Endüstriyel üretimin devam etmesi için, meydan okumadı, taviz verdi. | Open Subtitles | استخدام التنازلات ، عوضاً عن المواجهه للحفاظ على الإنتاج الصناعي |
Şimdi 3D baskı tasarımda bütün engelleri kaldırarak seri üretimin kısıtlarına karşı meydan okuyor. | TED | الان طباعة ثلاثية الابعاد بامكانها كسر حواجز التصميم التي تهدد محددات الإنتاج الشامل |
Ve son olarak, ekonomik üretimin rasyonelleştirilmesi ve ticaretin serbestleştirilmesi süreci. | TED | وأخيراً، عملية عقلنة الإنتاج الإقتصادي وتحرير التجارة |
Birçok insan 3B baskının bildiğimiz şekliyle üretimin sonunu getireceğini düşünüyor. | TED | يعتقد الكثير أن الطباعة الثلاثية الأبعاد ستكون نهاية التصنيع كما نعرفه. |
Ve bu üretimin yapısını ve kesinlikle bizim hayatımızı ve işimizi ve de çocuklarımızın hayatını değiştirecek ve bozacak. | TED | وهذا سيغير و يشوش مجرى التصنيع وبالتاكيد حياتنا و أعمالنا و حياة اطفالنا |
üretimin tekrar eski yüksek hızına çıkması ne kadar vakit alır? | Open Subtitles | كم من الوقت سيستغرق لعوده الأنتاج مرة أخرى على قدم وساق ؟ |
"1971-1972 arası Sovyet Bloğunda tahmini brüt iç üretimin istatistiksel sapması." | Open Subtitles | و التي عن الانحرافات الاحصائية عن نمو المنتج المحلي المقدر للكتلة السوفيتية 1971-1972 |
Bu, ve bunun sosyal üretimin doğuşu ile nasıl ilgili olduğu bugün üzerinde konuşmak istediğim konudur. | TED | وذلك ما ارغب بالحديث عنه اليوم، وكيف أن ذلك يرتبط بنشوء الإنتاج الإجتماعي. |
Fakat elbette, seri üretimin maliyetleri... ...bizi daha geniş alanlara töneltmiştir. | TED | ولكن بطبيعة الحال كان ثَمَنُ اعتماد الإنتاج الضخم الإِنتقال إلى نطاق أوسع. |
Sonunda sanırım küresel üretimin yüzde 60'ı ve küresel talebin yüzde 25'i masada idi. | TED | حصلنا بالنهاية على موافقة ما يعادل، 60 بالمئة من الإنتاج العالمي وخمسة وعشرون بالمئة من الطلب. |
Topraklara ve iklimlere uyumlu hale getirilen tohumlar, en verimli ve kolay taşınabilir üretimin yolunu açtı. | Open Subtitles | المحاصيل تكيفت مع التربة والمناخ افسحت المجال امام زيادة الإنتاج وسهولة النقل |
Endüstriyel üretim, endüstriyel üretimin bütün özelliği standardize edilmiş, kati bir servis modeli sağlaması. Her seferinde tutarlı olması ve akıllı telefonumun endüstriyel üretim ile yapılmış olmasından çok memnunum. | TED | الإنتاج الصناعي, كل المقصد من الإنتاج الصناعي أن يوفير نموذج خدمة واضح, موحد هذا متسق في كل مرة, وأنا في غاية الإمتنان لأن هاتفي النقال مصنوع بأستخدام الإنتاج الصناعي. |
Wilson Enstitüsü, müşterek üretimin ABD ve Meksika arasındaki yarım trilyonluk ticaretin 40%'ını oluşturduğunu söylüyor. | TED | يقول معهد ويلسون: إن الإنتاج المشترك يمثل 40% من نصف تليريون دولاراً في التجارة بين الولايات المتحدة والمكسيك. |
Müşterek üretimin verimli olmasının hammade, parça ve nihai ürünün sınırlardan hızlı ve etkin bir biçimde geçmesine bağlı olduğunu unutmayalım. | TED | وإنه من المهم حقاً أن تتذكر لكي يكون الإنتاج المشترك فعالاً، وهو يعتمد علي حركة فعالة عبر الحدود من المواد الخام والمكونات والمنتجات النهائية. |
Ve radikal olarak artmış olan üretimin yanı sıra ve tabii ki maliyetten edilen karın, az önce bahsettiğim E.coli yönteminde olduğu gibi kazanılan zaman bir bakın--bu kurtarılan hayatlar demek. | TED | و بعيدا عن الزيادة الفائقة في الإنتاج و توفير الأموال الهائل, مثلا في طريقة الE.coli التي تحدثنا عنها أنظروا إلى الوقت الذي وفرناه -- هذا قد يعني إنقاذ أكثر من حياة. |
Fakat aldıkları yemeklerle, hayvanların öldürülmesine neden olanlar, bu üretimin bu ya da başka aşamalarından bihaber olmayı hak etmiyorlar. | Open Subtitles | أيضا أولئك الذين، من خلال مشترياتهم، يتطلب أن يكون الحيوان مقتولا، لا يستحقون ان يكونو بعديدين عن هذا أو أي جانب آخر من الإنتاج من اللحوم التي يشترونها. |
En azından, endüstri devriminden beri, tasarım dünyası kitlesel üretimin baskısı altında kalmıştır. | TED | فمنذ الثورة الصناعية وقع عالم التصميم، تحت سيطرة قسوة التصنيع والإنتاج الضخم. |
Mevcut üretim ile büyük teknoloji inovasyonları, üretimin büyük tekrar icadını gerçekleştirmek için bir araya gelseler ne olurdu? | TED | ماذا لو كان التصنيع الحالي والابتكارات التكنولوجية الكبيرة جاءت معًا لصنع التجديد التصنيعي الكبير القادم |
Benim ülkem Fransa gibi pek çok ülkede üretimin bir geleceği olmadığını çocuklarımıza söyledik. | TED | في معظم الدول، كما هو الحال في بلدي فرنسا لقد أخبرنا أطفالنا بأن التصنيع لا مستقبل له |
Bu teknoloji gerçekten de üretimin yapısını bozacak ve inanıyorum ki üretimde bir devrime sebep olacak. | TED | هذه التكنلوجيا في الواقع ستعرقل مجرى الصناعات وأعتقد، انها ستسبب ثورة في الصناعات |
üretimin ilerlemesi ve devamlılığın sağlanması için güçsüz ve sakat olanların ayıklanması gerekir. | Open Subtitles | عليك التخلص من الضعيف و الواهن لأجل التقدم و الازدهار بعجلة الأنتاج |
"1971-1972 arası Sovyet Bloğunda tahmini brüt iç üretimin istatistiksel sapması, karşılaştırmalı olarak-" bak ne diyeceğim, başlığın kalanını bu akşam okurum. | Open Subtitles | الانحرافات الاحصائية في النمو المقدر للمنتج المحلي للكتلة السوفيتية 1971-1972 كمقارنة لـ اتعلمي , سأقرأ باقي العنوان الليلة |