Şimdi çöz beni, yoksa kafasını Üzüm gibi koparırım. | Open Subtitles | الآن فك هذه الأصفاد عني أو أسحق هذا الشخص كالعنب. |
Ama onun Üzüm gibi dudakları, kuru Üzüm gibi de gözleri var... ve nar taneli dişleri ve Kashmir elması gibi yanakları var. | Open Subtitles | لديها شفاه كالعنب وعينين كالزبيب اسنانها كالرمان وخديها كالكشمير |
Seni Üzüm gibi koparmamam için bana iyi bir sebep söyle! | Open Subtitles | أعطني سبباً وجيهاً واحداً حتّى لا أقشّرك كالعنب |
Çikolata kaplı kuru Üzüm gibi. Ya da kovboy kıyafeti giymiş bir maymun gibi. | Open Subtitles | مثل الزبيب المغطى بالشوكولاته، أو القرد الذي يرتدي حلة راعي البقر |
Bu şekerler, reçel gibi yiyeceklere eklenebilir, veya kuru Üzüm gibi doğal olarak oluşabilir. | Open Subtitles | ممكن اضافتهم مثل بالجلي وممكن الحصول عليهم بشكل طبيعي مثل الزبيب |
Kuru üzüm sevmem. Lütfen kuru Üzüm gibi görünme. | Open Subtitles | لا أحب الزبيب، لذا رجاءً لا تكوني كالزبيب. |
Üzüm gibi dağılacak bu adam. | Open Subtitles | هذا الرجل سينفجر كالعنب. |
Üzüm gibi dağılacak bu adam. | Open Subtitles | هذا الرجل سينفجر كالعنب. |
Hayır, bir Üzüm gibi görünmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو كالعنب |
- Evet. ...kuru Üzüm gibi buruşmuş. | Open Subtitles | نعم- كالعنب الفاسد- |
Taşakların kupkuru şekilde. Kuru Üzüm gibi. | Open Subtitles | وسوف تذهب لعملك ستجف خصيتاك, مثل الزبيب المجفف |
Tıpkı tatlı Üzüm gibi. | Open Subtitles | "مثل الزبيب الحلو.." |
Güneşe bırakılmış bir Üzüm gibi kurur mu? | Open Subtitles | أيجف كالزبيب تحت الشمس؟ |
! Kuru Üzüm gibi görünmeni istemem! | Open Subtitles | لا أريد أن تكوني كالزبيب. |