üniversiteleri çelişkiden arındırmak için üniversite kampüsleri boyunca yayılan gösteriler var. | TED | وهناك حملات تنتشر في أروقة الجامعات لجعل كُلياتهم خالية من الصراعات. |
Bence o üniversiteleri değil de üniversitelerin üzerine çok zaman ayırdığı ders bazlı sistemi eleştiriyordu. | TED | أعتقد أن ما كان يشتكي منه ليس الجامعات بل طريقة إلقاء المحاضرات بحيث تستغرق العديد من الجامعات وقتاً كثيراً عليها. |
Dünya üniversiteleri derslerini binlerce | TED | اعني ان العديد من الجامعات الكبيرة اليوم تقدم مناهجها التعلمية على الانترنت للجميع |
Hem ülkedeki bütün üniversiteleri biraraya getiren bir bilgisayar ağı yapıyorlar. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، فهم يبنون شبكة معلوماتيّة تربط كافة جامعات الدولة. |
Seçkin Amerikan üniversiteleri hakkında yazan eğitimci William Deresiewicz şöyle der: | TED | ثم لدينا كتابة العالم ويليام دراسويس من نخبة الكليات الآمريكية |
Arkadaşlar, farkında değil misiniz bu kanun yüzünden ülkemizin en önemli üniversiteleri eyaletimizden gelen öğrencilerin adaylıklarını kabul etmeyecek? | Open Subtitles | و كذلك أنا هل أنتم على يقين يا أصدقائى أن الجامعات الكبرى فى جميع أنحاء البلاد |
Gaz okulları, gaz üniversiteleri, gaz kütüphaneleri, gaz müzeleri, gaz dans salonları ve gaz genelevleri vb.. | Open Subtitles | غاز المدارس, غاز الجامعات غاز المكتبات, غاز المتاحف غاز قاعات الرقص, وغاز منازل الدعاءة.. إلخ |
üniversiteleri kapatmalarına, en iyi beyinleri silmelerine izin verdiniz. | Open Subtitles | سمحتوا لهم باغلاق الجامعات قضيتم علي افضل العقول هنا |
Şu an bölgedeki üniversiteleri tarıyoruz. | Open Subtitles | في الوقت الحالي سنحدد الجامعات الموجودة في المنطقة |
Noel tatilinden sonra bazı üniversiteleri dolaşalım diyorum. | Open Subtitles | كنت أفكر انه ربما بعد إجازة السنة الجديدة يمكننا زيارة المزيد من الجامعات |
Size bir örnek vereyim: Geldiğim ülke olan Türkiye'de ki hiper-laik bir cumhuriyettir, çok yakın zamana kadar benim "Laiklik Polisi" dediğim bir olgu vardı. Bunlar üniversiteleri başı örtülü öğrencilere karşı korurdu. | TED | دعوني اعطيكم مثالاً عن تركيا .. موطني .. وهي جمهورية علمانية جداً وكنا حتى فترة قريبة من هذا الزمان لدينا شرطة علمانية والتي كانت تحرس الجامعات من الطالبات المحجبات |
Ben üniversiteleri ve daha önemlisi, gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerini, bu modeli kopyalamalarına davet ediyorum. Böylece yüksek eğitimin kapıları sonuna kadar açılsın. | TED | أدعو الجامعات ، والأكثر أهمية أدعو حكومات الدول النامية لإعادة هذا النموذج لضمان أن بوابات التعليم العالي تفتح على نطاق واسع. |
Rejim bu önemli günü kutlamak için bütün üniversiteleri kapattı ve dünyanın en güçlü ve zengin ulusu olarak Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin müjdelediği ideali inşa etmeleri için öğrencileri alanlara yolladı. | TED | للاحتفال في هذه المناسبة قام النظام بتعليق دوام كل الجامعات و ارسال الطلاب الى الحقول لتعزيز مفهوم كوريا الشمالية بانها اكثر دول العالم قوة و ازدهارا. |
Bölgedeki tüm üniversiteleri arıyorum. | Open Subtitles | سأخبر جميع الجامعات فى المنطقة |
Düzenleyicileri, politikacıları doktorları ve üniversiteleri ve tıp eğitimi alan insanları, anti-kanser özellikleri olan bitkiler olduğunu, kemoterapinin sonucu olan mide bulantısına karşı kusmaya karşı bitkiler olduğunu, isiliğe yardım edebilecek bitkiler olduğunu, yorgunluk ve baş ağrısına çözüm olabilecek bitkiler olduğunu anlamaları | Open Subtitles | نحتاج مرّة ثانيةً إلى تعليم المنظّمين، و السياسيين، و اﻷطبّاء و لنصل إلى الجامعات و المتدرّبين في الطب حتّى يفهموا بأن هناك نباتات ذات خواص مضادة للسرطان |
Zamanı geldiğinde gayet güzel üniversiteleri seçme şansın olacak. | Open Subtitles | ... سيكون لديك بعض الخيارات الجيدة لبعض الجامعات الجيدة ... عندما يحين الوقت |
Boston'da üniversiteleri turlaması gereken zamanda. | Open Subtitles | حين كان يفترض به أن يتجول لزيارة الجامعات في "بوسطن" |
Bu yüce ulusun üniversiteleri öğrenci kabulünde gevşek davranmaya başladılar. | Open Subtitles | جامعات هذه الأمة العظيمة تصبح متساهلة في قبولها. |
Harika üniversiteleri olan böyle bir yerden nasıl olur da adam akıllı biri çıkmaz? | Open Subtitles | كيف يمكن أن تكون مدينه مع جامعات رائعة تنتج لاشيء سوا مخمورين ؟ |
Sarmaşık Birliği ve Oxbridge üniversiteleri arasında seksek oynuyor. | Open Subtitles | و لكنه درس في جميع جامعات آيفي و أوكسبريدج |
Kocam kızımı da alıp üniversiteleri incelemek için doğuya gitti. | Open Subtitles | أخذ زوجي ابنتنا إلى الشرق لإلقاء نظرة على الكليات. |
Kâr amaçlı üniversiteleri, ...öğrenci yardımları gelirlerinin % 90 ından daha fazlasını almasını engelleyen Federal bir yasadır. | Open Subtitles | انه قانون اتحادي يحظر الكليات الربحية من الحصول على أكثر من 90٪ من إيراداتها من المساعدات الطلابية |