ويكيبيديا

    "üretken" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إنتاجية
        
    • منتج
        
    • مثمرة
        
    • منتجة
        
    • إنتاجاً
        
    • الإنتاجية
        
    • منتجين
        
    • مثمر
        
    • توليدي
        
    • المنتجة
        
    • انتاجية
        
    • التوليدية
        
    • إنتاجي
        
    • إنتاجيّة
        
    • ومنتجة
        
    Daha üretken, daha hatasız ve görünen o ki işçiler için daha ilgi çekici bir ofis ortamı. TED إذًا أكثر إنتاجية‘ وأكثر دقة، وتبيّن، أنها بيئة مكتبية أكثر متعة لهؤلاء العمال.
    Araştırma, çalışanlara işlerinde daha fazla denetimin verilmesinin onları daha mutlu ve daha üretken hale getirdiğini gösteriyor. TED وقد أظهرت الأبحاث أن إعطاء الموظفين المزيد من السيطرة خلال عملهم يجعلهم أكثر سعادة وأكثر إنتاجية.
    Diğerlerine göre o hala toplumun yürüyen, konuşan, üretken bir üyesi. Open Subtitles فهو لا يزال فردٌ منتج في المجتمع يستطيع المشي و الكلام
    Zamanım senin mülkün değil yumurtalıklarım gibi üretken olduğumdan. TED وقتي ليس ملكك عندما أكون مثمرة مثل المبيضين.
    Araçlar pasif olmaktan üretken olmaya doğru çığır atlıyor. TED تقوم الأدوات بهذه القفزة من كونها غير واعية إلى كونها منتجة.
    Son birkaç saat içerisinde duyguları ifade etme konusunda bayanların erkeklerden çok daha üretken olduklarını görüyoruz. TED ونحن نرى أن النساء هن أكثر قليلا إنتاجاً في الحديث عن مشاعرهن في الساعات الأخيرة عن الرجال.
    Şehir ortamı insanları tarla ortamından daha üretken yapıyor. TED البيئات الحضرية تجعل الناس أكثر إنتاجية من في المزرعة.
    İş ile ilgili olabilir, çünkü veriler, farklı ve çok katılımlı ekiplerin daha üretken, yararlı ve yenilikçi olacağını gösteriyor. TED قد يكون لسببٍ يتعلق بقضية أعمال، تظهرُ البيانات أن الفرق المتنوعة والشاملة ستكون أكثر إنتاجية وربحية وابتكارًا.
    Sağlığından ve geçiminden endişe ediyor, bu yüzden muhtemelen dikkati dağılmış ve daha az üretken. TED والآن هي قلقة على صحتها وتَدبّر أمورها، وستكون غالباً مُشتتة الذهن وأقل إنتاجية.
    Vatandaşlar iletişim ağı kurabilir ve kendilerini daha organize ve üretken hâle getirirlerse o zaman seslerini duyurabilirler. Bu durumda bir şeyler gelişir. TED إذا أمكن للمواطنين التّواصل و جعل أنفسهم أكثر تنظيما وأكثر إنتاجية, بحيث يتم سماع أصواتهم , عندها سوف تتحسن الأمور.
    Kendini değerli ve üretken hissedebileceğin yeni bir çalışma alanı arıyorsun. Open Subtitles و تبحث لنفسك عن مكان آخر تشعر فيه بأنك قيّم و منتج لكني أريد أن أخبرك بشيء
    Ama yaşamımın yönünü çevirebildim ve bu topluluğun üretken bir üyesi haline geldim. Open Subtitles لكني كنتُ قادر على إدارة حياتي وأن أصبح عضو منتج لهذا المجتمع.
    Millet... Hücreler, sistemin hareketsiz ve üretken olmayan üyeleridir. Open Subtitles أيها الأناس , الخلية التي لا تتحرك لا تكون عضو منتج في النظام
    Bu kimse için üretken bir sohbet olmayacak. Hadi. Open Subtitles وهذه لن تكون محادثة مثمرة لأي شخص، هيّا بنا.
    Ve birden bire üretken bir sohbet başlamıştı elle tutulur bir objenin tasarımı hakkında. TED وفجأة تحولت تلك المحادثة الى محادثة منتجة والذي حصل هو أن المحادثة أصبحت تدور حول تصميم ملموس
    Sıradan bir em birkaç yüz çok üretken insanın bir kopyasıdır. TED إم النموذجية هي نسخة من عدة مئات من البشر الأكثر إنتاجاً.
    üretken olma yolunda öğrenmeyi feda ediyoruz. TED نحن نضحي بالتعلم في سعينا لتحقيق الإنتاجية.
    Genel bilgiler ışığında, ölen insanların üretken olması çok az görülür. Open Subtitles وفقاً لخبرة هذا المجلس، الأشخاص المحتضرون نادراً ما يكونوا منتجين للغاية.
    Bilmeni isterim ki, çok uzun ve üretken bir kariyerim var ve bir çok kadınla yattım. Open Subtitles في الحقيقة ، اريدكِ أن تعرفي أنه كان لدي تاريخ مثمر وطويل في المواعدة ومارست الجنس خلاله مع الكثير والكثير من النساء
    Sen bir robota doğaya benzer bir üretken model kullanarak bir program yazıyor olsaydın modülasyon girişinden fayda sağlayabilirdi ve gerçek hayatta yaşamak gibi olurdu. Open Subtitles أنت تعرف، إذا كنت لبرمجة الروبوت باستخدام نموذج توليدي وكأنه شيء في الطبيعة، أنها يمكن أن تستفيد من المدخلات تغييري.
    O halde bu stres kültürünü ilerletmeye ve daha mutlu daha sağlıklı ve umarım daha üretken hayatlar yaşamaya başlayalım. TED لذا دعونا نُحسّن ثقافتنا عن التوتر، ونبدأ بالعيش سعداء وأصحّاء ونأمل المزيد من الحياة المنتجة.
    Bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi. TED والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط
    Çok fazla fikri keşfettiğimiz üretken bir moddan geçiyoruz. Ve sonra tekrar toparlanıp, bir çözüm aramaya ve o çözümü geliştirmeye çalışıyoruz. TED نحن نمر في نوع من الصيغة التوليدية حيث نستكشف العديد من الأفكار ثم، وكأننا، نرجع مجددا ونرجع إلى البحث عن ذلك النوع من الحل، ونطور ذلك الحل.
    Düşününce, cezalıyken en azından üretken olmalısın, bilirsin işte. Müzik çalışırsın. Open Subtitles إرتأيتُ أنه طالما أنت مُعاقب فيجب على الأقل أن تكون إنتاجي
    Biliyorum, Şakacı ağaç oldu ama o burada olmadığından biz daha üretken olmalıyız. Open Subtitles أعرف أنّ (دوبي) شجرة، لكنْ علينا أنْ نكون أكثر إنتاجيّة طالما هو لا يستطيع
    Eğer bugün topluma geri dönmüş olsaydınız mutlu, sağlıklı, normal ve üretken bir şekilde görev yapabilir miydiniz? Open Subtitles هل تعتقد بأنه يمكنك أن تعيش بصحة وسعادة وبطريقة طبيعية ومنتجة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد