Bu kıyafetler vücut ısısını izole ediyor, ve adamlarımızı görünmez yapıyor. | Open Subtitles | هذه البزات تعزل حرارة الجسم ما يجعل الفريق خفيا بالنسبة للمخلوق |
Yine de Bay Yates tartışmamıza karşılık verdi ve kiracıların ısısını geri açtı. | Open Subtitles | بالرغم من أن السّيدِ يايتس رَدَّ إلى حجّتِي المقنعةِ وإستعادَ حرارة المستأجرين على. |
Frenginin bu türü vücut ısısını normalin çok üstüne çıkarıyor. | Open Subtitles | هذه السلالة من الزهري ترفع حرارة الجسم أعلى المعدّل بكثير. |
Beyinde hasar oluşmasını engellemenin tek yolu vücut ısısını düşürmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمنع تلف المخ هي بتخفيض درجة حرارة الجسم |
Vücut ısısını yükseltmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ لرَفْع درجةِ حرارته الرئيسيةِ |
Bu su havuzu çoğu doğal materyal gibi ısısını ışık olarak yayar. | TED | حسنًا، بركة الماء تلك مثلها مثل معظم المواد الطبيعية، تبعث حرارتها في صورة ضوء. |
Banyoyu üzerine oturttuğum bir ısı matı ve ısısını ayarlamak için termostat kullanıyorum. | TED | وأستخدم سجادة حرارية لوضع الحوض عليها وجهاز تنظيم حرارة لضبطه. |
Bu şebekede, sonra deniz kabarması okumalarını, su ısısını, hava ısısını ve Ay'ın evrelerini dokuyabiliyorum. | TED | على تلك الشبكة، يمكنني نسج قراءات المد العالي، درجة حرارة الماء ودرجة حرارة الهواء والأطوار القمرية. |
Odanın ısısını siz ayarlarsınız. | TED | يمكنك اختيار ما تكون عليه حرارة الغرفة. |
O yüzden oda ısısını 18 derece tutmaya çalışın. | TED | لذلك اختر غرفة بدرجة حرارة 65 فهرنهايت أو حوالي 18 درجة مئوية. |
Huzur içinde dinleniyormuş gibi gözüküyor ama aslında hayatta kalmak için çabalıyor çünkü kendi bedeninin ısısını dengeleyemiyor. | TED | يبدو وكأنه يرقد بسلام، لكنه في الواقع يعاني للبقاء على قيد الحياة لأنه لا يستطيع تنظيم درجة حرارة جسمه. |
Numunenin üzerinde çalışmaya başladığımızda bunun gibi bir mercanı inceleyerek, eski çağlardaki okyanusun ısısını bulabileceğimizi farkettik. | TED | وبدأنا بالعمل عليها، وأكتشفنا أننا نستطيع معرفة درجة حرارة المحيطات القديمة من تحليل شعب مرجانية مثل هذه. |
Bir mikrop büyüklüğü kadar. Benes'in vücut ısısını inanılmaz düşüreceğiz. | Open Subtitles | تقريبا بحجم الجرثومة وذلك اثناء خفض درجة حرارة بينيز |
Vücut ısısını 21 dereceye düşüreceğiz. | Open Subtitles | نبرد درجة حرارة جسدها المركزية إلى 21 درجة سلزيوس |
Çeliğin etrafındaki, tek bir organizmanın bile ısısını belirleyebileceklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا أن بإمكانهم التقاط حرارة خلية واحدة عبر نصف ميل من الفولاذ |
Bu kuru buz ortam ısısını dengeler. | Open Subtitles | هذا الثلج الجاف يساعد على ثبات حرارة الأجواء |
Gezegenin böyle genişlemesinin nedeni gezegenin ısısını yükselten bir kaynağa sahip olmasındandır. | Open Subtitles | هو أن لديهم مصدر حرارة داخلي وهو يرفع الضغط داخل الكوكب ما يؤدي إلى تمدده في الحجم |
Kara ve deniz koyu renkli olduğu için Güneş ısısını emer. | Open Subtitles | البر و الماء معتمان ، لذا يقومان بامتصاص حرارة الشمس |
Bu kocaman erimiş çekirdek, Dünya'daki yaşam için gerekli olan bir şeye daha katkıda bulunuyor gezegenin ısısını düzenlemeye. | Open Subtitles | لكن اللب الضخم المذاب يساهم في شئ آخر ضروري للحياة على الأرض، طريقة تنظيم درجة حرارة الأرض. |
Vücut ısısını kontrol edemediğinden sandalyesini havuza doğru sürdü. | Open Subtitles | سار بمقعده المتحرك للحمام لأنه لم يستطع تنظيم درجة حرارته |
Bu kemikler hala kaygan. İç ısısını ölçtün mü? | Open Subtitles | هذه العظام لا تزال دهنيّة هل أخذتِ درجة حرارته الداخليّة؟ |
Yani bu su havuzu ısısını atmosfere doğru gönderiyor. | TED | لذا تبعث بركة الماء تلك حرارتها لأعلى باتجاه الغلاف الجوي. |