| Tamam, saatlik düsünelim. Bazi özel durumlar oldu, o yüzden... | Open Subtitles | دعني أفكر بها كساعات عمل وبسبب أنه كان هناك ظروف خاصة |
| Bak, bunların özel durumlar olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | هذا انا اتفهم ان هذه ظروف خاصة |
| Ayrıcalıklar isterim özel durumlar, özel istihkaklar. | Open Subtitles | كنت اريد... ظروف خاصة .. مؤن خاصة |
| Tek fıçı ürünü dostum. Sadece özel durumlar için. | Open Subtitles | برميل قذارة واحد يا صديقي ، من أجل المناسبات الخاصة ، صحيح ؟ |
| Her yerde, zengin ve fakir için özel durumlar olmamali çünkü cephedeki herkes birileri için özel bir durum. | Open Subtitles | الكبير والصغير , الغني والفقير لايجب أن يكون هناك حالات خاصة لأن كل رجل في الجبهه يعتبر حالة خاصة لأحد ما |
| - Bunlar özel durumlar Johnston. | Open Subtitles | -حسنا.. هذه ظروف خاصة , جزنستون. |
| - Bunlar özel durumlar Johnston. | Open Subtitles | هذه ظروف خاصة , جزنستون. |
| özel durumlar vardı. | Open Subtitles | كانت هناك ظروف خاصة |
| Bunlar çok özel durumlar. | Open Subtitles | هذه ظروف خاصة |
| Bir daha kavga etmeyeceğine söz verirsen, ben de özel durumlar hariç, sana bağırmayacağıma söz veririm. | Open Subtitles | لو وعدتك بعدم العراك ثانية أعدك بعدم الصراخ فيك... إلا عند المناسبات الخاصة |
| Burayı özel durumlar için saklıyorum. | Open Subtitles | أتواجد هنا في المناسبات الخاصة. |
| Büyük ihtimalle bu duruma uyan özel durumlar da vardır. | TED | و قد تكون هناك حالات خاصة لهذا. |
| Ama bunlar özel durumlar. | Open Subtitles | لكن هذه.. حالات خاصة |