ويكيبيديا

    "ısrar ediyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يصر
        
    • تصر
        
    • يصرّ
        
    • مصر
        
    • مصرة
        
    • تصرّ
        
    • مُصر
        
    • أصر
        
    • أصرّت
        
    • اصر
        
    • يُصر
        
    • تُصرّ
        
    • أصرت
        
    • أصرّ
        
    • يُصرّ
        
    Ve her zaman, her yerde bana eşlik etmek için ısrar ediyor. Open Subtitles وقال انه يصر على المرافق لي في كل مكان، في كل الأوقات.
    Köye dönüp misafiri olmamız için ısrar ediyor. Open Subtitles أنه يصر على عودتنا إلى القرية لنكون ضيوفه
    Evden işe gidip gelebilir, ama tek başına yaşamakta ısrar ediyor. Open Subtitles يمكنها أن تذهب للعمل من البيت ولكنها تصر على العيش بمفردها
    Arada sırada, biri bizimle ilgilensin diye aile üyelerimiz kardeşimin ve benim evlenmemiz konusunda ısrar ediyor. TED من وقت لآخر، يصرّ أفراد عائلتي على أن أتزوج أنا وأختي ليهتم بنا أحدهم.
    Ama Bay Lydon, şu an ismini hatırlayamadığı genetikçinin bunun teknik olarak mümkün olduğu konusunda baya ısrar ediyor. Open Subtitles ولكن السيد ليدون مصر علي أن علماء علم الجينات الذين لايتذكر أسماؤهم الأن أكدو له أن هذا ممكن تقنياً
    Bayan Jenkins geldi. Bay Wellington'ı görmek için ısrar ediyor. Open Subtitles الآنسة جنكنز مر أخري مصرة علي لقاء السيد ولنجتون
    Daha geçerli bir alternatifi olacağı konusunda ısrar ediyor. Yani Terapi. Open Subtitles إنها تصرّ على وجود بديلاً مجدياً العلاج
    Yanına feneri tutmak için hizmetkâr almadan. Yalnız başına gitmek konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles وبدون خدم لحمل الفوانيس يصر على الذهاب وحيداً
    New York Times'ın inatçı muhabirlerinden biri Pazartesi sabahı, ilk iş seninle görüşmek için ısrar ediyor. Open Subtitles انه مراسل لحوح من جريدة نيويورك تايمز انه يصر على عمل حديث معكى اول شئ نهار الاثنين
    Pazartesi günü ilk iş olarak seninle bir görüşme yapmak için ısrar ediyor. Open Subtitles وهو يصر على مقابلتك اول شئ يوم الاثنين صباحا
    Aslında, Başkan, yazıların yedekte bulunmasında ısrar ediyor. Open Subtitles في الواقع، الرئيس يصر على وجود مستندات مكتوبة احتياطي
    Diğer öğrenciler, Kyle'ın ilk yumruğu attığı üzerine ısrar ediyor. Open Subtitles يصر الطالب الآخر أن كايل رمى اللكمة الأولى
    Neyse, sadede geleyim. Annen bu teklifi kabul etmen konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles حسنا, وصلنا الى المهم والدتك تصر على قبولك للزواج منه
    Büyükannem her pazar birlikte yememizde ısrar ediyor. Open Subtitles ولكن، ترى، كل يوم أحد، غرام تصر أن لدينا جميعا العشاء معا.
    Cal bu şeyi heryere taşımakta ısrar ediyor. Open Subtitles يصرّ كال على نقل هذا الشيء القبيح في كل مكان
    özür dilerim Bay Thomas. Sizinle konuşmak için ısrar ediyor. Open Subtitles أنا آسفة يا سيد توماس إنه مصر على التحدث إليك , لا يمكننى التخلّص منه
    Çin Hükümeti, birilerinin Konsolos'un ölümünün sorumluluğunu üstüne alması için ısrar ediyor. Open Subtitles الحكومة الصينية مصرة على أن أحدهم .لابد أن يتحمل مسئولية قتل القنصل العام
    Her yeri gezdirmem için ısrar ediyor. Open Subtitles إنّها تصرّ على تدقيق كامل
    Filo komutanlığı, elimizdeki en tecrübeli kaptan ve mürettebatta ısrar ediyor. Open Subtitles ... قائد الأسطول مُصر على أكثر الطواقم المتوفرة خبرة ...
    Çok ısrar ediyor, şöyle dedi: "Manyak önemli" ve "bok şimdi gerçek oldu." Open Subtitles أخشى إنه أصر قائلاً : "إنه أمر بالغ الأهمية و الأمور أصبحت حقيقية".
    Kayıt şirketin albümünü çıkarmak, ve tüm bu söylentilerden tamamen kurtulmak istediğin yönünde ısrar ediyor. Open Subtitles الشركة التي تسجلُ لكِ الأغاني أصرّت على أنكِ تريدين الخروج على الهواء وتقومين بنفي كلّ الشائعات، دفعةً واحدة
    Babam neden onunla gitmemde ısrar ediyor bilmiyorum. Open Subtitles انا لا اعرف لماذا اصر ابى على ان احضر معه
    Aslında, Başkan, yazıların yedekte bulunmasında ısrar ediyor. Open Subtitles فى الحقيقة , يُصر الرئيس على وجود نصوص مكتوبة لهذه المحادثات كإجراء إحتياطى
    Bu bileti sunan tren şirketi ise refakatsiz çocuklara yönelik prosedürleri gereğince 5-16 yaş arası çocukların yalnız başlarına seyahat etmelerine izin verilmemesi konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles الشركة التي تمثلها تذكرة هذا القطار تُصرّ على أن الأطفال الذين تتراوح أعمارهم من 5 إلى 16 عام الذين يسافرون وحدهم
    Aslında, bunu yayınlamam ve ona ajans açmam için ısrar ediyor yoksa bana anasının gözü bir cinsel taciz davası açacakmış. Open Subtitles في الواقع، أصرت على أن أتقبلها و أبدأ معها في مستقبلها المهني و إلا ستقاضيني بأحد قضايا التحرش الجنسي
    Geceyi evinde geçirmemiz için ısrar ediyor. Open Subtitles لقد أصرّ على أن نقضي الليلة في مسكنه.
    Bay Ponti ısrar ediyor ve bensiz başlamıyorlar. Open Subtitles السيد "بونتي" يُصرّ, ولا يمكنهم البدء بدوني.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد