Yaratılış ve kayıp, ölüm ve diriliş ve üstesinden gelinmesi gereken engellerin hikâyeleri vardır. | TED | ف هناك حكايات الخلق و الخسارة، الموت و الإنبعاث، و عراقيل يجب تذليلها. |
Ve birçok tasarımcı bu aralar ölüm ve yas tutma fikri üzerinde çalışıyor ve bu konuda yeni teknolojilerle ne yapabilecegimiz konusunda. | TED | والعديد من المصممين قد بدؤوا العمل على فكرة الموت و الحداد وماذا نستطيع أن نفعل حيالها بوجود التكتولوجيا الحديثة |
Bilmeceye yanlış cevap verdiğinde ölüm ve yaşamı aşma gücü olduğunu keşfettik. | Open Subtitles | اكتشفنا أن لديها القوة لتتفوق على الحياة والموت لقد كان عرضاً مذهلاً |
Şiir, Cennet ve kovulma üzerine, ve bildiğimiz anlamda cinsellik, ölüm ve suçun kovulmayla beraber dünyaya gelmesi üzerinedir. | TED | إنها عن جنة عدن والسقوط وقصة الكتاب المقدس عن هذا السقوط، بأي جنس كما نعرفها والموت والذنب أتوا للعالم في نفس الوقت |
Doğada, ölüm ve yaşam arasındaki o ince çizgi aslında katıksız bir şanstır. | Open Subtitles | في الطبيعة، الفرق بين الحياة و الموت غالبا ما يكون مسألة صُدفة بحتة |
Tanrı bugün önünüze hayat ve iyilik ölüm ve kötülük yasalarını sundu. | Open Subtitles | أعدها الله لأجل يوم مثل هذا قوانينه أنزلت للحياة و الصلاح للموت و الشر |
Akıllıca değil. Harap olacak ölüm ve gözyaşı, ve dahası. | Open Subtitles | هذا قرار غير حكيم ، سيكون هناك دمار و موت و دموع |
ölüm ve yok etme hakkında köprüde konuştuklarımızı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر حديثنا فى برج القياده الحديث المهم ؟ الموت و الدمار ؟ |
Bunların neticesinde ölüm ve yaralanmalar. | Open Subtitles | أنه سيكون هناك غارات عنيفه و الموت , و سيكون الأطفال معرضين لخطر الأصابه |
Hep ölüm ve kargaşayla ilgilenirsiniz haberi nasıl aldığınız farketmez. | Open Subtitles | أنتم أيها الناس كل ما تهتمون به هو الموت و الفوضى و لا يهمكم من تدوسونه لتحصلوا على القصة |
Diğer tek seçeneğim ölüm. Ve bu da kabul edilemez. | Open Subtitles | البديل الآخر هو الموت و أنا لست مستعدا لذلك |
Belediye Binasıyla, ölüm ve vergilerle savaşamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أن تقاوم دار البلدية, الموت و الضرائب |
Fransızca'nın tersine Almanca'da savaş, ölüm ve ay eril kelimelerdir; | Open Subtitles | في الألمانيّة، الحرب والموت مُذكّرة، عكس الفرنسيّة.. بينما الشمس والحبّ مؤنّثة. |
Ama yine de masum çocukları acı, sakatlanma, ölüm ve korku dolu odalara tıkıştırıp şöyle diyoruz... | Open Subtitles | ، مازلنا ندفن البراءة فى غرفة الرعب تلك المحشوة بالألم والتشويه والموت : ثم نقول |
Beş yıl boyunca ülkeyi içten parçalayan ölüm ve yıkımın sonunu simgelemek için. | Open Subtitles | لتمثيل نهاية الدمار والموت الذي مزّق البلاد إربا إربا لمدة خمس سنوات |
Sanırım, hastanede, ölüm ve yaşamın dengelenmesi üzerine olan teorim her zaman geçerli olmuyor. | Open Subtitles | اعتقد أن نظريتي حول الحياة والموت توازن بعضها البعض في المستشفى إنها غير صحيحة |
ölüm ve yaşamda anlamadığımız birçok şey vardır. | Open Subtitles | توجد أشياء كثيرة فى الحياة و الموت ، لا نفهم عنها شيئاً |
Yoksa bütün Kuzey halkları ölüm ve ateş ile cevap verecek! | Open Subtitles | إن جميع الشعوب الشمالية سوف ترد بالحرائق و الموت |
Tanrı bugün önünüze hayat ve iyilik ölüm ve kötülük yasalarını sundu. | Open Subtitles | أعدها الله لأجل يوم مثل هذا قوانينه أنزلت للحياة و الصلاح للموت و الشر |
Çünkü sen, bu zararsız altını, ölüm ve yıkıma çevireceksin. | Open Subtitles | لأنك تريد تحويل هذا الذهب غير الضار إلى موت و دمار |
Ben buna kendi köyünüzü kurmak diyorum, bunu kurmak ve korumak ölüm ve yaşam meselesi. | TED | إنني أدعو ذلك بناء قريتك، وبناءها والمحافظة عليها هي مسالة حياة أو موت. |
Size ölüm ve mimari hakkında bir hikaye anlatmak istiyorum. | TED | أود أن أحكي لكم قصة عن الموت وفن العمارة. |
- Demem o ki, burası bir çok nedensiz ölüm ve kaybolma vakaları ile ünlü. | Open Subtitles | موطن لكثير من الأختفائات و حدواث الموت الغير مفهومة |
Etraflarını saran ölüm ve açlığa rağmen, çoğunluğu getirilenlerden çalınan yiyecek ve içeceklerle tıka basa beslenirlerdi. | Open Subtitles | مع الموت والمجاعة حولهم ألقوا بأنفسهم للطعام والشراب معظمه مسروق من الأفواج الواصلة |
- ölüm ve vergiler mi? | Open Subtitles | الموت والضرائب ؟ أجل الموت والضرائب ؟ |
Çünkü ölüm ve kederle ilgili eski esprileri özledim de. | Open Subtitles | لانني افتقد الى النكت في القصة القديمة عن الموت والحزن |
Onlarca yıl öncesine uzanıp yılın aynı zamanına denk gelen birçok ölüm ve kayboluş. | Open Subtitles | العديد من حوادث الوفاة والإختفاء حدثت بنفس الوقت من العام تعود لقرونٍ عديدة |
- Çünkü... Onlar vampir ve gittikleri her yere ölüm ve acıyı da birlikte götürürler. | Open Subtitles | لأنّهما مصّاصا دماء، وأنّى يذهبان يتّبعهما الموت والألم. |
ölüm ve yıkım ile yüzleştiğimizde dünyevi farklılıklarımız buharlaşır, ve bir kaç saat için bile olsa hepimiz Bir oluruz. | TED | في وجه الموت والدمار تتلاشى فروقاتنا الدنيوية ونصبح كلنا شخص واحد حتى ولو لبضع ساعات. |
Güvende olduğumu ve 'ölüm ve Bakire'yi çalacağını söyledi. | Open Subtitles | لقدأخبرنيأنّيفيآمان .. وقام بلعب دور "الموت والعذراء". |