Bisiklete binmesine izin vermeyin. şüpheli bir mesaj aldı. | Open Subtitles | لا تتركه يركب الدراجة إنه يحمل رسالة مريبة |
Adalet kılını bile kıpırdatmazken... bir Başkanın şüpheli bir şekilde bir cinayete kurban gidebildiği... bir demokrasinin geleceği nedir? | Open Subtitles | ما هو مستقبل الديمقراطية حيث يمكن أن يغتال الرئيس في ظروف مريبة في حين أن آلية العمل القانونية ترتجف وتترنح ؟ |
Buralarda şüpheli bir şeyler döndüğünü ona söylemiştim, sana anlatsın. | Open Subtitles | ستخبرك بأني قلت بأن هناك شيء يدور هنا مثير للريبة |
Fakat merdivenlerden inen şüpheli bir şahıs görmediniz? | Open Subtitles | لكنك لم ترى شخص مثير للشك ينزل من السلم ؟ |
Başarınızın, yanlış otomobil seçmiş olduğunuz gerçeğine dayandığını düşünürsek bu biraz şüpheli bir onur. | Open Subtitles | بالأحرى شرف مشكوك فيه حين تعتبرين ان الانجاز معتمد على حقيقة سوء أختيارك للسيارة |
Millet, şüpheli bir şey ve birisi için gözünüzü dört açın. | Open Subtitles | لذلك، والجميع، والحفاظ على عينيك مقشر عن شيء أو شخص مشبوه. |
Ama sonra o öldü, ani ve şüpheli bir ölüm 16 yıl önce olduğu gibi. | Open Subtitles | و لكنه مات , فجأة و بحادثة قتل مريبة , منذ 16 سنة |
şüpheli bir yerde durursa biri iner ya da binerse onları tutuklayacak bir ekip beklesin. | Open Subtitles | أي وقفات مريبة أي شخص يدخل او يخرج قم بتجهيز فريق لجلبهم |
Gerçi şüpheli bir biçimde çim biçme destekçisiydi. | Open Subtitles | مع أنّه كان منحازاً بطريقة مريبة إلى جزّازة العشب |
Türk'ün silinen telefon verilerinin gömülü olduğu VidTree'de şüpheli bir resim buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت معجما لصوره مثير للريبة مدفونة في بيانات هاتف تيرك المحذوفة |
Eğer şüpheli bir şey yaparsa, öldürme tetiğini kullanın demişti. | Open Subtitles | قالت أن نشغل رمز قتل الوحدات المجهرية اذا فعلت أي شيء مثير للريبة |
şüpheli bir şey görürseniz hemen yardım çağırın. | Open Subtitles | إذا شاهدتم أي شئ مثير للريبة فبلغوا عن الأمر أولاً |
Buff, görünmez olmadan önce bir şey ya da şüpheli bir şahıs gördün mü? | Open Subtitles | بافي هل رأيتي أحداً أو أي شيئ مثير للشك قبل إختفائك |
Adamlarınıza bunu iletin. şüpheli bir şeyler bulmaya bakın. | Open Subtitles | لنعلم هؤلاء الناس درساً أبحث عن أي شيء مثير للشك |
Leonard, eğer şüpheli bir kuruş bile harcarsan bir dahaki sefere annenin üzerine yemin edemeyeceksin. | Open Subtitles | ليونارد إذا صرفت قرشاً واحداً مشكوك فيه, المرة القادمة سوف لن تحلف بوالدتك |
Birlikte çalıştığınız dönem boyunca şüpheli bir hareketi oldu mu? | Open Subtitles | و أثناء الوقت الذي كنتي معه هل كان مشبوه في أمره ؟ |
Öyle ki, burada şüpheli bir şey daha olsa, arkasında senin olduğunu bileceğim. | Open Subtitles | فى الحقيقة، إذا حدث أي شيء مريب هنا سوف أعلم أنكِ أنتِ السبب |
Burada şüpheli bir şeyler döndüğünü biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أنّ هنالك شيئًا مريبًا يحدث هنا |
Evin dışında da şüpheli bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء آخر مريب على المحيط الخارجي للمنزل أيضاً |
O yüzden lütfen, sana ya da kocana gelen bir telefon ya da şüpheli bir fan mektubu var mıydı hatırlamaya çalış? | Open Subtitles | لذا رجاء فكري بشأن اي مكالمات هاتفية انت او هو قد تلقيتماها او بريد من المعجبين مشكوك بأمره |
şüpheli bir telefon görüşmesi infazı durduramaz. | Open Subtitles | مكالمة تليفونية مشكوك فيها لن تقف أمام هذا |
Şehirde şüpheli bir olay varmış. Bu vaka senin. | Open Subtitles | قضية مشبوهة في المدينة,هذا كله لك |
Mavi İki, sağda hızla ilerleyen şüpheli bir araç var. | Open Subtitles | الأزرق الثاني لدينا سيارة مشتبه بها على اليمين تتحرك بسرعة فائقة |
Aşağıda şüpheli bir çanta bulduk. | Open Subtitles | ووجدنا حقيبة ظهر مثيرة للشبهة بالأسفل. |
Eğer şüpheli bir kayıp yaşadıysa o zaman kovulan ve şu an faturalarını ödemekte zorlanan birini arıyor olabiliriz. | Open Subtitles | حسنا ان كان الجاني قد عانى من خسارة فقد نكون بصدد شخص طرد حينها و يعاني ليدفع فواتيره الآن |
Artık flash diski götürmenizden ötürü şüpheli bir durum olmayacak. | Open Subtitles | وبعدها لن يكون الأمر متعلقًا بتصرفك المشبوه به عندما أخذت الفلاش |