Belki de savaşı çok özlediğin için kendin bir savaş başlatmak istemişsindir. | Open Subtitles | هل تشتاق للحرب كثيراً لدرجة أن أقمت واحدةً بنفسك ؟ |
Çünkü düğünler, özlediğin insanlardan bahsetmene neden olur. | Open Subtitles | لأن حفلات الزفاف تجعلك تفكر بالذين تشتاق إليهم |
Doğru söyle, Alv, ev hakkında özlediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | كن صادقاً ياإلف , هل هناك أي شئ تفتقده حول الوطن ؟ |
özlediğin için kızı görmeye mi gittin? | Open Subtitles | هل ذهبت إلى هناك لأنك اشتقت لتلك الفتاة ؟ |
Evinde özlediğin her şey, buna katlanamayana kadar, patlayana kadar hisset. | Open Subtitles | كل شيء تشتاقين إليه و يخص المنزل حتى لا تعودي قادرة على احتمال ذلك، حتى تقتربي من الانفجار |
özlediğin güvenli örtünü geri getirelim. | Open Subtitles | أعدك تلك غطاء الأمان لأنني أعرف بأنك تفتقدينه. |
özlediğin kız ayrı, yatmak istediğin kız ayrı. | Open Subtitles | الحصول على فتاة تشتاق اليها و الافتراق عن فتاة تريد أن تنام معها |
Yoksa onu özlediğin ve ne yapacağını bilmediğin için mi dert çıkartıyorsun? | Open Subtitles | أم أنك تسبب المشاكل لأنك تشتاق إليه ولا تعرف كيف تتصرف حيال الأمر؟ |
Aklıma gelmişken beni tebrik bile etmedin bu da demek oluyor ki buraya gerçekten geliş sebebin aman Tanrım, beni özlediğin için. | Open Subtitles | بالتفكير في الأمر, انت لم تهنئني من قبل مما يعني, أنك هنا لأن يا إلهي, انت تشتاق لي |
Biliyorum ama özlediğin yemek yok mu hiç? | Open Subtitles | أجل،ولكن الا يوجد طعام تفتقده من الديار؟ |
Bu, senin özlediğin bir eğitim türü. | Open Subtitles | هذا هو النوع من التربية الذي تفتقده |
Eski hayatından özlediğin şeyler var mı? | Open Subtitles | أهناك أي شئ تفتقده في حياتك السابقة؟ |
Yaşamında en çok özlediğin şey ne? | Open Subtitles | ما اكثر شئ اشتقت له في الحياه؟ |
Sen de beni özlediğin için bizim eve gittin. | Open Subtitles | وأنت ذهبت لمنزلنا لأنك اشتقت لي أيضآ |
Hiç evliliği özlediğin oluyor mu? | Open Subtitles | ألا تشتاقين لتكوني متزوّجة أبداً؟ |
İkizlerin dışında özlediğin başka şeyler var mı? | Open Subtitles | هل تشتاقين لشيء آخر غير التوأم؟ |
Çok sevdiğin ve hala özlediğin biriyle. | Open Subtitles | شخص أحببتيه ولازلتِ تفتقدينه كثيراً |
Eminim özlediğin birileri vardır. | Open Subtitles | انا متأكد انه لديكِ شخصاً تفتقدينه. |
Biliyorum bu çok zor bir geçiş dönemi ve özlediğin şeyler vardır, bu yüzden bunun hayatına devam etmene yardımcı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعرف انه كان تحولا صعبا وهناك امور تفتقدها لذلك اعتقدت انه هذا ربما يساعدك على تجاوز المرحلة |
Bak. Ben her an onu düşünüyorum. Sen de çok özlediğin için annemizi gördün. | Open Subtitles | أنا أفكر بها طوال الوقت و انتِ تفتقدين أمي كثيراً و رأيتِها |
Beni özlediğin, uzak kaldığımızı ve konuşmamız gerektiğini düşündüğünle ilgili olan. | Open Subtitles | تلك التي تقولين فيها أنكِ تفتقدينني وأنكِ تشعرين بالبعد عني ، وأنكِ تريدين الحديث إلي |
Ancak bu bağlamda sanırım beni çok özlediğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | لكن في هذه الحالة، أظنها تعني أنك افتقدتني كثيراً. |
Tree Hill'i özlediğin oluyor mu? | Open Subtitles | "هل إشتقتي إلى "تــري هيــل بالطبع .إشتقت |