- Sadece seni istiyorlar galiba. - Öyle görünüyor. | Open Subtitles | إذن الأمر كذلك , أنه يريدك انت يبدو كذلك |
Öyle görünüyor olabilir ama onları gerçekten tanıdığına emin misin? | Open Subtitles | أعلم أن, الأمر يبدو كذلك و لكنك هل تعرف هولاء الفتيان بالفعل؟ |
Öyle görünüyor. Onlar da öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | يبدو كذلك ، إنهم يريدوا أن يعرفوا ايضاً. |
- Öyle görünüyor. Emsalsiz bir vaka. Cidden afalladım. | Open Subtitles | يبدو ذلك ، هذا لم يسبق له مثيل أنا منذهل جداً |
Öyle görünüyor ki, evlenecek Prensler zavallı bir erkekten çok daha cefa çeker. | Open Subtitles | على ما يبدو ، أن الأمراء يعانون في الزواج أكثر من الرجال الفقراء |
Öyle görünüyor. Bugün biraz para kazandım. | Open Subtitles | يبدو كذلك حصلت على القليل من المال اليوم |
Ben sadece adice görünmemeli ve sanki Öyle görünüyor. | Open Subtitles | أنا فقط يجب أن لا نشعر بأنه أمر غير أخلاقي وهو نوعا ما ما زال يبدو كذلك |
Bu yüzden senin vücudunun böyle onunkinin de Öyle görünüyor. | Open Subtitles | لهاذا جسدكِ يبدو كذلك. و جسدها يبدو كذلك. |
Öyle görünüyor Sayın Yargıç, sizin de gördüğünüz gibi, ...müvekkilimizi küçük düşüren başka bir başlık beliriverdi. | Open Subtitles | يبدو كذلك حضرة القاضي وكما يمكن أن ترى ظهر مقال جديد يهين موكلنا |
Öyle görünüyor olabilir ama o filmden kovulmak başıma gelen en güzel şey olabilir, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً,هذا قد يبدو كذلك, ولكن فصلي من الفيلم قد يكون أفضل شيء |
Öyle görünüyor olabilir ama o hesabı ben açmadım. | Open Subtitles | أعلم أنه يبدو كذلك لكنّي لمْ أنشيء ذلك الحساب |
Öyle görünüyor. Koş, babanın şeytan çıkarma maşalarını getir. | Open Subtitles | يبدو ذلك ، اركضا وأحضرا أداة والدكما لطرد الأرواح |
Bazen Öyle görünüyor annen konuşuyor gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو هذا كُل ما تتحدث عنه والدتكِ. يبدو ذلك أحياناً. |
Öyle görünüyor, ama bu yüzden sevinmeli miyiz bilemiyorum. | Open Subtitles | يبدو ذلك لكنى لست متأكد إذا كان علينا أن نسعد حيال ذلك. |
Kim bilir, ama Öyle görünüyor birkaç yıldır orada olmalı. | Open Subtitles | من يدري، لكن هذا ما يبدو. كان هناك لبضع سنوات. |
Açıkçası Dennis, bu cam kulenden başka her yerden Öyle görünüyor. | Open Subtitles | هذ ما يبدو من كل مكان إلا من برجك الزجاجى |
Şimdi Togo eski başkanını aramak zorundayım, ve bitirdiğimde, Öyle görünüyor ki dünyanın diğer kalanının sonu gelmiş olacak. | Open Subtitles | الآن يجب علي أن أتصل بالرئيس السابق ل توجو وعندما أنتهي , كما يبدو بقية العالم ستقترب من نهايتها |
Öyle görünüyor, değil mi? İçeri girmek ister misin? Evet. | Open Subtitles | يبدو هذا ؟ اتريدين الدخول الى هناك ؟ اجل مرحبا |
Öyle görünüyor. Bir bakalım, geçen hafta baban neredeydi Neil? | Open Subtitles | يبدو الأمر كذلك, تعال, أين كان والدك ليلة البارحة, نيل؟ |
Sanırım Öyle görünüyor. Evet. | Open Subtitles | حسناً، أعني، أنا واثق أنّ الأمر يبدو هكذا. |
Çırılçıplak ahıra yürüyor, ya da Öyle görünüyor. | Open Subtitles | انه يتجه نحو الحظيره و هو عارى او هكذا يبدو |
Sonra, Dünya'nın gerçekliğin değişmez merkezi olduğunu düşündük, çünkü Öyle görünüyor. | TED | ثم اعتقدنا إن الأرض مركز الكون الثابت لأنها تبدو كذلك |
Öyle görünüyor, ama gerçek şu ki, onlar sadece bir saat önce yoga sınıfında tanıştılar. | Open Subtitles | يبدو الأمر هكذا لكن الحقيقة هي أنهم إلتقيا من مجرد ساعة في صف يوغا |
- Yeterince açık olduğumu sanıyorum. - Öyle görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا واضح بالنسبة لي- واناأيضاَ- |
- Evet hanımefendi, Öyle görünüyor. | Open Subtitles | نعم سيدتي. ويبدو ذلك. |
Öyle görünüyor ki, mutfağı olan bir yere taşınmam lazım. | Open Subtitles | حسناً , يبدو أننى سأنتقل وأبحث عن مكان به مطبخ |
Katilin zombi olup olmadığından emin değiliz ama Öyle görünüyor. | Open Subtitles | نحن لسنا متأكدين كان أول القاتل غيبوبة، ولكن يبدو مثل ذلك. |
Ben biraz daha uyuyacağım. Öyle görünüyor. | Open Subtitles | سأذهب لإنام وقت أكثر. يبدوا هذا. |