارة، وبالنتيجة، تعرض لإصابات داخلية أدت إلى وفاته مباشرة بعد أن أطلق سراحه.

Ve nasıl oluyor da Yeryüzü'ndeki tüm insanlar yaşamlarını yıldızların ölümüne borçlu?
.. وكيف يُعقل أن كل البشر على الأرض يدينون بحياتهم لموت النجوم؟

Bencil bir savaşta sayısız masumun ölümüne yol açabiliriz.
أن نتسبّب بموت عدد لا يحصى من الأبرياء في معركة عبيثة

Ve bu travma sonrası kukla şovu da senin anlamsız ölümüne pişman olayım diye oluşmuş olamaz değil mi?
لا يكيد بالمصادفة لإشعاري بالندم على موتك التافه؟

Çünkü ölümüne sebep olana dek buna inanmayı sürdürdü.
ولأنّه سعى وراء ذلك المعتقد حتّى أودى إلى مقتله

Kızın ölümüne yolaçacak sıradışı bir şey yaptığına ilişkin hala kanıt yok.
لا يوجد دليل فعلت أي شيء خارج عن المألوف أدت إلى وفاتها.

Ve matematiğim yanılmazsa, onun ölümüne de tanıklık edeceğiz .
واذا كان الحق لم يتم بعد نحن الشاهد لوفاة ذلك

Niçin insan başka biri olduğunu iddia ederek ölümüne gider?
لماذا يذهب شخص الى حتفه مُدّعيا اسم شخص آخر ؟