ويكيبيديا

    "önüme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أمامي
        
    • امامي
        
    • قدما
        
    • قدماً
        
    • أمامى
        
    • قبلي
        
    önüme bir tabela koyup ben burda değilmişim gibi mi davranacaksın? Open Subtitles ستضعين تلك اللافتة أمامي ؟ و تتدعين أنني لست موجوداً ؟
    Hayatım boyunca önüme ne koyulsa onu yaptım. Pek kafa patlatmadım. Open Subtitles أمضيت حياتي كلّها أسلك ما هو أمامي دون التفكير كثيراً بشأنه.
    Ve hayatımın son 15 senesinde ucuz bir kilise kıyafeti giyip Tanrı'yı bulmak adına her önüme gelen siki ağzıma almadığım için üzgünüm. Open Subtitles أنا آسفة أنني لم أمضى آخر 15 عاما من حياتي في لعك كل قضيب أمامي مرتدية ثوب جنسي رخيص وأدعي بأني وجدت الله
    önüme bütün beşerin sonu geldi çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Open Subtitles نهاية كل بشر قد اتت امامي لان الارض امتلات ظلما منهم
    Artık bunu arkada bırakmak ve önüme bakmak istiyorum. Open Subtitles وأنا حقا أريد أن أضع هذا ورائي وأمضي قدما
    Yapılacak tek şey önüme bakmak ve bununla baş etmek. Değil mi? Open Subtitles الحل الوحيد هو المضي قدماً وعلاجه، صحيح؟
    Benimki otobanda duman içinde çünkü önüme bir geyik fırladı. Open Subtitles سيارتي مدخنة في طريق هايواي 13 لأنّ غزالاً قفز أمامي
    Adil olduğunu düşündüğün herhangi bir sözleşmeyi koy önüme imzalayayım. Open Subtitles ضعي عقد أمامي بما تظنبن أنه عادل كفاية وسأقوم بتوقيعه
    Bence öyle değil. Az önce önüme beş konserve zeytin koydun. Open Subtitles لا أعتقد ذلك، لقد وضعت 5 علب عملاقة من الزيتون أمامي
    önüme koyduğun ve seninle iş yapmama neden olacak bu anlaşmayı imzalamam. Open Subtitles لا وجودَ لصفقةٍ قد تضعها أمامي .ستجعلني أودُ بأن أدخلَ بعملٍ معك
    İnsanlar önüme kelepçeli getiriliyor, yoksunluk krizi içinde, depresif, aç olarak ve akli sorunlarıyla. TED يأتي الناس أمامي وهم مكبلون، في غاية المرض، مكتئبون، جائعون وبأمراض عقلية.
    Bu yaklaşımda ilk denememi 60 yaşlarında bir adam önüme kelepçeyle geldiğinde yaşadım. TED وأتت المحاولة الأولى باستعمال هذه الطريقة عندما مثَل أمامي رجل مكبل في الستينيات من العمر.
    Yani, önüme konduğunda müziği görebiliyorum Open Subtitles أعني أنني أستطيع قراءة النوتة الموسيقية لو وضعت أمامي
    Hayatımın sonuna kadar önüme bakacağım, arkama değil. Open Subtitles و سأنظر أمامي لما تبقى من حياتي ، ليس وراء ظهري
    Titiz biri değilim. önüme ne konsa yerim. Open Subtitles أنا لا أتشرّط، أي شيء تضعه أمامي أتناوله.
    Lois'in önüme koyduğu ne idüğü belirsiz yemeğe burun kıvırdım. Open Subtitles لقد نظرتُ وامتعضتُ على هذه الوجبة المريبة التي وضعتها لويس أمامي
    Sakince oturup önüme bakacağım. Jüriye asla bakmayacağım. -Ve? Open Subtitles أظل جالسة وأنظر أمامي مباشرة ولا أنظر لهيئة المحكمة على الاطلاق
    Şu andan itibaren kendi önüme bakıp kendi yoluma odaklanacağım. Open Subtitles ولهذا من الان يجب أن انتبه الي الطريق الذي امامي و ان ابقي مركزه علي دربي
    Kraliçe soyunma odasına girdi, önüme kadar geldi. Open Subtitles انها تدخل الى غرفة تبديل الملابس امامي مباشرةً
    Bazı şeyler oldu ve artık önüme bakmam gerektiğini hissettim. Open Subtitles بعض الأمور حدثت و جعلتني أحس و حسب أنه آن الأوان للمضي قدما بحياتي
    Bitti gitti de, önüme bakabilirim artık. Open Subtitles أنا مسرور لانتهائها وحسب، ويمكنني المضيّ قدماً الآن
    önüme nur, arkama nur, üzerime nur, altıma nur. Open Subtitles ومن أمامى نوراً، ومن خلفى نوراً ومن فوقى نوراً، ومن تحتى نوراً
    Hasımlarım karşısında önüme sofra kurarsın başımı yağla meshedersin kasem taşkındır. Open Subtitles أنت أعددت مائدة قبلي في وجود أعدائي أنت تمسح رأسي بالزيت

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد