Warrick hükümetinin üst düzey yöneticileri ile bazı görüşmeler ayarladı. | Open Subtitles | وارك , رتب لنا بعض اللقائات مع كبار أعضاء حكومته |
Ben emekli olduğumda yerime birçok üst düzey yetkili gelecektir. | Open Subtitles | اليوم الّذي أتقاعد فيه الكثير من كبار المسؤولين سوف يأتون، |
Ezici fiziksel gücü ile Tamam, üst düzey şeytanlar . | Open Subtitles | حسناً ، مشعوذ ذو مستوى عالي و لديه قوى هائلة |
Kolombiyalı üst düzey bir grup mu kaçırmayı üstlendi? | Open Subtitles | اختطافة عن طريق عصابة راقية من كولومبيا ؟ |
Bilim Akademisi'ndeki tüm üst düzey araştırmalardan onları haberdar ediyorum. | Open Subtitles | أبقيهم على إطلاع بكل الأبحاث عالية المستوى بالأكاديمية |
üst düzey istihbarat subaylarından birinin uyduları yönlendirmeye çalıştığını farkettik. | Open Subtitles | اكتشفنا ضابط مخابرات رفيع المستوى كان يحاول التلاعب بالأقمار الصناعية. |
Son 5 yıl içinde üst düzey birkaç soyguna karıştığı sanılıyor. | Open Subtitles | يشتبه به في عدّة سرقات رفيعة المستوى خلال السنوات الخمس الماضية |
Tüm bunlar finans suçları üstüne kurulmuştur.üst düzey memurlara kadar. | Open Subtitles | كل هذا مبني على الجرائم المالية، وصولا إلى كبار المسؤولين. |
Pentagon'un üst düzey yetkilileri, Meclis'ten çıkan yasağa rağmen Esperanza'ya silah yardımı yapmakla suçlanmışlardı. | Open Subtitles | عندما اتهم ضباط كبار في البنتاغون بامداده بالأسلحة رغم ارادة الكونغرس |
Adil bir maç olması için üst düzey subaylar, Kanpur'dan tarafsız hakemler getirdi. | Open Subtitles | و لضمان لعب نظيف و عادل دعي مسئولين كبار حكم محايد من ولايه كانبور |
Üç ülkenin üst düzey arap yetkilileri, biri seninkinden. | Open Subtitles | انهم مسؤولين كبار من 3 دول عربية ، واحدهم من بلادك |
Ama o kadar zamandır sokak düzeyi satıştan sonra üst düzey iş yapan kaldığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنهم يقومون بتمشيط الشوارع منذ فترة طويلة ، لا أظن بوجود تجّار كبار |
Uçak, Nijerya'nın başşehri Abuja'ya gidiyordu ve uçağın bazı üst düzey Nijeryalı bürokratı taşıdığına inanılıyordu. | Open Subtitles | الطائرة كانت متجهه للعاصمة النيجيرية أبوجا وكان يعتقد بأنها تحمل بعض كبار المسؤولين النيجيرين |
Sen olsan, üst düzey adamlarının arasında bir hain olduğunu Ulyanov'a söyler miydin? | Open Subtitles | ماذا , هل تريد أوليانوف ان يعرف ان هناك خائن في مستوى عالي |
Batmış olmasından korkuyoruz, ve... bu çok utanç verici, ama... subaylarımızın bazıları üst düzey yöneticilerimizin... oğulları. | Open Subtitles | نحن نخشى أن تكون قد غرقت .. إنهذامحرججداً لكن. العديد من الضباط أبناء لمسئولين من مستوى عالي |
Kartvizitine bakılırsa üst düzey bir çöpçatanmış. | Open Subtitles | وفقاً لبطاقة عملها -إنّها وسيطة أزواج راقية |
Bu yüzden de üst düzey bir güvenlik firması kiraladık. | Open Subtitles | ولهذا السبب عينا حمايه أمنية دولية عالية المستوى |
üst düzey bir istihbarat subayı uyduları manipüle etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | اكتشفنا ضابط مخابرات رفيع المستوى كان يحاول التلاعب بالأقمار الصناعية. |
Sonuçta birçok üst düzey hatta bazen televizyonda yayınlanmış duruşmalarda tanıklık ettiniz. | Open Subtitles | حيث أنّك شهدت في العديد من القضايا رفيعة المستوى المتلفز منها أحيانًا |
Adam, ülkeyi nükleer silahlardan korumak için bir program üstünde çalışan üst düzey bir bilim adamı. | Open Subtitles | علماء من أعلى مستوى يعملون على برنامج يحمي هذه البلاد من الأسلحة النووية |
Söylenene göre tüm üst düzey liderleri öldürüp virüsün cansız bedenlerine yayılmasını beklemiş. | Open Subtitles | الأشاعات تقول انه قتل جميع افراد القيادة العليا وأنتظر الوباء بجانب جثثهم المتعفنّة. |
O bugün üç üst düzey şeytanlar tarafından saldırıya uğradı. | Open Subtitles | لقد هوجمت من قبل ثلاثة مشعوذين ذو مستوى عالٍ الليلة |
Bu poliçeler şirketin başarısına yön veren üst düzey kişileri kapsıyor. | Open Subtitles | هذه السياسات تغطي الموظفين رفيعي المستوى الذين يعُتَبرون أساس نجاح الشركة |
Neyse ki emniyetten üst düzey bir yetkili Bar-le-Duc'te onun izini buldu. | Open Subtitles | لحسن الحظ, عضو في الشرطة ذو رتبة عالية أخذها الى حانة لوديك |
Seni daha üst düzey bir yere götürmek istiyordum. | Open Subtitles | أتعلمين، كنت أنوي أصطحابكِ إلى مكان راقي. |
- Evet. Danimarka şirketlerinin üst düzey yöneticileri krizi atlattığımızı söylüyorlar ama samimi olalım. | Open Subtitles | والمدراء التنفيذيون يقولون لقد اجتزنا العاصفة. |
Phil'in şirketinin Londra ofisinden üst düzey bir finans analizcisi. | Open Subtitles | إنها كبيرة محلّلي الأموال بفرع "لندن" الخاصّ بمؤسّسة (فِل) |
Tüm gücümüzü isteyen... üst düzey bir büyücü olmadığı sürece. | Open Subtitles | مالم يَكُن مشعوذاً من مستوى أعلى وهو يرغب... بجميع قدراتنا |