Sonrasında İntel ortalama elektronik tablonuzun her 27.000 yılda bir hatalı olabileceğini söyledi. | TED | وقد ذكرت إنتل بأن معدل جداولك ستتعرض الى خلل مرة كل 27000 عام. |
Bu geçen sene, Intel Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarını kazandım. | TED | في العام الماضي، فزت بجائزة شركة إنتل العالمية للعلوم والهندسة. |
Bundan yaklaşık 20 yıl önce, Haziran 1994'de İntel Pentium çiplerinin çekirdeğinde bir üretim hatası olduğunu duyurdu. | TED | قبل 20 عامًا، في يونيو 1994، أعلنت شركة إنتل أن هناك خللًا في تصميم شريحة بنتيوم الخاصة بها. |
Sonbaharda Intel'e girecekmiş. | Open Subtitles | وخطة عبقريه للخريف . |
Sonbaharda Intel'de işe başlayacakmış. | Open Subtitles | وخطة عبقريه للخريف . |
İntel onlara bu çipleri verdiği için sessiz kalmayacaklardı. | TED | لن يقفوا صامتين ازائه كون إنتل هي من زودهم بهذه الشرائح. |
İnsanlar talepleri için yürüdüler-- tamam, tam olarak böyle değil-- ama ayaklandılar ve İntel'den hatayı düzeltmesini istediler. | TED | خرج الناس في مسيرات يطالبون مهلًا، ليس ذلك ماحدث بالضبط ولكنهم وقفوا وطالبوا بأن تصلح إنتل هذا الخلل. |
Ve İntel 475 milyon dolarlık bir bütçeyi milyonlarca çipin değiştirilmesi için kullanılmak üzere ayırdı. | TED | فخصصت إنتل 475 مليون دولار أمريكي لتمويل عملية تبديل وتغيير ملايين الشرائح وإصلاح الخلل. |
Intel süper bilgisayarların çalıştırdığı devasa bir veri merkezine muazzam miktarda bilgi gönderen yüzlerce kamera yerleştirdik. | TED | استخدمنا مئات الكاميرات، التي تبعث كمية هائلة من المعلومات، لمركز ضخم للبيانات يعمل بواسطة أجهزة حاسوب إنتل الخارقة. |
Ona Intel Stüdyoları diyoruz ve gelecek neslin üç boyutlu medya film yapımını kolaylaştırma ve keşfetme amacına sahip olan dünyadaki en büyük hacimsel sahne bu. | TED | نطلق عليها إستوديوهات إنتل. وهو أكبر مسرح لتصوير مقاطع الفيديو المجسمة في العالم. والهدف الأساسي منه هو إتاحة الجيل القادم من الوسائل الغامرة لصناعة الأفلام واستكشافه. |
Intel'in 4'üncü dörtlükte kazandığı, 10.8 milyar. | TED | عائدات إنتل في الربع الرابع كان 10.8 مليار. |
Meslektaşlarım ve ben son bir kaç yılımızı Intel'de digital platformların günlük hayatımızı yeniden şekillendirişini ve bundan sonra ne gibi yeni alışkanlıkların olabileceğini arayarak geçirdik. | TED | مضيت مع زملائي في شركة إنتل الأعوام الماضية نبحث عن طرق تشكل من خلالها المنصات الرقمية حيواتنا كل يوم, ما أنواع طرز الحياة الممكنة. |
Intel, yongalarına (mikro çip) daha fazla çekirdek eklemek için bunu yapıyor. | TED | هذا ما تفعله إنتل لإضافة المزيد من النوى في الشريحة ، |
Bunun şu an başlamış olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. (Intel reklam müziği) | TED | وأنا سعيد لأقول أن هذا يحدث اليوم .. ( صوت إنتل ) |
- İyiyim. Intel'e zekayı getiren adam. | Open Subtitles | الرجل الذي جلب الذكاء لشركة إنتل |
Fakat İntel'in dediğine göre bizim uçuş rotamız temizmiş öyleyse oraya çok daha kolay bir şekilde girebileceğiz. | Open Subtitles | لكن "إنتل"يقول أن عندنا طريق محدد لذا يجب أن نسرع |
Binbaşı, Intel asilerin kumsalda çok sıkı tutunduklarını söylüyor, fakat hedefle ilgili bir bilgi, henüz yok. | Open Subtitles | أيها الرائد ,"إنتل" يقول أن الثوار لا يزالوا يقتربون من الشاطئ لكنه لا توجد أخبار عن هدفنا |