Ama bunun Önemli değil. Çünkü biz dublörüz, mantıklı insanlar değiliz. | Open Subtitles | و لكن لا بأس لأننا مؤديي مشاهد خطرة وليس لدينا إحساس |
Önemli değil. Bu, ilk pantolonsuz kalışım değil. Son da olmayacak. | Open Subtitles | لا بأس , لم يكن بنطالي الأول و لن يكون الأخير |
-Durun! Önemli değil. İşte bu yüzden feragatname imzalıyorsunuz millet. | Open Subtitles | لا بأس , لهذا نحن نوقع التنازلات , أيها الرفاق |
Hayır, Önemli değil, madam. Onu kendi istedi, kendi buldu. | Open Subtitles | لا عليك يا سيدتى, لقد طلب هذا وقد حصل عليه |
Önemli değil Rick. Bu Tommy. Eskiden burada otururdu. | Open Subtitles | لا مشكلة يا ريك، تعرف على ساكننا القديم تومى جارفس |
Önemli değil, anne. Onunla olmak zorunda değilsin. Bir sürü-- | Open Subtitles | أمي ، لا بأس ، ليس عليك الإستقرار معه، يوجدالكثيرمنالرجال.. |
Önemli değil. Yani, onlar kavga ediyor onlar sevişiyor. Ben de kalabalığın içindeyim. | Open Subtitles | لا بأس, أقصد, هؤلاء يتشاجرون و هؤلاء يتحابون, وأنا في حديقة الحيوان معك |
Aslında Önemli değil. Ben de gidip hava almak istiyordum. | Open Subtitles | أتعلمون، لا بأس بذلك فى الواقع أنا أريد بعض الهواء |
Olsa da Önemli değil, ama niye en son bizim haberimiz oluyor? | Open Subtitles | لا بأس أن يحدث هذا، لكن لماذا نكون ىخر من يعلم ؟ |
- Önemli değil. - Çok fazla çekmediysen sorun yok. | Open Subtitles | لا بأس بالأمر ، طالما لم تسحب الكثير فأنت بخير |
Çünkü bazen insanlar seninle oynamak istemez ama bu Önemli değil. | Open Subtitles | لانه احياناً الناس لا تريد اللعب معك وهذا لا بأس به |
artık Önemli değil. Bu sefer ölümden geri döneceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكن، لا بأس هو لن يعود مِن الموت هذه المرّة |
Önemli değil. Bence de kiralamak, satın almaktan daha iyi. | Open Subtitles | لا بأس ، اعتقد انا احب الاستئجار اكثر من التملك |
Önemli değil. Çok yardım ettiler. Bayağı çok yardım ettiler. | Open Subtitles | لا عليك , لقد ساعدتكم كثيراُ الكثير من المساعدات الجيدة |
hmm, eğer başka planlarını varsa... Önemli değil buketi atmadan önce ayrılırız | Open Subtitles | لا مشكلة سنغادر قبل إلقاء باقة الزهور فاء |
Baba Önemli değil ancak anne ve çocuk burada olmalı. | Open Subtitles | الأب ليس مهماً لكن الأم والطفلة يجب أن يكونا هنا |
Önemli değil beyler. Daha önce de sahnedekilerin anneleriyle uğraşmıştım. | Open Subtitles | لابأس بذلك أيها السادة تعاملت مع أمهات بالمسرح من قبل |
Önemli değil. Kaç tane çocuk burada hâlâ bunu yapıyor ki? | Open Subtitles | هذا لايهم , كم ستحصلون على أطفال وأنتم تفعلون هذا لبعضكم |
Boşver, Önemli değil zaten, seni çok iyi anladım ben, Nick. | Open Subtitles | على أيّة حال.. لا يهمّ ذلك.. لأنني أفهمك جيّداً يا نـك. |
Benim ne düşündüğüm Önemli değil. Hala aynı şeyin peşindeyiz. | Open Subtitles | ليس مهما ماذا أعتقد نحن ما زلنا وراء نفس الشئ |
Bir uzaylı için çalışıyorlardı, ama bu pek Önemli değil. | Open Subtitles | إنهم يعملون لدى فضائى , لكن هذا لا يهم فعلاً |
Bu Önemli değil tabii, çünkü sizin işiniz insanları korumak değil! | Open Subtitles | لكن هذا غير مهم ليس لان هذا من مهمتنا حماية الناس |
Doğrusu, bu o kadar da Önemli değil. Boş ver. | Open Subtitles | أنا أقول لكي الحقيقة , لست مهتماً , لا عليكِ |
Ve... Önemli değil bedava oda, sofra ve de taşıma için. | Open Subtitles | آه, على الرحب والسعة مجانا, غرفة المجلس ، والنقل أيضا. الأحمق. |
Bu o kadar Önemli değil ama karşılık verecekleri zamanı da biliyorlar. | Open Subtitles | وهذا ليس مهم الجميع يستطيع من خلال الانترنت ولكنهم يعلمون متى سنستجيب |
Ne kadar tutacağı veya neler yapacağınız Önemli değil... sadece beni ayakta tutun. | Open Subtitles | لا أهتم بما قد تُكلف او ماذا ستفعلين أريد فقط ان اواصل المشي |
Bu hamam böceği için Önemli değil -- eğer dikkatli davranırsanız onları tekrar büyütebilir. | TED | ليست مشكلة للصراصير، أقدامها تنمو مرة أخرى، في حال كنتم مهتمين |