| Bir daha sizinle görüşemeyeceği ve doktoru değişeceği için üzülüyor. | Open Subtitles | هو حزين بشأن عدم رؤيته لكِ مجددًا و تغيير أطباءه |
| Bir tarafım üzülüyor ama yine de çok mutluyum. | Open Subtitles | جزء منّي حزين إلى حدّ ما، لكن أنا سعيد أيضا. |
| Affedersiniz... fakat çok ufak olması gereken bir mesele için çok üzülüyor gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنا آسف ولكن يبدو أنك مستاءة قليلة من شيء يجب أن يكون سهلاً |
| Her şey kontrol altındaydı. Şimdi herkes benim için üzülüyor. | Open Subtitles | كل شيء كان تحت السيطرة والآن الجميع يشعر بالأسف حيالي |
| İşte bu yüzden kardeşinin ölümüne üzülüyor, ve ona uyuşturucu satan insanları suçluyor. | Open Subtitles | لذا هو منزعج بشأن موتِ أَخِّيه، و يَلُومُه على الناسِ الذين باعوه مخدّراتَ. |
| Zavallı annesi çok üzülüyor, kuruntu yapmaya başladı. | Open Subtitles | والدتها المسكينة منزعجة لللغاية، إنها موهومة عملياً |
| O benim kız arkadaşım falan değil ama yaz boyunca burada olmayacağım için biraz üzülüyor olmasını beklemez misin? | Open Subtitles | أعلم أنها ليست حبيبتي أو ما إلى ذلك و لكن ألا تظن أنها ستشعر بسوء لأني سأغيب طوال فترة الصيف؟ |
| Charlie'nin gidişi için üzülüyor musun? | Open Subtitles | أأنت حزين بسبب مغادرة تشارلي؟ أعرف أنكما أصبحتما مُقربان |
| Adam için üzülüyor, o kadar. Hepimiz üzülüyoruz. | Open Subtitles | إنه فقط حزين بشأن اّن كلنا كذلك |
| # Farketmez, o yetekli birisi, bunu biliyor fakat o meteliksiz buna çok üzülüyor # | Open Subtitles | # لا يهمّ، هو غبى ويعرف ذالك لكن هو معدم حزين هو الذي يعرف # |
| Sınıfta tek davet edilmeyen kişi Evan. Ve buna çok üzülüyor. | Open Subtitles | إن (أفين) من الأولاد الذين لم يتلقوا دعوة، وهو حزين جداً. |
| Düğünümüze gelmeyenler yüzünden üzülüyor musun? | Open Subtitles | هل أنت حقاً مستاءة من الذين لن يأتوا إلى حفل زفافنا ؟ |
| Çok pahalı bir kamera kazandığımız için gerçekten üzülüyor musun? | Open Subtitles | هل انت مستاءة فعلا أن كل ما حصلنا عليه هي كاميرا غالية الثمن؟ |
| - Ted için üzülüyor musun? | Open Subtitles | كانت لتسألني عن ما قد أكون أخطأت انت تشعر بالأسف حيال تـيد |
| Seninle rekabet edemez o, kız seninle birlikte. Sadece onun için üzülüyor, hepsi bu. | Open Subtitles | لا يمكنه منافستك، انها معك وهي تشعر بالأسف تجاهه،هذا كل شيء |
| Şu an anne-babası ona Francis adını koymuşlar diye üzülüyor. | Open Subtitles | انه منزعج مجرد أن والديه له يدعى فرانسيس. |
| Evet, fakat işin kötüsü Charlie buna çok üzülüyor. | Open Subtitles | نعم , و لكن النقطة أن تشارلى منزعج حقاً |
| üzülüyor. Niye ona biraz zaman tanımıyorsun? | Open Subtitles | إنّها منزعجة لمَ لا تمنحينها فترة سلام؟ |
| O benim kız arkadaşım falan değil ama yaz boyunca burada olmayacağım için biraz üzülüyor olmasını beklemez misin? | Open Subtitles | أعلم أنها ليست حبيبتي أو ما إلى ذلك و لكن ألا تظن أنها ستشعر بسوء لأني سأغيب طوال فترة الصيف؟ |
| Halime üzülüyor musun? | Open Subtitles | هل تشعر بالأسى عليّ؟ |
| Kafası karışık, evet ve kafası karıştığında üzülüyor. | Open Subtitles | إنّه مشوّش، نعم وعندما يكون مُشوّش، ينزعج |
| Sadece onun için üzülüyor. Geri dönecektir. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأسى حيالها فحسب سوف يعود إليّ |
| Johnny faturalarını ödeyemediği için üzülüyor. | Open Subtitles | جوني يخسر نفسه لانه حتى لا يستطيع دفع الفاتورة |