ويكيبيديا

    "üzerindeki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • على
        
    • فوق
        
    • ترتدينه
        
    • ترتديها
        
    • فوقها
        
    • النقش
        
    • نفوذه
        
    • الذي يعلو
        
    Ekonomi üzerindeki bu tehlikeyi gördükten sonra, bu soruna bir çözüm bulmamız gerektiğini düşündüm. Tüm bunlara yaklaşımım bu. TED وبالتالي بالنظر إلى هذا الخطر على الاقتصاد، فكرت أننا في حاجة إلى حل لهذا المشكل. هذه مقاربتي لكل هذا.
    Kadın erkek ilişkileri üzerindeki etkileri hakkında çıkarımda bulunmak da ilginç olacaktır. TED من المهم التخمين حول الأثر الذي سيخلِّفه على العلاقات بين الرجال والنساء.
    Ruh üzerindeki etkisini görmek neredeyse imkansızdır, ama hasarı bir ömre mal olabilir. TED إن التأثير على النفس مرئي بالكاد، ولكن الضرر يمكن أن يبقى طيلة الحياة.
    Başka bir enteresan bulgu da kamu politikasının başarısız girişimciler üzerindeki derin etkisi. TED اكتشاف اخر مثير للاهتمام هو التأثير العميق للسياسة العامة على رواد الأعمال الفاشلين.
    Verilerimiz üzerindeki kontrolümüzün çoğunu kaybettik, aynı zamanda, özel yaşamımızı da. TED ما حصل هو أننا فقدنا السيطرة على البيانات و أيضاً خصوصيتنا.
    Ben de çanların birinin üzerindeki kumru pisliklerini temizledikten sonra baktım. TED لذلك، قمت بمسح فضلات الحمام من على إحدى الأجراس، ونظرت إليه.
    Beyaz kavşak noktaları, çizgi üzerindeki herhangi bir beyaz noktaya göre dört bir yandan daha fazla beyazlıkla çevrilidir. TED نقاط التقاطع البيضاء محاطة بلون أكثر بياضًا نسبيًا من الجهات الأربعة أكثر من أي نقطة بيضاء على طول الخط.
    Henüz, sadece bir öneri olsa da, insan etkisinin gezegenimiz üzerindeki etkisi hakkında düşünebilmemiz için yararlı bir yol. TED الآن، ما تزال هذه مجرد مرحلة مقترحة، لكنني أعتقد أنها طريقة مفيدة للتفكير في مدى تأثير الإنسان على الكوكب.
    Aile üzerindeki bu etki herkesi kapsıyordu; sadece keşif araçları üzerinde çalışanları değil, aynı zamanda ailelerimiz de etkileniyorlardı. TED لكن التأثير على العوائل كان يشمل الجميع. لم يكن نحن فقط من يعمل على المركبات المتجولة ولكن عوائلنا أيضاً.
    Bunun, çocuklarımız üzerindeki etkisini bilmediğimizi daha fazla ileri süremeyiz. TED لا نستطيع قول أننا لا نعلم تأثير هذا على أطفالنا.
    Dünya üzerindeki ekilebilir tüm toprağı temsil eden bir kareye dönüştürün. TED تحويله إلى مربع يمثل جميع الأراضي الصالحة للزراعة على كوكب الأرض.
    Murray Tepesi. Murray'in aynı adlı tepe üzerindeki evi, 200 yıl önce. TED أو تل مارري. وهذا بيت مارري على تل مارري، ٢٠٠ سنة مضت.
    Görevim Dünya üzerindeki her bir yaratığın hayatı ile ilgili. Open Subtitles هي تتعلق بوجود واستمرارية كل مخلوق حي على وجه الأرض.
    Bu kağıt üzerindeki kalemimin ucu dünyadaki her şey gibi bir raslantıdır. Open Subtitles نقطة من قلمي على هذه الورقة. تشبه أي شيء في العالم مُصادفة.
    Savaşın, bizatihi katılan kişiler üzerindeki etkisi tabiî ki oldukça çeşitlidir. Open Subtitles الأثر الذى تركته الحرب على المشاركين فيها كان قطعاً لا يمحى
    Ölüm sırasında anüsü genişlemiş anüsün biraz üzerindeki çatlak cinsi münaset yaşadığını gösteriyor. Open Subtitles لقد إتسع الشرج أثناء القتل تمزق طفيف أعلى الشرج يدل على ممارسة جنسية
    Ben buranın müdür yardımcısıyım... herhalde kapının üzerindeki yazıdan bunu anlamışsınızdır. Open Subtitles أنا مساعدة المدير هنا.. كما لاحظت من اللافتة الموضوعة على الباب.
    Şimdi, bu ağaçların üzerindeki şu binlerce küçük şey nedir? Open Subtitles الآن، ما هذه الآلاف من الأشياء الصغيرة التي على الأشجار؟
    ve bir yıl içinde 40 yaşın üzerindeki herkes ölmüştü. TED وخلال سنة مات كل من كان فوق الأربعين من العمر.
    Holly şu üzerindeki bluz çok güzelmiş. Open Subtitles هولي , ذلك القميص الذي ترتدينه رائع الجمال حقاً ؟
    Daha önce diyecektim ama üzerindeki çok güzel bir yelek. Open Subtitles أردت أن أخبرك مبكرًا، أن السترة التي ترتديها رائعة جدًا
    üzerindeki gölgelik o kadar kalın ki, çok az güneş ışığı aşağı ulaşabiliyor. Open Subtitles الغطاء فوقها كبير جدا ممّا يمكّن القليل من ضوء الشمس لاختراقها
    Sürükleme izlerini ve cesedin üzerindeki şekilleri çekmek istiyorum Open Subtitles أريد أن آخذ صوراً لآثار السحب في النقش الذي على جسمه
    S-1'e, üzerindeki etkisinin nedenini sorduğunda, saçları olduğunu söylemiş. Open Subtitles عندما سأل الأولى عن سبب نفوذه عليها لقد قالت أن شعره هو السبب
    Bu yüzden, buzun üzerindeki dünyayla bir hayat bağı olmalı. Open Subtitles لذا يتحتّم عليها ترك منفذ نجاة للعالم الذي يعلو الثلج.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد