ويكيبيديا

    "ışığında" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ضوء
        
    • وضح
        
    • الضوء
        
    • أشعة
        
    • ضوءِ
        
    • بضوء
        
    • أعقاب
        
    • نور
        
    • اشعة
        
    • أشعّةِ
        
    • أضواء
        
    • بناءً
        
    • بنورك
        
    • بالنظر إلى
        
    • بالنهار
        
    Uzun vadeli hafızamızdaki bilgilere ulaşmamızı sağlar ve ihtiyacımız doğrultusunda bazılarını ortaya çıkarıp, mevcut hedefimiz ışığında, karıştırır ve işleme alır. TED و تسمح لنا بالوصول الى ذاكرتنا طويلة المدى و سحب جزء منها عندما نحتاج, تخلطه و تعالجه على ضوء اهدافنا الحالية.
    Çağdaş aşkla ilgili bu gözlem ışığında gelecek yıllarda sevgiyi, aşkı nasıl düşünebiliriz? TED وفي ضوء هذه الرؤية للحب المُعاصر كيف ستكون نظرتنا للحب في الأعوام القادمة؟
    Fakat yeni gelişmeler ışığında, aklıma bir işbirlikçisinin olabileceği geldi. Open Subtitles لكن على ضوء التطورات تبادر لي ربما كان لديه مساعد
    Bizimkileri dışarda, yüzeysel bir gün ışığında ve hamağımda yakaladım. Open Subtitles لقد رأيت أهلي في الخارج, في وضح النهار, على أرجوحتي
    Ay ışığında süzülüp yatağıma yanaşan o korkunç beyaz figür de nesi? Open Subtitles ماهذا الشكل الابيض المريع الذى يسبح فى ضوء القمر؟ ومرسوم بجانب سريرى؟
    Ve yaşadığı korkunç acıların ışığında daireyi ona vermeye karar verdik. Open Subtitles وفي ضوء المعاناة الفظيعة التي مرّ بها، قررنا أن نعطيه إياها.
    Son yaşanan olayların ışığında Okul Yönetimi bir karar aldı. Open Subtitles وأيضا وفى ضوء الأحداث الحالية وكعبارة عن هدية من المدرسة
    Beni okula inekle birlikte yollardılar. Ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. Open Subtitles لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح
    Beni okula inekle birlikte yollardılar. Ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. Open Subtitles لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح
    Geçen geceki saldırının ışığında hain olan Kasırga gibi görünüyor. Open Subtitles , في ضوء هجوم ليلة أمس تورنيدو قد يبدو الخائن
    Yaşanan son olaylardan sonra, polis yeni delillerin ışığında alarma geçti. Open Subtitles في ضوء الأحداث الأخيرة الشرطة الفيدرالية كشفت النقاب عن أدلة جديدة
    Bu alıcının pişmanlığı mı? Gün ışığında hoş falan değil, değil mi? Open Subtitles ألديك القليل من الندم ليس جميلاً في ضوء النهار ، اليس كذلك؟
    Son olaylar ışığında gündeme getirmek istediğim bir konu daha var. Open Subtitles في ضوء الأحداثِ الأخيرةِ هناك مسألة أخرى أوَدُّ أَنْ أَرْفعَها لكم
    Siz ay ışığında otobüs sesi çıkarırken, düzgün kesim kot pantolon giymiş bu adamın caddenin ortasında neden yattığını sorabilir miyim? Open Subtitles هل بإمكاني أن أسأل لماذا هذا الرجل صاحب السروال القطني ممد على الأرض بينما أنت تحدث أصوات حافلة تحت ضوء القمر؟
    Adem ile Havva'nın hikayesini, Hint ve Mısır geleneklerinin ışığında okursak, hayat ağacını koruyan yılanın Kundalini olduğunu görürüz. Open Subtitles إذا قرأنا قصة آدم وحواء في ضوء الفيدية والتقاليد المصرية نجد أن الثعبان الذي يحرس شجرة الحياة هو الكونداليني.
