N'oldu ki? Bell onun önemli bir şüpheli olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | حسنا, بيل اعتقد أنه مشتبه به محتمل |
Evet, ama biri olayda şüpheli olduğunu nasıl bilir? | Open Subtitles | لكن كيف يعرف رجل أنه مشتبه ؟ |
Hakimin cinayetiyle ilgili sağlam bir şüpheli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنها تظن أنه مشتبه به في قضية القاضي (سبانغلر) المقتول |
Zamanlamanın biraz şüpheli olduğunu söylemeliyim. Evet. | Open Subtitles | علي أن اعترف ان توقيت الامر مثير للشك قليلا |
Sen, itiraf etmek tür şüpheli olduğunu var. | Open Subtitles | علي أن أعترف ان هذا مثير للشك نوعا ما. |
Onun burada bir kurban olduğunu zannediyordum. Şimdi bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لو أنها كانت الضحيّة هنا، لماذا يقولون بأنها مشتبه بها ؟ |
Olası bir şüpheli olduğunu, ve buna ümit bağlamasının erken olduğunu söyledim. | Open Subtitles | -أخبرتها فقط أنه مشتبه به |
Hala bir numaralı şüpheli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | -ومازالت تعتقد أنه مشتبه به رئيسي . |
Ona şüpheli olduğunu mu söylüyorlar? | Open Subtitles | -هل يقولون أنه مشتبه به ؟ |
Ne yazık ki Philip artık bir şüpheli olduğunu biliyor. | Open Subtitles | للأسف (فيليب) يعرف الآن أنه مشتبه به |
Bunun nasıl şüpheli olduğunu... hala anlamıyorum. | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم كيف يكون هذا مثير للشك |
Onun burada bir kurban olduğunu zannediyordum. Şimdi bir şüpheli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | لو أنها كانت الضحيّة هنا، لماذا يقولون بأنها مشتبه بها ؟ |
Peki, o zaman ben de Boston Polis teşkilatıyla temasa geçtim. Onlara kızın bir cinayet soruşturmasında baş şüpheli olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أجل , لذا خابرتُ شرطة "بوسطن" و أبلغتهم بأنها مشتبه بها رئيسية بجريمة قتل |
Onun bir şüpheli olduğunu düşünmüyorum. Açıkla bakalım. | Open Subtitles | -لا أظن بأنها مشتبه به . |