Pekala, ilk soru ideal demokrasi hakkında, tüm bu özellikler çok albenili. | TED | حسنا، السؤال الأول كان عن الديمقراطية المثالية، وجميع هذه الصفات جذابة جدا. |
Karmaşık sistemler basit, kendine özgü kurallara göre hareket eden birçok etkileşimli parça barındırır ve bu yeni özellikler doğurur. | TED | إن الأجهزة المركبة لها العديد من الأجزاء المتفاعلة التي تتصرف وفقاً لقواعد بسيطة، فردية، و هذا يؤدي إلى خصائص ناشئة. |
Çünkü insani özellikler konusunda övgü almak çok zordur. | Open Subtitles | لانه من الصعب جدا أن تُمدَح بناءً على صفات وجسم الانسان اليس ذلك صحيحا؟ |
Şimdi size bu uzuvları yeniden oluşturmayla ilgili daha önemli özellikler göstereceğim. | TED | سأعرض عليكم الآن بعض الخصائص المهمة عن إعادة توليد الأطراف خلال لحظات |
Ama istediğiniz özellikler elime geçer geçmez çalışmaya başlayacağım. | Open Subtitles | وسأواصل العمل مباشرة بمجرد حصولي على المواصفات |
Ama bir bilim dalını ilginç kılan başka özellikler de vardır. | TED | ولكن أحياناً, للعلم سمات أخرى ما يجعله بالفعل حقاً ممتع. |
Cinsiyet seçimi yok, düzenlenmiş özellikler yok, taşıyıcı anne yok. | Open Subtitles | ،لا اختيار لجنس الجنين، لا ميزات مخصصة لا حمل صناعي |
Neden bunların hiçbirinde en sevdiğimiz yerlerle bağdaştırdığımız o şiirsel özellikler yok? | TED | لماذا لا يمتلكون تلك الصفات الشاعريّة والتي نربطها بالأماكن التي نعتز بها أكثر؟ |
Ortak özellikler iyi bir seçenek, çünkü onlar ortak; herkes onlara sahip. | TED | الصفات المشتركة مريحة لأنّها مشتركة، كل شخص يملكها. |
Size bu kişisel özellikler ile iligili aktarmak istediğim nokta; hiçbir zaman ne kadar zeki olduğunuz ya da ne kadar bilgili olduğunuz ile alakası olmamasıdır. | TED | والفكرة التي أريد أن أتركها في أذهانكم حول هذه الصفات أنها أساسًا ليست حول درجة ذكائك أو حول مقدار معرفتك. |
Buradaki önemli nokta, bütün bu insanlar bazı ortak özellikler taşısalar da çok çok farklı çevrelerden geliyorlar. | TED | الأمر المهم الآن عن كل هؤلاء الأشخاص هو أنهم يتشاركون خصائص معينة بالرغم من حقيقة أنهم جاءوا من بيئات مختلفة تماما. |
Düz yüzeyler tek şekilde davranış gösterirken pozitif ve negatif eğimli yüzeyler çok farklı özellikler sergiler. | TED | بينما تعرض الأسطح المنحنية ايجابًا وسلبًا خصائص مختلفةً جداً. |
Bu durum, buradaki kireç taşı bloğuna yeni özellikler kazandırabilir miydi? | TED | هل سيعطي هذا كتلة من الحجر الجيري خصائص جديدة؟ |
Bunlar da büyük bir liderde bulunması gereken özellikler ancak mantık ve alçakgönüllülük de olmak zorunda. | Open Subtitles | هذه صفات قائد عظيم أيضاً. ولكن فقط عندما تجتمع مع الشفقة والتواضع. |
Maymunlarla bazı fiziksel özellikler paylaşıyorum diye bu beni bir maymunun amcası yapmaz, öyle değil mi? | Open Subtitles | فقط لأنني أتشارك صفات فسيولوجية مع القردة لا يجعلني ذلك عمهم، أليس كذلك ؟ |
Belki daha önce bu özelliklerin bazılarını tecrübe etmişsinizdir. Ancak benim şu an bahsettiğim fiziksel özellikler, diğerleri değil. | TED | ربما كنت قد شهدت بعض من هذه الخصائص من قبل، ولكن أنا أتحدث عن الخصائص الفيزيائية، غير تلك الأخرى. |
En önemlisi, bütün bu özellikler nihayetinde bize tıbbi analizler için cazip derecede düşük maliyetle işleyebilen bir platform sağlayacaktır. | TED | والشيء الأهم، الذي يجب أن تزودنا به كل هذه الخصائص قاعدة للتحاليل الطبية يمكن أن تعمل بكلفة قليلة لكل اختبار |
Fazlasıyla yeşil dostu. Tüm özellikler kağıtta. | Open Subtitles | صديقة للبيئة بالكامل كامل المواصفات على الورق |
Sonraki 10 yılda üretilen turuncu tabaklar bugün bile tehlikeli özellikler taşıyor olabilir. | TED | الأطباق البرتقالية المصنعة في العقد التالي ربما يكون مازال لديها سمات خطرة على سطحهم الى الآن. |
Onun genetik yapısı vampirik özellikler açığa çıkarttı. | Open Subtitles | طباعه الوراثية جلبت ميزات مصامى الدماء الراقية |
Bilgin görüşlerine göre bu özellikler onu iyi bir kral yapar mıydı? | Open Subtitles | أكانت تلك المؤهلات ستجعل منه ملكاً جيّداً برأيك؟ |
Gerekli bazı özellikler var seksüel anlamda. | Open Subtitles | حسناً ، يوجد بعض المواصفات الخاصة مواصفات جنسية |
Ya hayal ettiğimiz özellikler deveyi Sahra gibi yerlere tamamen uyumlu hâle getirerek aslında kışı atlatmasına yardımcı olmak için evrim geçirtiyorsa? | TED | ما إذا كانت الميزات التي نتصورها تجعل الجمل يتكيف في أماكن مثل الصحراء، تطورت في الواقع لمساعدته على مواجهة الشتاء؟ |
ya da sadece bazılarımız için istediğimiz farklı özellikler mi seçeceğiz? | TED | أو ، سنقوم بشكل انتقائي باختيار المميزات التي نريدها للبعض منا و ليس للبعض الآخر ؟ |
Yeni özellikler. Neler olacağı önceden kestirilemez. | Open Subtitles | خواص جديدة لا يمكن التنبوء بها |
Birazını kenara ayırmayı unutmayın Tamam satın ama hepsini değil Ne olur ne olmaz anlıyor musunuz? özellikler sen! | Open Subtitles | أحرص أن توفر القليل، بيع بعض منه للأحتياط، بالأخص أنت. |
Bu özellikler güçlü bir toplumun alamet-i farikasıdır ve güçlü bir toplum ise güvenli bir toplumdur. | TED | وهذه السمات هي ما تجعلنا مجتمع قوي، المجتمع القوي هو مجتمع أمن |
Bay Gürültü, Bay Benzin Tüketimi, Bay Çatışmayı Önleyici özellikler'iniz var. | TED | لديك الأستاذ. الضجيج، الأستاذ. استهلاك الوقود، الأستاذ. الخواص المضادة للاصطدام. |