ويكيبيديا

    "ölümsüz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • خالد
        
    • خالدة
        
    • خالداً
        
    • الخالد
        
    • خالدين
        
    • الخلود
        
    • الخالدين
        
    • الأبدي
        
    • خالدا
        
    • خالدون
        
    • الأبدية
        
    • خالدًا
        
    • خالده
        
    • الأبديّ
        
    • أبدي
        
    Çünkü o ne uzun, ne de ölümsüz ve hiçbirimiz Flash olamadı. Open Subtitles لأنه ليس طويل ولا خالد ولا أحد منا يمكنه أن يكون الوميض
    Bir kere ölümsüz olduğu zaman da kendisini görülmüş en çirkin yaratığa dönüştürebilir. Open Subtitles وعندما يصبح خالد يمكنه ان يحول نفسه الى ابشع مخلوق يمكنك ان تراه
    Bir arkadaşım bana onun ölümsüz olduğunu ve öldürülemeyeceğini söylemişti. Open Subtitles ، صديقي أخبرني بأنها خالدة . ولا يمكن أن تقتل.
    Bu binada böyle bir şaka yapmazdım, ölümsüz olmana rağmen. Open Subtitles أنا لم أكن لأمزح بهذا الشأن حتى لو كنت خالداً
    Eğer bu ölümsüz çocuk her yüz senede bir âşık olacak bir arkadaş bulursa, bir milyon senede on bin tane kız arkadaşı olur. TED إذا وجد هذا الصبي الخالد فتاة مرة كل مئة سنة ليقع في حبها، سيملك عشرة آلاف حبيبة في مليون سنة.
    Çünkü iyi bir hayat yaşadık, ve hayatı çok sevdik, - kendimizi ölümsüz sandık. Open Subtitles لأننا عشنا حياة الرغد , وأحببنا الحياة كثيرا جدا لقد تخيلنا أنفسنا خالدين
    Hayatın gelip geçici olduğunu ve kimsenin ölümsüz olmadığını anladım. Open Subtitles لا حظت ان الحياة ليست أثمة و لا أحد خالد
    Cadılar tam anlamıyla ölümsüz hiçbir şeyin dünyada dolaşmasına izin vermez. Open Subtitles الساحرات ما كُنّ ليسمحنّ لأيّ مخلوق خالد أن يجول هذهِ الأرض.
    ölümsüz olabilirsin ama göz kenarındaki kırışıklıklara karşı bir koruman yok. Open Subtitles قد تكون خالد ولكن لن تكون في مأمن من أقدام الغراب
    ölümsüz olması, vücudunun sonsuza kadar dayanacağı manasına gelmiyor. Open Subtitles رغم أنه خالد, لا يعيش الجسد طويلاً للأبد
    ölümsüz ya da değil, bir dakikayı bile israf edemem. Open Subtitles خالدة أم لا، أنا لا تريد أن تضيع دقيقة أخرى.
    Aynı zamanda bir erkek ve teorik olarak ölümsüz. TED و يصا\ف أيضاً أنها ذكر و من الناحية النظرية خالدة
    Senin sorunun şu, Summers: Öyle iyi oldun ki ölümsüz olduğunu sanmaya başladın. Open Subtitles مشكلتك يا سمرز هو أنك جيدة وتظنين أنك خالدة
    Haklısın, dostum. Şu an yüzleştiğimiz ölümsüz bir iblis değil. Open Subtitles أجل، يا صديقي هذا ليس شراً خالداً الذي نواجهه الآن
    Eğer sonunda tek bir kişi bile ölecekse hiç kimsenin ölümsüz olmaması gerekir. Open Subtitles لا أحد يجب أن يكون خالداً لو أن هذا سيؤدي لموت شخص واحد
    Onun için hayatını riske atmaya istekliliğinden etkilenen Yaşlı Adam, ölümsüz bitkiyle birlikte dağdan ayrılmasına izin verdi. TED رق قلب العجوز بعد أن رأى استعدادها للتضحية من أجله، فسمح لها بمغادرة الجبل ومعها العشب الخالد.
    Artık ölümsüz olmadığımızdan beri. ölümsüz ruhlarımızı temizlemeliyiz. Open Subtitles منذ لم نعد خالدين, لا أكثر لا بد أن نعتني بأرواحنا الخالدة
    Meslek hayatı bitmişti. ölümsüz olmak için bir şey yapmaya karar verdi. Open Subtitles تدهورت مهنتها ولذلك قررت القيام بخطوه نحو الخلود.
    Dokuz ölümsüz ve yaşadıkları yerin asitle oyulmuş resmi var. Open Subtitles لقد وجدتُ نقش من الخالدين تسعة والمكان الذي يعيشون فيه
    Peşinden koşup, nefessizce ölümsüz aşkını ilan ettiğin. Open Subtitles أولئك الذين تركض لهم بدون جدوى حتى تعلن لهم حبك الأبدي
    Tanık, kendi zamansız ormanında ölümsüz olmayı arzuluyor ama zamanı yok ettiğini ölen ve yaşayan şeylerin bir arada olduğunu bir düşünsene. Open Subtitles الشاهد يريد أن يكون خالدا في غابته السرمدية لكن أيمكنك تصور تدمير الزمن بعينه و كل ما سيبقى سوف يموت و يحيى
    O günü bilmek bizi ölümsüz yapmaz. Open Subtitles عدم معرفة هذا اليوم يجعلنا فعلياً خالدون
    Gecikme. ölümsüz mutluluk bir dolar kadar yakın. Open Subtitles لا تتأخر، السعادة الأبدية على بعد دولار واحد.
    Medea Talos'a bir anlaşma sundu: cıvatayı çıkarması karşılığında Talos'u ölümsüz yapacaktı. TED عرضت ميديا علي تالوس صفقة: لقد ادعت أنها تستطيع جعل تالوس خالدًا للأبد وفي المقابل يجب عليه أن يزيل المسمار.
    Eğer hepimizin ölümsüz ruhlara dönüşeceğimizi düşünüyorsan onları görmek hoşuma giderdi. Open Subtitles لو انت تعتقد اننا كلنا ممسوسون بواسطة روح خالده ساحب بالتأكيد رؤيتها
    Sana olan ölümsüz aşkını itiraf etmek için geldi. Bu yüzden de onunla uğraşmayı sana bırakıyorum. Open Subtitles قدّ عادت لتعترف بحبّها الأبديّ لكَ، لذا سأترككَ تتدبّر أمرها.
    Ben ölümsüz olmak istemiyorum, sadece kurtulmak istiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أكون أبدي فقط أريد أن أخرج من هذا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد