İşte bu yüzden öne çıkıp şahitlik yapabilecek birilerini bulmakta çok zorlanmışlardı. | Open Subtitles | لهذا السبب كانوا يعانون من أؤقات صعبة إبحث عن أي شخص يود أن يتقدم بشهادة |
Birisi öne çıkıp evin erkeği olmak zorunda, üstelik artık babam da yokken. | Open Subtitles | لأجل التمرين فقط يجب أن يتقدم أحد ليكون رجل المنزل في ظل غياب أبي |
Aranızdan hanginiz, öne çıkıp da büyük bir cesaretle "ben korkağım" diyebilir? | Open Subtitles | يتقدم للأمام من بينكم لديه الشجاعة ليتقدم للأمام ويقول "مرحباً، أنا الجبان!" |
Başka biri öne çıkıp bir kutu alsa güzel olabilir. | Open Subtitles | و قد يكون لطيفاً إن قرر أحد ما أن يتقدم و يشتريَ كيساً من الكعك |
Dinle, arkandan iş çevirdiğim için üzgünüm, ama birimizin öne çıkıp liderliği ele alması gerektiği çok açık. | Open Subtitles | إسمع أنا آسفة أني تصرفت من خلف ظهرك لكن من الواضح أن على واحد منا أن يتقدم ويتولي القيادة |
Biriniz öne çıkıp sorumluluğu alana kadar hepiniz bu odada kilit altında kalacaksınız. | Open Subtitles | حتى يتقدم واحد منكم ويتحمل المسؤلية |