Çünkü dalgaların kumsalı öpmekten vazgeçmeyi reddetmesinden daha güzel birşey yoktur, kaç defa yıkıp geçtiği mühim değil. | TED | لأنه لا يوجد شيء أكثر جمالا من المحيط الذي لاينكف عن تقبيل الشاطئ ، مهما كانت المرات التي رُفض فيها |
Ben aptal bir moronum ve iğrenç bir suratım ve kocaman bir popom var... popom kokuyor ve kendi popomu öpmekten hoşlanırım. | Open Subtitles | إني مغفل وأحمق وقبيح وبدين، وذو رائحة كريهة وأحب تقبيل مؤخرتي. |
Ateşli kızları öpmekten hoşlanan bir ateşli kız gibi mi? | Open Subtitles | كالفتاة المثيرة التي تحب تقبيل فتاة مثيرة أخرى |
öpmekten daha fazlasını yapmak istedim. Seni becermek istedim. | Open Subtitles | اردتُ أنّ أفعل أكثر من تقبيلك ، أردتُ مضاجعتك في مرحلة ما |
Çünkü aklımda seni öpmekten başka bir şey yok. | Open Subtitles | لأنّ كل ما يجول في خاطري هو مقدار رغبتي في تقبيلك. |
Seninle, öpmekten fazlasını yapmak için, bilincimi temizlemeliyim. | Open Subtitles | أريد اراحة ضميري حتى يمكنني فعل أكثر من مجرد تقبيلكِ |
Bu doğru ama bu öpmekten öte bir şeydi. | Open Subtitles | هذا صحيح لكن ذلك كان يبدو اكثر من مجرد تقبيل |
Ya da karısı gagası olan bir adamı öpmekten bıkmıştır. | Open Subtitles | أو رُبما كانت متقززة من تقبيل رجل ذي منقار |
Bir erkeği öpmekten bahsetmişken, Bu haftasonu ne yapıyoruz? | Open Subtitles | بالحديث عن تقبيل الفتيان ماذا ستفعل في عطلة هذا الاسبوع ؟ |
Önceden boynuna içi kan dolu küçük bir şişeyi takan ve erkek kardeşini öpmekten hoşlanan kız olarak biliniyordu. | Open Subtitles | تلك الفتاة مع قنينة الدم حول عنقها التي تحب تقبيل أخيها الآن هي أم الأرض |
Bu gezegende seni öpmekten pişman olacak bir adam düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخيل هناك رجل على كوكب الأرض الذين من أي وقت مضى نأسف تقبيل لك. |
Gabe Foley'i öpmekten korkuyorum. Bunu aşacaksın, inan bana. | Open Subtitles | أنا خائفة من تقبيل غايب فولي - سوف تجتازين ذلك ،ثقي بي - |
- Benim için ne yaptın ki? Sen bir anda herifleri öpmekten hoşlanır oldun diye, bizimle de uğraşıyorlar. | Open Subtitles | نعم , نحن في اتخاذ حفنة من الحرارة , لأنك تَحْبُّ تقبيل الرجالِ . |
Sekiz saattir evliyiz ve sen daha şimdiden karını öpmekten yoruldun mu? | Open Subtitles | متزوج منذ 8 ساعات و تعبت من تقبيل زوجتك |
Ben burada 50 kadının önünde apış öpmekten bahsediyorum ama senin için mi garip? | Open Subtitles | -انا اتحدث عن تقبيل العانة اما 50 امرأة أخرى ولكنه امر محرج بالنسبة لك ؟ |
Bir gün kızım Tybee. Tybee bana geldi ve şöyle dedi : "Vücudumda senin için o kadar çok sevgi var ki baba, seni öpmekten ve sana sarılmaktan hiç bıkmıyorum. | TED | في ذات يوم .. جاءت ابنتي تابي الي وقالت لي .. "والدي انا احبك كثير .. وانا لا استطيع التوقف عن تقبيلك و ضمك الى صدري |
Artık seni öpmekten korkmama gerek yok. | Open Subtitles | ليس على أن أخشى تقبيلك بعد ذلك |
Seni öpmekten çok çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | انا حقا حقا احب تقبيلك ؟ |
Seninle, öpmekten fazlasını yapmak için, bilincimi temizlemeliyim. | Open Subtitles | أريد اراحة ضميري حتى يمكنني فعل أكثر من مجرد تقبيلكِ |
Seni öpmek için, seni öpmeyi istemek için seninle, öpmekten fazlasını yapabilmek için Rose'la konuşmalıyım. | Open Subtitles | , و لكي أقوم بأكثر من تقبيلكِ (عليّ التحدث إلى (روز |
Bunun çözümü beni öpmekten geçer. Sonra da öldürürsün. | Open Subtitles | الحل هو أن تقبلني أولاً ثم تقتلني بعدها |