üzerimde zirvede insanların gülme seslerini duyuyordum. | TED | كنت أسمع الناس يضحكون على القمة فوقي مباشرةً. |
3 yılan kafasıyla karşı karşıyaydım.. ..ve kral kobra kuyruğunun gölgesini üzerimde hissettim.. | Open Subtitles | وبينما كنت وجهاً لوجه مع رؤوس الأسود شعرت بظلام ظل الكوبرا يمر فوقي... |
üzerimde hareket algılayıcı bir kıyafet var, vücudumun ne yaptığını anlıyor. | TED | أرتدي بدلة مُلتقطة للحركة عن طريق القصور الذاتي تلتقط حركة جسدي. |
üzerimde yalnızca havlu vardı. Mayomu alt katta kurusun diye bırakmıştım. | Open Subtitles | لم أكن أرتدي إلا منشفة لباس السباحة خاصتي كان يتجفف بالأسفل |
Yani derimin rengine bakarak üzerimde uyuşturucu taşıdığımı varsayıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً فقط وبسبب لون بشرتي , تفترض إنني أحمل مخدرات ؟ |
Sana kendi üzerimde işe yarayan bir silah vereceğimi düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أننى سأعطيك سلاحاً فعالاً ضدي ؟ |
Ormanda bir milyon ağaç var ve siz üzerimde oynamak zorunda mısınız? | Open Subtitles | مليون شجرة في هذه الغابة وأنت تلعب في الشجرة التي فوقي |
En tuhaf kısmı gözlerimi açtığımda üzerimde yabancı bir adamın olmasıydı. | Open Subtitles | أغرب جزء كان فتحي لعينيَّ، ورؤية شاب غريب فوقي |
Sokakta yürürken sırt roketiyle üzerimde uçan bir çocuk görseydim her şeyin mümkün olduğuna inanırdım. | Open Subtitles | إذا كنت أسير في الشارع ورأيت طفل يطير فوقي بواسطة حقيبة الطيران، سأظن أن كل شيء ممكناً. |
O şeylerden birinin son nefesimi verirken... üzerimde olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أي تلك الأشياء أن يكون واقفاُ فوقي وأنا ألتقط أنفاسي الأخيرة |
üzerimde dolanan kıyamet bulutu nihayet kalktı ve bilmiyorum. | Open Subtitles | خيمة الظلام التي كانت فوقي رحلت بلا عودة |
Dün gece, üzerimde 1200 dolarlık takım elbise varken taksi çevirdim. | Open Subtitles | حاولتُ بالأمس إيقاف تاكسي و أنا أرتدي بدلةً بـ 1200 دولار. |
Yani diyeceğim o ki 20 dakika önce üzerimde bir pantolon bile yoktu. | Open Subtitles | أظن أن ما أقصده هو أنني منذ عشرين دقيقة لم أكن أرتدي سروالاً |
Ordu tarafından reddedildim, Kâşif Dora sırt çantasına mahkum bırakıldım ve kızların soyunma odasına üzerimde sadece jartiyer askısıyla girmeye zorlandım. | Open Subtitles | لقد رفضت من الجيش و وضعت في حقيبة و دفعت إلى غرفت تبديل ملابس الفتيات ولا أرتدي شيئا إلا حمالتي بنطالي |
Oraya geleceğim. üzerimde bir şey olmayacak, beni rehin alıp almayacağını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا سآتى إليك ، لا أحمل شيئا ولا أدرى حتى إذا كنت ستحتجزنى كرهينة |
Oraya geleceğim. üzerimde bir şey olmayacak, beni rehin alıp almayacağını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا سآتى إليك ، لا أحمل شيئا ولا أدرى حتى إذا كنت ستحتجزنى كرهينة |
Benim senin üzerinde kullanabileceğim aktif bir gücüm olana kadar senin güçlerini üzerimde kullanma yetkin yok, hatırladın mı? | Open Subtitles | غير مسموح لكِ أن تستخدمي قدرتكِ ضدي حتى أحصل على قدرة فعّالة لأستخدمها ضدكِ |
Beş ya da altı yaşımdayken, üzerimde pijamalarla sessizce kulağım kapıya yapışmış bir şekilde dışarda otururdum. | TED | وبعمر الخامسة أو السادسة كنت أتسلل مرتدياً بيجامتي وأجلس خارج الغرفة وألصق أذني إلى الباب |
Daha önce bir erkekle hiç yalnız kalmadım, üzerimde giysilerimle bile. | Open Subtitles | لم يسبق لى التواجد مع رجل من قبل حتى وأنا أرتدى ملابسى |
Yarım saat öncesine kadar bunların öngörümde üzerimde olan şeyler olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | و فقط قبل نصف ساعةٍ، أدركتُ أنّ هذا ما كنتُ أرتديه في لمحتي المستقبلية |
Sykes, hareketi ört. Breem'e taşınmaya hazır ol. üzerimde. | Open Subtitles | (مانغو)، (سايكس) غطوا علينا أثناء التحرك تأهبوا للمضي لعِندِ (بريم)، اتبعوني |
üzerimde kan pıhtılarından koruması için bir korse vardı. | TED | كنت مرتدية جوارب ضيقة في رجلّي للحماية من الجلطات الدموية. |
Ve Bram bir daha üzerimde uyuya kalırsa ölürüm. | Open Subtitles | إذا برام يقع من أي وقت مضى نائما على لي مرة أخرى، سأموت. |
ertesi sabah bütün parçaları alıp otel odamda birleştirdim. Ve bahsettiğim etek şuan üzerimde gördüğünüz etek. | TED | في الصباح التالي، أخذت كل القطع، وجمعتها في غرفتي في الفندق، و في الحقيقة هذه هي التنورة التي ألبسها الآن. |
Ben de hâlâ buradayım. Senin de üzerimde işte bu kadar fazla kontrolün var. | Open Subtitles | وما زلت معك، وهذا ينُم عن قدر تأثيرك عليّ. |