ويكيبيديا

    "ülkeleri" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • البلدان
        
    • الدول
        
    • دول
        
    • بلادهم
        
    • وطنهم
        
    • بلدهم
        
    • بلدان
        
    • دولٍ
        
    • وبلدان
        
    • لبلادهم
        
    • لبلدهم
        
    • بلدانهم
        
    • أمتهم
        
    • البلدانِ
        
    O da bir şey mi? Onlar ülkeleri ele geçirdiler. Open Subtitles ذلك لاشيء مقارنة بهم , هم سيطروا على كامل البلدان
    Size garanti ederim ki, 5 yıl sonra kimse bu ülkeleri hatırlamayacak. Open Subtitles إني أكفل أنه في غضون خمس سنوات لن يشعر أحد بهذه البلدان
    Bağımsızlıklarını aldıktan sonra bazı Avrupa ülkeleri eski birimlere döndü. TED رجعت بعض الدول الأوروبية للنظام القديم فور حصولها على الاستقلال.
    Kore dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına katıldığı için olası terörist faaliyetlere hazırlıklı olmalıyız. Open Subtitles لقد إنضمت كويا إلى صفوف الدول المتقدمة لذلك وجب الإهتمام بالنشاطات الإرهابية المحتملة
    OECD ülkeleri -- yüksek gelirli ülkeler -- iklim değişikliklerine neden olanlar onlardı. TED دول الOECD --الدول ذات الدخل المرتفع -- هم من تسببوا في تغيرات المناخ.
    Şimdi zirvedeki 10 hakkında farkedeceğiniz bir diğer şey, Yeni Zelanda hariç hepsinin Batı Avrupa ülkeleri olması. TED وما ستلاحظه في العشرة الأوائل معظمهم، باستثناء نيوزيلندا، دول من أوروبا الغربية.
    İzlandalıları incitti ülkeleri için yetersiz diyerek çünkü bowling salonları yoktu. Open Subtitles لقد اهان الآيسلنديين لنعته بلادهم بانها غير مؤهلة لانهم لا يملكون ممرا للبولينج
    Bir düzine oğlum olsaydı bir tanesinin miskince yiyip içip zevk ve sefa içinde yaşamasındansa hepsinin ülkeleri için mertçe ölmesini tercih ederdim. Open Subtitles لو كان لدى دزينة من الأولاد لفضلت أن يموت إحدى عشر يدافعون عن وطنهم عن ولد واحد بعيد عن المخاطر
    Oldukça ileri düzey bir harita ve trahom problemi yaşayan ülkeleri gösteriyor. TED الآن، هذه خريطة عامة تريكم ما هي البلدان التي كانت تعاني من مشكل التراخوما.
    Bu ülkeleri bağımsızlıklarını kazandıkları yıllara döndürelim. ki bunlar yaklaşık olarak -- 71, 72 -- Yaşanan gelişme oldukça hayret verici. TED إن رجعت بهذه البلدان إلى سنوات استقلالها، والذي هو تقريبا نفس العام -- 1971 و1972 -- التطور الذي حصل مدهش للغاية.
    Şimdi size başka ülkeleri bu iki ölçüte göre göstereceğim. TED سوف أعرض الآن البلدان الأخرى لكم بهذين المقياسين
    Tüm ülkeleri bir araya getirdiğimizde sonuç bu. TED حين نجمع البلدان كلها مع بعض، هذا ما نحصل عليه.
    Rusların 2007'de Kuzey Kutbu'ndaki tartışmalı deniz yatağında hak iddia etmek için yaptığı girişim rakip ülkeleri çok kızdırdı. Open Subtitles هذه المحاولة الجريئة من الروس لإنتزاع أحقية قعر البحر في القطب الشمالي سنة 2007 أشعلت الحقد بين الدول المتنافسة
    Son ekonomik çöküşünün dramatik yankıları gelişmekte olan ülkeleri etkilemedi. Open Subtitles التداعيات الدرامية للأحداث المالية الأخيرة لم تبتعد عن الدول النامية