    Potamak nehrine bakan "Le Donkle's"te mum ışığında küçük bir yemek planlıyordum. Open Subtitles لقد كنت افكر بعشاء على ضوء الشموع فى لى دونكلى النظر للبوتوماك
    Gün ışığında saldırmaya karar verirsem nasıl korkacaklarını hayal edebiliyor musun? Open Subtitles هل يمكنك أن تتخيل رعبهم حينما قررت مهاجمتهم في وضح النهار؟
    Yazması, dua etmesi, Tanrıya gün ışığında nasıl görünür olabileceğini sorduğu mesajlar göndermesi gerek. TED لقد أراد أن يكتب ويصلي ويرسل الكثير من الرسائل إلى الله يستعلم فيها عن كيفية جعل نفسه معروفاً في وضح النهار.
    Toplanma diski x-ray ışığında güçlü bir şekilde parlar ve devasa manyetik alan materyali neredeyse ışık hızında uzaya yollayabilir. TED قرص التنامي يلمع بشدة في الأشعة السينية، ومجال مغناطيسي عملاق يمكن أن يطلق المادة في الفضاء بسرعة قريبة من سرعة الضوء.
    Son olarak aynaların altındaki gölgede güneş ışığında yetişmeyen her türlü bitkiyi yetiştirmek mümkün olacaktır. TED ويمكن بصورة ما اسفل ظل المرايا ان ننبت المحاصيل .. جُل انواعها التي لن تنمو اسفل أشعة الشمس المباشرة
    Eric'in küçük kasesi ay ışığında en parlak yıldızdan daha parlak şekilde parladı. Open Subtitles لَمَعان عقبِ إيريك الصغير جداً في ضوءِ القمر، يُشرقُ ألمعُ مِنْ النجم الألمع.
    Ve madenciler, geçen yüzyılın başlarında burada resmen mum ışığında çalışdılar. TED وعمال المنجم في أوائل القرن الماضي كانوا يعملون، بضوء الشموع، حرفيا.
    Takdir edersiniz ki, son olan olayların ışığında yönetim kurulum bir avukat ordusuyla beraber yarınki etkinliğe verdiğimiz desteği çekmemizi tavsiye ettiler. Open Subtitles إنّي ممتنة لذلك، لكن في أعقاب هذا التطور الأخير فإن مجلس إدارتي وافق جيش محاميّ الشركة الذين نصحونا بالانسحاب من حدث الغد.
    Tanrı'nın ışığında yürüyebilmek için her şeyi yaptım. Open Subtitles وفعلت كل شىء فى استطاعتى لامشى فى نور الرب
    Yapayalnız dans ettiğini, gün ışığında kendini yaktığını gördüm. Open Subtitles اشاهدك وانتي ترقصين لوحدك تحرقين نفسك تحت اشعة الشمس
    * Yürüyorum güneş ışığında * Open Subtitles * أسيرُ تحتَ أشعّةِ الشمس *
    O kutsal perşembe'yi, kilisenin loş ışığında deniz kenarında oturduğumuzu hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكرين الخميس المقدس حين جلسنا جنباً إلى جنب تحت أضواء الكنيسة الخافتة؟
    Ve şimdi kendi tecrübelerim ışığında uçuruma bir köprü kurabilmen için sana yardım eli uzatıyorum, sen de dilersen tabii. TED وأنا أعرض عليكم أن أوجّهكم بناءً على تجربتي لأساعدكم ببناء جسر عبرها إذا أردتم ذلك.
    Biz senin ışığında gelişiriz. Open Subtitles بنورك نزدهر.
    Kurbanları yakından tanıyor olmanın ve mekanik bilgilerinin ışığında bu cinayeti planladılar. Open Subtitles بالنظر إلى معلومات الجاني عن الميكانيكا ومعرفة الجانية بعادات الضحية
    Güneş ışığında özgürce hareket eden insan askerlere ihtiyacımız var. Open Subtitles نحتاج لجندي مِنَ البشر، يُمكنه السير بحريّة بالنهار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد