Bu gece, öldürmeyi henüz bitirmediğine inanmamız için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | لدينا أسباب تدفعنا للإعتقاد أنه لم ينتهِ من القتل الليلة |
Burada çalışmak bana nasıl öldürmeyi ve bundan nasıl kurtulmayı öğretiyor. | Open Subtitles | أعطاني العمل هنا معرفة جيّدة جداً حول كيفية القتل والإفلات بذلك. |
İlk insan, burnu akan adamı öldürmeyi çok kolay başarabilirdi. | Open Subtitles | الإنسان الحاذق كان سيجد طريقة لقتل الشخص بإستعمال أنف سائل |
Yaşamaya dahi hakkın yok.' Ve işte o zamandı kendimi öldürmeyi düşünmeye başlamam." | TED | أنت حتى لا تستحقين العيش.' و هنا حقاً كانت بداية تفكيري بقتل نفسي." |
Der ki: "Sevişmeyi arzulamayan bir dadıya sahip olmaktansa beşikteki bebeği öldürmeyi yeğlerim." | Open Subtitles | قال من الاسهل ان تقتل طفلا في المهد عن ان تلبي رغبات جامحة |
Yarın sabah, öldürmeyi düşündüğün cani katille ilgili delil toplayacaksın. | Open Subtitles | ستجمع في صباح الغد دليلاً عن قاتل عنيف تعتزم قتله |
Vietnam'a gittim, orada bana kadınları ve küçük çocukları öldürmeyi öğrettiler. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى فييتنام حيثُ علموني كيف أقتل النساء و الأطفال الصِغار |
Kılıç darbelerinin zarafetiyle adam öldürmeyi kolay bir şey gibi gösterirdi. | Open Subtitles | نعمة أوفيس السكتات الدماغية السيف، جعل القتل نظرة من السهل جدا. |
Eğer bunu yaparsak, sormamız gereken insanlar işledikleri suçlardan dolayı ölmeyi hakkediyorlar mı değil, biz öldürmeyi hakkediyor muyuz. | TED | والطريقة الأخرى للتفكير بذلك ليست ما إذا كان الشخص يستحق الموت لجرمٍ إرتكبه ، ولكن هل نملك الحق في القتل ؟ |
Irk hakkında ve öldürmeyi hakkedip etmediğimiz hakkında konuşuyorum. | TED | أتحدث عن العنصرية وعن ذلك السؤال ما إذا كنا نملك الحق في القتل. |
İnsan öldürmeyi gerektiren bir gelenek bana hiç mantıklı gelmiyordu ve bu defa bu konuda bir şey yapmam gerektiğini biliyordum. | TED | العادة التي تشجع القتل لا تعني لي شيئاً على الإطلاق و لقد عرفت أنه كان يتوجب علي فعل شيءٌ ما حيال تلك العادة هذه المرة |
Gariptir, bir an Charlie Simon'ın sadece eski karısını öldürmeyi planladığını düşünmek istedim. | Open Subtitles | الغريب أني كنت آمل أن شارلي سيمون فقط كان يخطط لقتل زوجته السابقة |
Şu anda babasını öldürmeyi tasarlayan oğlunu cezalandıran yaşlı bir adam konumundayım. | Open Subtitles | أنا هنا كرئيس للعائلة، إصدار حكم على الابن الذي تآمر لقتل والده. |
Bu kadın açıkça annemi öldürmeyi planlayan reddedilmiş bir sevgili. | Open Subtitles | هذه المرأة من الواضح أنها تكره أمي وتخطط لقتل أمي |
Bu arada Doktor. O çocuğa ne dediğini duydum. Hani ailesini öldürmeyi hayal eden çocuk. | Open Subtitles | دكتور لقد سمعت ما قلته لذلك الفتى الذي يتخيل انه يقوم بقتل والديه |
Bu yüzden umuyoruz ki aslan sürülerinden bir tanesi o şansı yakalasın ve onlardan bir tanesini öldürmeyi istiyorlar. | Open Subtitles | لِذا نأمل حقَّا ً أنَّ تكون واحدة من مجموعات الاسود تلك محظوظة ويُعالجون الموقف بقتل واحد ٍ منهم. |
Kadına kocasına öldürmeyi öğret, Bir daha yemek yapmak zorunda kalmasın. | Open Subtitles | تعليم الامرأة كيف تقتل زوجها اللعين، ولن تعد وجبة العشاء مجدداً. |
Doğru metale, 760 derecenin üstünde sıcaklıklara ve öldürmeyi arzulayan birine. | Open Subtitles | المعدن الملائم وحرارة تزيد عن الـ400 درجة مئوية، وشخصاً تريد قتله. |
Ben hiçkimseyi öldürmeyi ya da mirasına konmayı planlamadım. | Open Subtitles | كان لهوا و قد استمتعت به ، لم أفكر أبدا أن أقتل أحدا أو أرث أى نقود |
Onu kim öldürmeyi başarırsa, o kişi de derhal çok kötü bir ölüme çarptırılacak. | Open Subtitles | و بأى حال فالذى سينجح فى قتلها سوف يعرض نفسه فورا الى ميته بشعه |
Eğer ayaklanıp beni ve hanımımı öldürmeyi düşünüyorsanız bunu unutun. | Open Subtitles | هل سمعتم عن التمرد و قتلي مع زوجتي؟ فالتنسوا الأمر تماما |
Eğer beni öldürmeyi planlasa daha iyi bir yer seçerdi | Open Subtitles | اذا كان يخطط لقتلي ، فانا اشك انه سوف يختار مكان لطيف |
Şansın varmış Jason. Seni öldürmeyi çok istiyordum. | Open Subtitles | انت رجل محضوض ياجيسون كنت انوي قتلك اشنع قتلة |
doğduğumuz anda elimize silah verdiler, öldürmeyi öğrettiler. | TED | الشيء الوحيد الذي يمكننا القيام به، ونعرفه، منذ ولادتنا، هو الإمساك بالبندقية وإطلاق النار منها للقتل. |
Keşke zamanımı seni kılıçla öldürmeyi planlamak için harcayacağıma seninle kovalamaca oynamak için harcasaydım. | Open Subtitles | اتمنى اني قضيت المزيد من الوقت للعب مسك الكره معك بدلا من تدريب جسمي و عقلي لقتلك في معركه مناجل |
Gidip yok edilemez adama, birinin onu öldürmeyi planladığını söylemeliyim. | Open Subtitles | سأذهب كي أخبر الرجل المنيع أن هناك من يخطط لقتله |
Seni düşündüğünden de fazla tanıyorum. Oradayken öyle bir an oldu ki bir anlığına beni öldürmeyi düşündün. | Open Subtitles | أعلم أنك أفضل مما تظن نفسك وقد مرت عليك لحظة هناك كنت تفكر بها بقتلي |
Senin planın benim halkımdan yedi kişiyi öldürdü, ama öldürmeyi başaramadıklarınız şimdi arkadaşlarını alıkoyuyor... | Open Subtitles | خطّتك قتلت سبعة من ناسي لكن الأشخاص الذين فشلت في قتلهم يحتجزون أصدقائك في هذه اللحظات |