Ama genellikle açığa çıkmayan şey... ...paravan şirketlerin, yoksul ülkelerden... ...büyük miktarlarda parayı, dönüşümsel büyük miktarlarda parayı... ...çalmak için nasıl kullanıldıkları. | TED | ولكن ما لا يأتي عادة للضوء كيف تستخدم شركات شل لسرقة مبالغ ضخمة من المال، تحويلي مبالغ من المال، من البلدان الفقيرة. |
Onlara yardım ettiğini biliyordum Çal ve gizle milyarlarca Onlar yönettikleri ülkelerden. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه ساعدهم على سرقة وإخفاء المليارات من البلدان التي حكموا. |
Bunu daha önce Tayland gibi 1980'de bizimkine benzer ekonomik zorluk yaşayan ülkelerden biliyoruz. | TED | نحن نعرف بأنه قد تم فعلًا ذلك سابقًا في دول كتايلاند حيث عانوا عام 1980 من نفس التحديات الاقتصادية التي نواجهها. |
İkincisi ve en önemlisi, Türkiye, bir demokrasiye bahsettiğimiz tüm ülkelerden daha erken dönüştü. | TED | ويضاف الى ذلك .. امرٌ اكثر اهمية ان تركيا تحولت الى دولة ديموقراطية قبل العديد من الدول التي نتحدث عنها |
Bunların 180 milyonu fakir ülkelerden ve düzenli olarak ülkelerine para gönderiyorlar. | TED | حوالي 180 مليون منهم من بلدان فقيرة يرسلون المال لبلدانهم بشكل دائم |
Ve her üç ayda bir bu ülkelerden birini ziyaret etmeye başladığımdan beri, her üç haftada bir dünyayı geziyorum. | TED | وبما أنني أزور كل بلد من تلك البلدان في غضون كل ثلاثة شهور على الأقل، أقوم بالذهاب حول العالم كل ثلاثة أسابيع. |
Bunlar çeşitli ülkelerden ekiplerin ve uluslararası işbirliğinin onyıllar boyunca süren destansı çabalarının sonucu. | TED | هذه نتيجة مجهودات بطولية استغرقت عقودا من الزمن لفرق عمل جاءت من مختلف البلدان ولشراكات دولية. |
Gelişmekte olan ülkelerden öğrenciler de, çok pahalı bilimsel araçların benzerlerini kendileri yapıyorlar. | TED | أو لديك طلاب في البلدان النامية يصنعون نسخا مماثلة للأدوات العلمية التي يكلف صنعها الكثير من المال. |
Şu anda, bugün Oslo'da petrol şirketleri, gelişmekte olan ülkelerden petrol çıkarmak için hükümetlerine yaptıkları ödemeleri gizli tutmak için savaşıyorlar. | TED | اليوم في أوسلو تحارب شركات النفط للحفاظ على سر مدفوعاتها إلى الحكومات لاستخراج النفط في البلدان النامية. |
Kasırgaların en çok vurduğu ülkelerden yüzlerce öğrenciye okul harcı, oda, yemek ve az miktarda cep harçlığını kapsayan bir burs verildi. | TED | رسوم الدراسة، المسكن والمأكل، ومبلغا زهيداً كانت تقدم للمئات من الطلبة من البلدان الأشد تضرراً من العواصف. |
Günümüzde farklı ülkelerden bilim insanları Antarktika araştırma istasyonlarında yaşıyor ve çalışıyor. | TED | اليوم، علماء من مختلف البلدان يعيشون ويعملون في محطات بحوث أنتاركتيكا. |
Brezilya ayrıca dünyada en çok uyuşturucu tüketilen ülkelerden biri ve uyuşturucuya karşı verilen mücadele burada oldukça sancılı geçiyor. | TED | البرازيل هي أيضاً واحدة من أكثر دول العالم استهلاكاً للمخدرات، والحرب على المخدرات كانت مؤلمة هنا. |
Bu ülkelerin çoğunun kuzey bölgelerden, en çok da Batılı ülkelerden olduğunu göreceksiniz. | TED | ستلاحظون أن أغلبها دول تقع في شمال الكرة الأرضية، هي في المقام الأول دول غربية. |
Bu kurumların büyük bir kısmı henüz Parça Tesirli Bomba Mukavemesi'ni imzalamamış ülkelerden oluşmakta. | TED | معظم مقرات هذه المؤسسات موجودة في دول لم توقع بعد على إتفاقية الذخائر العنقودية. |
Daha sonra, zengin ülkelerden yoksul ülkelere yardım aktarımı yaparak yoksullukla mücadele eden Dünya Bankası'na katıldım. | TED | فيما بعد، انضممت إلى البنك الدولي ، اللذي سعى لمكافحة الفقر عن طريق تحويل المساعدات من الدول الغنية إلى الفقيرة. |
ABD gelişmekte olan ülkelerden doktor ithalatında birinci sırada. | TED | الولايات المتحدة هي المستورد الأول للأطباء من الدول النامية. |
Burası Guetamala ordusunun, Birleşmiş Milletler kapsamında diğer ülkelerden gelen barış koruma askerlerinin eğitildiği | TED | حيث تدرب قوات جواتيمالا العسكرية قوات حفظ السلام من الدول الأخري . القوات التي تخدم مع الأمم المتحدة |
- Başka ülkelerden tanıdığı olduğuna dair bir şeyden söz etti mi? | Open Subtitles | هل تحدث عن أي أشخاص يمكن أن يعرفهم في بلدان أخرى ؟ |
Aslında sağlık için kişi başına ödediğimiz miktar, dünya üzerindeki tüm endüstrileşmiş ülkelerden fazla, yine de her zamankinden daha hastayız. | Open Subtitles | حقيقةً، نحن ننفق على الرعاية الصحيّة لكل فرد أكثر من أي بلد صناعي في العالم. بالرغم من ذلك، نحن أكثر مرضاً على الإطلاق. |
Beyaz Saray artık fışkıran kuyuyu tıkamak için diğer ülkelerden gelen yardım tekliflerini kabul ediyor. | Open Subtitles | لدينا الآن البيت الأبيض وهو يتلقى دعوات للمساعدة من دولٍ أخرى لتساعده في غلق التسرب النفطي. |
Günümüzde hapsettiğimiz insan sayısı diğer bütün ülkelerden daha fazla. | TED | اليوم نسجن نسبا أكثر من السكان من أي دولة أخرى في العالم. |
Hayatım boyunca farklı geçmişlerden, farklı ülkelerden seçmenleri dinledim ve karşılarındaki seçimlere yönelik muazzam bir sağduyu gösterdiklerini öğrendim. | Open Subtitles | لقد أنفقت عمري أسمع للمصوتين من خلفيات مختلفة من بلاد مختلفة ولقد تعلمت أنهم يبدون حكمة كبيرة |
Cihat yanlısı ülkelerden, kendisine ve ailesine yönelik ölüm tehtidi alıyordu. | Open Subtitles | و ليس المجانين عبر البحار الذين يهددون حياتها و حياة عائلتها |
Bu ülkelerden çoğunun güney bölgelerde yer aldığını göreceksiniz. | TED | ستلاحظون أن أغلب تلك الدول تقع في جنوب الكرة الأرضية. |