Rossum'un, MR cihazı üretiminde dünya lideri olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | لها الريادة في إنتاج ماكينات التصوير بالرنين المغناطيسي بالعالم؟ تهانيء |
Ama selülozdan etanole geçiş, ekolojik olarak pek de zekice değil. Aynı zamanda yakıt üretiminde mantıklı ekonomik çözümler bulmamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | ولكن أن تحول من السليولوز إلى الايثانول ليست بفكرة و أعتقد أن علينا أن نكون أذكياء من الناحية الايكولوجية حول إنتاج الوقود |
Bu, iştahta ve demir üretiminde bir artış da dahil olmak üzere hormonal değişimleri başlatır. | TED | وهذا يبدأ سَيْل في التغيرات الهرمونية بما في ذلك إنْخِفاض في الشهية ونقص إنتاج الحديد. |
Yüzlerce milyon dolar harcanarak aşı üretiminde mevcut akışın hızlanması sağlandı. | TED | مئات ملايين الدولارات أنفقت لتسريع عملية تصنيع اللقاح. |
Barut üretiminde ve nakliyesinde size yardım eden kişilerin isimlerini istiyoruz. | Open Subtitles | نحتاج لأسماء الناس الذين ساعدوك في تصنيع البارود ونقل البارود والأهم من ذلك كله |
Biftek üretiminde, birçok sebzenin 100 katı su tüketilir. | TED | ويستخدم إنتاج اللحم ماء أكثر مائة مرة من المياه الذي تستخدمه كل الخضروات. |
Eminim mısır ve soya üretiminde, eyalette lider olduğumuzu biliyorsunuzdur efendim. | Open Subtitles | أنا واثق سيدي أنك تعلم أننا نتقدم الولايات في إنتاج الذرة و بذور الصويا |
Yine, videoya dikkatli bakarsanız görebileceğiniz pek bir şey yok, ama bu hareketleri 100 kez büyütürsek, ses üretiminde yer alan boyundaki tüm hareket ve dalgalanmaları görebiliriz. | TED | مرة اخرى، ان قمت بالتركيز في مقطع الفيديو هذا، فلا يمكن أن تشاهد ما يلفت الانتباه، ولكن عندما نكبر الصور 100 ضعفاً، فإننا نتمكن من مشاهدة كل الحركات التموجات في العنق الذي يشارك في إنتاج الصوت. |
Britanya'daki Bronz durgunluğu, neticede demirin benimsenmesinin, çiftçilikte ve gıda üretiminde devrim yapıp yardımcı olmasıyla bitti. | TED | لقد انتهى كساد البرونز في بريطانيا، في نهاية المطاف، حين جرى تبني الحديد وساعد في إحداث ثورة في إنتاج المزارع والأطعمة. |
Zeytinyağı, tel üretiminde yüz yıldan uzun süredir kullanılmıyordu. | Open Subtitles | ...زيت الزيتون لم يستعمل في إنتاج الأوتار المصنوعة من أمعاء القطط لأكثر من قرن |
Kokusunu aldığınız şey benzin yağ üretiminde yaygın bir çevre kirleticidir. | Open Subtitles | ما كنت رائحة غير البنزين ، وهي مادة ملوثة شائعة في إنتاج النفط . |
Geçen hafta Pippin Tacoma Oyuncuları için yerel çekirdek üretiminde görülmüş. | Open Subtitles | رصد الأسبوع الفائت إنتاج إقليمي من التفاح الكندي (لأجل لاعبي (تاكوما |
Şimdi bu Popcorn üretiminde başlık kartımız var, resim içinde resim gösteren Google Map haritamız var, ve Popcorn haritanın çerçeve dışına çıkabilmesini ve bütün ekranı kaplayabilmesini sağlıyor. | TED | الآن هذه هي أداة إنتاج " بوب كورن " كما ترون لقد أضفنا بطاقة عنوان ، و خريطة من جوجل والتي تظهر في إطار صورة داخل الإطار الرئيسي , أداة " بوب كورن " تسمح لنا بتوسيع الإطار لكي يطغى على كامل الشاشة |
Hayvan üretiminde öncü biriydi; o yüzden kesin yemiştir birilerini. | Open Subtitles | كان رائداً في مجال إنتاج الماشية{\pos(195,220)} أنا واثق أنه أكل لحم شخص ما{\pos(195,220)} |
Materyal üretiminde su, enerji ve kimyasal ihtiyacını düşüren, sıfır atık üreten, ipliklerden işlenmiş formuna üretim yapıldı. Dilerseniz buna "biyolojik katkılı üretim" denebilir. | TED | من تقليل للمياه والطاقة والكيمياء اللازمة لإنتاج مادّةٍ ما، وحتّى من دون إنتاج أيّة مخلّفات، أنتجنا القماش في شكله النهائيّ... إذا كنت تحبّ، "تصنيع المواد المضافة الحيويّة." |
Ve şu anda yaptığımız ve çiplerimizin üretiminde kullandığımız silikon kanserojen problemimizin bir parçası. Bu, şu anda taklit edilen bir biyo-mineralizasyon prosesi. | TED | وإذاً السيليكون الذي نصنعه حالياً... هو جزء من مشكلتنا مع المسرطنات في عملية تصنيع الشرائح... هذه عملية تمعدن حيوي والتي يتم تقليدها الآن. |
DNA'dan başlayarak dağıtımlı ilaç üretiminde DBC'nin de yardımı olacak. | TED | DBC سيكون مفيداً جداً في نشر تصنيع أدوية من الحمض النووي. |
Ama metamfetamin üretiminde de kullanılıyor, değil mi? | Open Subtitles | أجل لكنه أيضاً يستعمل في تصنيع " الميثاإمفيتامين " أليس كذلك ؟ |