    Ya da golf oynamayı bilmeyen 3. dünya ülkeleri liderlerine. Open Subtitles لتعطي الولايات المتحدة ميزة في مفاوضات مجموعة الدول الصناعية الثمانية.
    ülkeleri tanımlama şekillerimiz aslında egemen devletçilik anlayışının çeşitli varyasyonları, yalnızca 400 sene önce moda olmuş bir düşünce. TED ما نطلق عليها دول هي في الواقع تعبيرات مختلفة من دولة ذات سيادة، الفكره التي أصبحت موضة منذ 400 سنة فقط.
    Bunu Ukrayna'da, Baltık ülkeleri ve Orta Doğu'da görebilirsiniz ama Amerikalılarla beraber değil. TED ترون ذلك في أوكرانيا، في دول البلطيق، في الشرق الأوسط، لكن ليس بالشراكة مع الأمريكان.
    İskandinav ülkeleri bu konuda harika durumda çünkü küçük, homojen ülke olmanın mirasına sahipler. TED الدول الإسكندنافية هي رائعة جدًا لأن لديهم هذا الإرث لكونهم دول صغيرة ومتجانسة.
    O adamlar ülkeleri için öldü, ve onlara adam gibi bir askeri cenaze töreni bile yapılmadı. Open Subtitles مات هؤلاء الجنود من أجل بلادهم ولم يدفنوا عسكرياً حتى
    Gönül isterdi ki, o Kongre üyeleri oylarını kendi siyasi gelecekleri için değil ülkeleri adına doğru olduğuna inandıkları şey için kullansın. Open Subtitles أتمنى لو أن هؤلاء الأعضاء سيدلون بأصواتهم ليس في مصلحة تقدمهم السياسي. بل من أجل ما يؤمنون أنه الفعل الصحيح لصالح وطنهم.
    Şimdi, bu çok istisnai bir durum çünkü, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, şunu bulduk; insanların ülkeleri zenginleştikçe kendilerini daha iyi hissediyorlar. TED الآن هذا غير مألوف جدا، لأنه على مستوى العالم نجد أنه ومن غير المفاجئ، يشعر الناس بتحسن عندما يصبح بلدهم أغنى.
    Elimizde babanızın geçen yıl Müslüman ülkeleri dolaştığına dair belgeler var. Open Subtitles طبقا لسجلاتنا، والدك قام بزيارة عدة بلدان اسلاميّة في السنوات الأخيرة.
    Endüstriyi devam ettirmek için az veya hiç kalmayan nüfusla birlikte Asya üzerindeki üçüncü dünya ülkeleri de... Open Subtitles بنسبة ضئيلة أو معدومة السكّان متبقيّة للحفاظ على الصناعة ثمة دولٍ من العالم الثالث ... فيجميعأنحاءآسيا
    Doğu Avrupa, Asya, üçüncü dünya ülkeleri. Open Subtitles أوروبا الشرقية، آسيا، وبلدان العالم الثالث
    Ama sonunda, ülkeleri ya da bayrakları için değil.... birbirleri için savaştılar. Open Subtitles لكن في النهاية كلهم قاتلوا ليس لبلادهم أو لعلمهم. لقد كافحوا من أجل بعضهم البعض...
    Nihayetinde geri döneceklerinden eminim çünkü ülkeleri için bir şeyler yapmaktan gurur duyarlar. Open Subtitles انا متأكد بأنهم سيعودن بالنهاية بسبب لانهم يودون فعل شيء ما لبلدهم
    Bazıları ise sınırı geçip kendi ülkeleri dışında sığınacak bir yer arayışındalar. TED بينما عبر آخرون الحدود باحثين عن مأوى خارج بلدانهم.
    Bu ülke, onların ülkeleri, kanun dışı yönetiliyor. Open Subtitles أن هذه الأمة, أمتهم مقر وكالة الاستخبارات المركزية, فيرجينيا غاضبة
    sırayla ,serbest ticaretin formu olan serbest pazar kapitalizmi dünyayı mahkum etmek ve ülkeleri yönetmek için borcu kullanıyor. Open Subtitles بدورها ، رأسمالية السوق الحرة الممثّلةً بالتجارة الحرة, تستعمل الدَيـْـن لسَجْن العالمِ والإحتيالِ على البلدانِ لجرِّها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد