Bu ayrıca beni düşündürdü; belki de şimdi hepimize özgürlükle ilgili yeni bir şey öğretilmeli. | TED | وذلك أيضاً يحضّني أن أفكّر: ربما يعوزُنا أن نُلـقن شيء جديد عن الحرية. |
özgürlükle ilgili hikâyelerimiz şu şekilde: Genellikle, müthiş bir özgürlüğe sahip olduğumuzu düşünüyoruz. | TED | قصصنا حول الحرية تسير كالتالي: نؤمن، في الغالب، أننا نملك مقدارا هائلا من الحرية. |
Dünyadaki her şeyden çok beni seviyorlar... ve uğrunda savaştıkları özgürlükle büyütüldüm. | Open Subtitles | لقد أحبوني أكثر من أي شيء في الدنيا وربوني على الحرية التي حاربوا من أجلها |
Bu özgürlükle ilgili değildi. | Open Subtitles | هذا لم يتعلق بالحرية |
Bunun özgürlükle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا علاقة لذلك بالحرية |
...başını kaldırır ve özgürlükle yüz yüze gelir, ama sinsice, yavaş yavaş, tutunduğu kökü boğmaya başlar. | Open Subtitles | انه يقطعوا الرؤوس و يقفوا في وجه الحريه و لكن بكل مكر وغدر لينتزوعها من الاساس |
Bu pek bana göre değil. Bu kişisel özgürlükle alakalı. | Open Subtitles | هذا صعب عليّ، إن هذا حول الحريّة الشخصية |
Anonymous sizi ifade özgürlüğü, insan hakları, aile ve özgürlükle ilgili pankartlarla çağırıyor | Open Subtitles | المجهولون يدعوكم لتأخذوا راية حرّية الكلام , لحقوق الإنسان , للعائلة و الحرّية |
Ve Özgür Yazılımlar parayla ilgili değil özgürlükle ilgiliydi. | Open Subtitles | ولا تعني حرة انها مجانية فقط بل لديك الحرية في تعديلها |
Ben de sizin gibi gerçek özgürlükle deney yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أترينالسيدات.. مثلكتماماً.. سأتذوق طعم الحرية الحقيقية. |
Burada özgürlükle ilgili yazan her bir kelime başkalarının kalbine uzanan bir çizgi var. | Open Subtitles | إن كانت كل الكلمات التي كتبت هنا تتكلم عن الحرية |
Ama özgürlüğümüzü elde ettikten sonra bu özgürlükle ne yapacağımızı hiç planlamadık. | Open Subtitles | و لا مرةً واحدة قمنا بالتخطيط بماذا سنفعل بتلك الحرية بعدما أصبحت ملكنا |
Bu bencil tecritte yaşarken özgürlükle alay etmeniz tuhaf. | Open Subtitles | من المضحك أنكم تسخرون من الحرية هنا بعزلتكم الأنانية. |
Pervasıca alınmış bir özgürlükle geri kalan hayatını sürebilirsin. | Open Subtitles | هل يمكن أن يعيش بقية حياته الخاصة بك في الحرية الإهمال. |
Ailemin beni yetiştirdiği türden bir özgürlükle büyüdün. | Open Subtitles | أنتِ تربّيتِ بنفس الحرية التي ربّاني أبواي عليها. |
Patrick, yılbaşı boyunca, ustaların esirlere cin verip onlara özgürlükle baş edemeyeceklerini nasıl kanıtladıkları ile ilgili hikâyeye takmıştı. | TED | فقد ركز على قصة رواها دوغلاس حول كيف كان الأسياد في أعياد الميلاد يعطون النبيذ للعبيد ليثبتوا للعبيد أنه ليس في مقدورهم التعامل مع الحرية. |
Gannicus kendini kanıtladı. Haydi onu özgürlükle mükafatlandıralım! | Open Subtitles | لقد أثبت (غانيكوس) نفسه، دعنا نكافأة بالحرية! |
özgürlükle! | Open Subtitles | بالحرية |
Onu özgürlükle mükâfatlandıralım. | Open Subtitles | دعونانكافؤه... بالحرية! |
Bu özgürlükle kimi seveceğin tamamen sana kalmış. | Open Subtitles | ومن ستختاري لتحبينه بحكم تلك الحريه , هذا شيئ يرجع لك |
Hapishanesi fark etmeksizin, özgürlükle aranda bir ölüm var. | Open Subtitles | لا يهم السجن , انت على بعد موت واحد من الحريه |
Burda bencilce soyutlanırken özgürlükle alay etmeniz komik. | Open Subtitles | طريف أنّك تسخرين من الحريّة هنا في معزلك الأنانيّ. |