Onlara selam verirken, kolundan özür dilemen gerekir. | Open Subtitles | عندما تؤدى التحيه للاثنين عليك ان تعتذر الى ذراعك |
Bilet aldığını söyledin sandım. Hayır, özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | ظننت باأنك قلت باأن لديك التذاكر لا , ليس عليك أن تعتذر |
Görünüşe göre bir arkadaşınla kavga ettiğinde, ondan özür dilemen gerekirmiş. | Open Subtitles | تبيّن أنه عندما يتشاجر المرء مع صديقه، يفترض به الاعتذار. |
Bu hakikaten harika bir özellik ve bunun için özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | و هذه فعلا سيماء باهرة ، و لست مضطرا للإعتذار من أجلها |
Bak, hiçbir şey için özür dilemen gerekmiyor, tamam mı? | Open Subtitles | إنظري , لا يجب عليكِ الإعتذار لأي شيء , حسناً؟ |
Hiç birşey için özür dilemen gerekmiyor. Henüz onların seviyesine düşmedin. | Open Subtitles | لا تحتاجى للاعتذار عن كل شىء لم نهبط لمستواهم |
özür dilemen ve açıklama yapmana gerek yok. | Open Subtitles | لا تعتذري او تحاولي شرح الامر لي |
- özür dilemen gereken kişi ben değilim. | Open Subtitles | أنا لست الشخص الذي يجب عليك أن تعتذر له. |
- Sanırım ihtiyacın olan tek şey, evlat... bizi neredeyse öldürecek olduğun için ben ve kardeşlerimden özür dilemen. | Open Subtitles | أن تعتذر لي ولاخوتي أنك كدت تقتلنا |
- Üzgünüm. - özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | ـ أنا آسفة ـ ليس من الضروري أن تعتذر لي |
Hanımefendiden bir özür dilemen gerekiyor. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك ان تعتذر للسيدة |
özür dilemen gereken tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | انا لست الشخص الوحيد الذي يحتاج الى الاعتذار |
özür dilemen gereken kişi ben değilim. | Open Subtitles | أنا لست من عليك الاعتذار إليها |
özür dilemen gerekmez Julien. | Open Subtitles | لا يجب عليك الاعتذار يا جوليان |
Onu sana tanıştırıp özür dilemen için bir şans vermek istiyorum. | Open Subtitles | وأودّ أن أقدّمها إليك وأعطيك فرصة للإعتذار |
özür dilemen gereken hiçbir durum yok. Konu nedir? | Open Subtitles | انتي لم تفعلي شيئا للإعتذار من اجله ما الأمر ؟ |
Bu durumda yapmamız gereken ilk şey duruşma salonuna girdiğimizde biz özür dilemek zorundayız, senin özür dilemen gerekiyor. | Open Subtitles | لذا, أول شيء نحتاج لفعله حين ندخل لغرفة المحكمة علينا الإعتذار, أنت بحاجة للإعتذار |
- Jack, özür dilemen gerekmiyor. - Bunu kendi güvenliğin için yaptım. | Open Subtitles | جـــاك , ليس عليك الإعتذار عن شئ - فعلت ذلك لحمايتك - |
Rüya için benden özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | لا يتــوجب عليــك الإعتذار لي بخصوص حــلم |
özür dilemen gerekmez, Aaron. | Open Subtitles | لا داعي للاعتذار يا سيد هارون ليس خطأك |
özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك ان تعتذري ... لونستين |
- Benden özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | ــليسمن شأني... . ــ أنتِ لا تدينين لي بإعتذار. |
Beni rahat bırak. Sence özür dilemen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أن الأعتذار جاري ؟ |
Ve hatalı olduğunda, özür dilemen gerektiğini bile bilmiyorsun. | Open Subtitles | ولست بالتهذيب لتعتذر عندما تخطئ |
Belki bu gece, birine onu sevdiğini söylemen.... belki bir arkadaşından özür dilemen, belki de yeni bir şeyler denemen için son şansındır. | Open Subtitles | هذه أخر فرصة لكِ لتخبري شخصاً ما أنك تحبيه ربما لتعتذري لأصدقائك القدامى جربي شيئاً جديداً |
- Kesin öyledir. - özür dilemen gerek yani. | Open Subtitles | ـ أنا واثقة إنها كذلك ـ لذا عليكِ أن تعتذرين |