ويكيبيديا

    "önyargılı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • متحيز
        
    • تحيز
        
    • المسبقة
        
    • منحاز
        
    • متحاملة
        
    • لنحكم
        
    • ضار
        
    • متحيزًا
        
    • تحكمي
        
    • مُعدي
        
    • متحيزة
        
    • المحاكمة قائم على
        
    Biraz önyargılı gibi geldi bana. Open Subtitles يَبْدو أنك متحيز لتلك المجموعةَّ قليلاً، إذا طلبت أن تَسْألَني.
    Tahminimce seninkidir ama önyargılı olduğumu kabul etmekle ilgili bir sorunum yok. Open Subtitles تخمّيني أنها وكالتكِ، لكن، أنا لا أمانع الإعتراف بأني متحيز.
    Ve ben bu önemli olduğunu düşündüm hakkında biriyle konuşmak önyargılı olmadan ve bu kişi demektir. Open Subtitles وأعتقدت أنه من المهم ان اتكلم عنه مع شخص ما بدون تحيز او احكام مسبقة وأنت ذلك الشخص لماذا ؟
    önyargılı olmakla hata ediyorsun. Open Subtitles حتى نحن نتحمل جزء من الخطأ بسبب نظرتنا السلبية المسبقة لهم.
    Koçun kararlı önyargılı olduğunda birinin onu uyarması gerek. Open Subtitles يجب أن يعرف المدرب أن حكمه غير منحاز
    - Bakın ben o pentagram için önyargılı olmamaya çalışıyordum. - Bir pentagram hariç... Open Subtitles كنت أحاول ألا أكون متحاملة كثيراً على الرسم في هذه المدرسة
    Sadece yayınlanmış özel bir an bize direk önyargılı olma hakkı vermez. Open Subtitles فقط لأن لحظه خاصه اصبحت عامه" "هذا لا يعطينا الحق لنحكم
    Bulls kazağı giyen bir şüpheliyi bulmak için yapılan şüpheli teşhisinde, Bulls kazağı giyen sadece bir şüphelinin olması sizce önyargılı bir davranış değil mi? Open Subtitles وانت لا تعتقد أنه ضار أن تضع مشتبة بة واحد يرتدى قميص فريق الثيران فى طابور العرض تهدف إلى إيجاد
    Bu duruşma Yargıç Harrison Creary'nin Halka karşı Gwyneth Van Zanten davasında davalı ve savunma avukatı aleyhine önyargılı davranıp davranmadığını belirleme duruşmasıdır. Open Subtitles هذه جلسة استماع لتحديد ما إن كان القاضي هاريسون كريري متحيزًا ضد المُدعى عليه ومحامي الدفاع في قضية الشعب ضد غوينيث فان زانتن
    önyargılı ne demek? Open Subtitles مامعنى تحكمي ؟
    Onun yerine bana, bir yabancıyı önyargılı olmadığına ikna etmek için yardım etmen lazım. Open Subtitles بدلا من ذلك، أحتاجك للمساعدة في اقناع غريب كليا انه ليس متحيز
    önyargılı yaklaşmadığını göstermek için. Open Subtitles الاسود سوف يكون اصعب من الابيض لكى يظن الناس بانه غير متحيز
    Hile bütün yarışlara karşı önyargılı olmaktır. Open Subtitles أن تقول أنك متحيز ضد جميع التهم
    Ben de sana kötü bir sıfat taktım, "önyargılı." Open Subtitles لدي تصنيف لك يا زميل "كلمة قبيحة تدعى "متحيز
    - Ben önyargılı değilim. - Laflarını kendine sakla, Adolf! Open Subtitles أنا لست متحيز - بالتأكيد يا أدولف هتلر -
    Bu vakaya baktıysanız önyargılı olabilirsiniz. Open Subtitles ان كنت تعرف هذه القضية فقد يكون لديك تحيز
    Müvekkilimize karşı önyargılı olduğunuzu düşünüyor ve duruşmayı yeni bir yargıcın yürütmesini talep ediyoruz. Open Subtitles نعتقد وقد بينت لك تحيز ضد عملينا, ونحن نطلب منك ان القاضي الجديد يفهم الإجراءات الاخرى
    Korkarım Üstat Yoda senato, bir Jedi mahkemesinin önyargılı görüneceğini inanıyor. Open Subtitles انا اسف , سيد يودا , ان مجلس الشيوخ يعتقد ان محاكمة داخلية للجاداي سوف تكون تحيز
    Biz de zaman zaman önyargılı düşünceleri ve fiziksel deneyimleri bir kenara bırakıp büyük resme bakmaya istekli olmalıyız ya da hikâyenin geri kalanını görmeyi riske atarız. TED نحن كذلك، يجب أن نكون مستعدّين أحيانًا لوضع أفكارنا المسبقة وتجاربنا الماديّة جانبًَا والنّظر إلى الصورة الأكبر، أو أنّنا نخاطر بعدم رؤيتنا لباقي القصّة.
    Benim fikrim önyargılı. Open Subtitles رأي منحاز
    Sen acımasız ve önyargılı kontrol manyağının tekisin. Open Subtitles ،أنت لئيمة متحاملة مهووسة بنزوة السيطرة
    Bize önyargılı olma özgürlüğü vermez. Open Subtitles هذا لا يعطينا الحق لنحكم
    Sonra onu, önyargılı davranmakla ve dışarıda olmakla suçladınız. Open Subtitles لذا بشكل صحيح جدا أتهمه بأن يكون خارج القاعدة " و " سلوك ضار
    önyargılı demek... Open Subtitles 'تحكمي تعني
    Ve sorun şu ki çok önyargılı bir hale gelebiliyorlar. Çünkü bazı parçaları aşırı bazılarını ise az kullanmayı öğreniyoruz. TED و المشكلة أنها من الممكن أن تكون متحيزة. لأنك تتعلم أن تفرط في إستخدام بعضها وتقصر في إستخدام البعض الأخر.
    Sayın Hâkim, biraz önce tek görgü tanığının önyargılı ifadesini kanıtladık. Open Subtitles حضرةالقاضي،لقدأثبتناللتو .. بأن بيان شاهدة العيان الوحيدة في هذه المحاكمة قائم على التحيّز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد