Şimdi, bu çocuklardan hemen özür dileyeceksin. Bunu gördünüz mü çocuklar? | Open Subtitles | والأن عليك أن تعتذر إلى جميع أولائك الأطفال أترون يا أطفال؟ |
O kadar aptalca ki, cenazemde ailemden sen özür dileyeceksin, anladın mı beni? | Open Subtitles | إنها فكرة غبية جداً وسوف تعتذر إلى جميع أفراد عائلتي في جنازتي، أتفهم؟ |
Dediğim gibi yapacaksın. Newbury'lerden özür dileyeceksin. | Open Subtitles | انت ستفعل كما قلت لك انت ستعتذر الى عائلة نيوبيري |
Ve Büyük Usta'mızdan kalbini kırdığın için özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ..وبعدها ستعتذر لسيدنا الأعظم، لأنّك حطمت فؤاده |
Sonra sıkılacaksın, geri döneceksin ve aptalca davrandığın için özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ثم ستشعر بالضجر فتستدير وتعتذر عن حمق تصرفاتك. |
Dinle, dostum, sana birkaç dakika veriyorum, ..oraya gidecek ve özür dileyeceksin. | Open Subtitles | أنصت ياصاح، ستتمهل دقائق، وستذهب لهناك وتعتذر. له؟ |
Ağaçtan şimdi özür dileyeceksin, yoksa hemen destek çağırıyorum. | Open Subtitles | اعتذري للشجرة الآن او سأدعو المساندة |
özür dileyeceksin. Hepsi unutulacak. | Open Subtitles | أسمعي, أنتي ستعتذرين وكل شيء سينسى |
Kilise dehlizinin camını kırdığın için özür dileyeceksin herhâlde. | Open Subtitles | جئتَ لتعتذر عن كسر النافذة في صحن الكنيسة حسبما أظنّ |
- Biri yardım edebilir mi? - Öyle ya da böyle özür dileyeceksin zenci! - Teşekkürler şerif. | Open Subtitles | أبي زنجيتك سوف تعتذر بطريقة أو أخرى روزالين. |
Onu akşam yemeğine davet edeceğiz ve sen de özür dileyeceksin. | Open Subtitles | الان سوف نتصل به من اجل العشاء وانت سوف تعتذر |
Hemen pişmanlığını belirtip seçmenlerden özür dileyeceksin. - Bay Shaw, kasetteki kız kimdi? | Open Subtitles | إن هذا الرجل يمكنه فرض نفسه ستكون نادماً تعتذر من ناخبيك |
Dün öyle çekip gittiğin için özür dileyeceksin. Dileme. | Open Subtitles | كنت على وشك أن تعتذر بسبب رحيلك البارحة,لا تفعل |
Bize şu videoyu göstereceksin. Bir de özür dileyeceksin tamam mı? | Open Subtitles | سوف ترينا هذا الفيديو، ولسوف تعتذر أتفهم؟ |
Gördüğün gibi, 4 günlük gözetimi kabul etmiyorum ve sen de bana ve okul arkadaşlarıma sert davrandığın için herkesin önünde özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ترى انا لن اقبل بأربعة ايام احتجاز وأنت ستعتذر امام العلن لكونك صارم معي واصدقائي في المدرسة |
Biliyor musun Harvey, buradan içeriye ilk girdiğinde bir saniyeliğine bana onca zaman yalan söylediğin için özür dileyeceksin sandım. | Open Subtitles | أتعلم، عندما دخلتَ إلى هنا، خلت لثانية أنك ستعتذر إلي على كذبك طيلة ذلك الوقت |
Tamam, demek ki, şimdi benden özür dileyeceksin, bu mudur? | Open Subtitles | حسناً , هل ستعتذر لي الآن أهكذا الأمر ؟ |
Orada durup ağlayarak kendine acıman bitince öküz gibi davrandığın için gidip iki kızından da özür dileyeceksin. | Open Subtitles | الآن , بينما تنتهي من الوقوف هنا باكياً وشاعراً بالأسى حيال نفسك ستذهب وتعتذر لكلتا ابنتيك كونك أحمق |
O kızdan kurtulup nişanlından özür dileyeceksin! | Open Subtitles | ستتخلص من هذه الفتاة وتعتذر لخطيبتك |
Odadakilerden özür dileyeceksin diyeceksin ki geçirdiğin felç seni güçsüz bıraktı bu nedenle gitmen-- | Open Subtitles | اعتذري للحضور وأخبريهم أن الجلطة جعلتك |
O unlardan para almayacak ve Eva'dan özür dileyeceksin. Özür mü? | Open Subtitles | لن تحصل على أيّ مال مقابل الطحين و ستعتذرين لـ (إيفا) |
O motoru bulduğun yere geri götürecek ve onu aldığın kişiden şahsen özür dileyeceksin. | Open Subtitles | ستعيد ذلك المحرّك حيثما وجدته وستعتذر شخصيا للرجل الذي أخذته منه |
- Bak, seni uyarıyorum. Hemen o kadından özür dileyeceksin. | Open Subtitles | سوف تذهب لتقول بأنك آسف لتلك السيدة |