Bu şaşırtıcı hareket, hükümet yetkilileri askeri liderler tarafından şüpheyle karşılandı. | Open Subtitles | هذه البادرة المروعة قد حصلت بداعي الشك من الحكومة وقادة الجيش. |
İnandığım günler de var, şüpheyle dolduğum günler de. | TED | كنت اؤمن في بعض الايام ان هذا ممكن .. ولكن كانت تمر عدة ايام يخالجني الشك حيال هذا معظم الوقت .. |
Her ilişkiye kaçınılmaz olarak sızan şüpheyle nasıl yaşıyorsunuz veya daha da zoru, partnerinizin şüphesiyle nasıl yaşıyorsunuz? | TED | كيف تعيش مع الشك الذي دائما ما يُحيط أي علاقة، أو أصعب من ذلك، كيف تتعايش مع شكوك حبيبك؟ |
Geleceğin görülmesine şüpheyle yaklaşıyorum, tabii kendi geleceğime de. | Open Subtitles | أتشكّك من توقّع أيّ مستقبل يتضمنّني |
Hepinizin bu işe şüpheyle yaklaştığınızı biliyorum bu yüzden katılımınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أعرفُ أنَ هُناكَ الكثير من التشكيك من طرفكُم و لِذا أُقدّرُ لكُم المُحاولَة |
O gün bize teşhisini söylediğinde, şüpheyle karşılamıştık. | Open Subtitles | عندما أتيت إلينا المرة السابقة بتشخيصها كنا نشك فى صحة الأمر |
İnanç ve şüphenin hikâyesiydi ve şüpheyle mücadele etmenin inancın bir parçası olduğunu anlamanın -- Belki de en büyük parçası. | TED | كانت قصة عن الإيمان والشك، وإدراك أن معركتنا مع الشك هي جزء من الإيمان، وربما الجزء الأكبر. |
çünkü annesi bizim alternatif yasam tarzımıza biraz şüpheyle bakıyordu. Yani, homoseksüellik falan. | TED | والتي بدا عليها الشك حيال فكرة أسلوب الحياة البديل برمته. كما تعرفون، المثلية الجنسية، حسنا؟ |
Onlar güçlü genç adamlar olmak için büyüdü, ama yazık, sevgi zalimlikle, açıklık da şüpheyle mücadele etti, onların ruhu için. | Open Subtitles | لقد كبروا ليصبحوا رجال صالحين لكن الحب و اليقين حاربا ضد القسوة و الشك من أجل أرواحهم |
Belki de bu eskiden ikimiz arasında gelişen şimdi ise şüpheyle yaklaşılan fikirleri temsil ediyor. | Open Subtitles | ربما يكون هذا مؤشر لأخضاع تدفق الأفكار بحريه بيننا الى مزيد من الشك و الأختبار |
Ve cevap tatmin edici değilse ... bunu şüpheyle karşılarım. | Open Subtitles | لو كان الرد غير مرضي سوف أتفهم بهذا الشك |
Konu, polisin hareketi değil, ...jürinin kafasını şüpheyle doldurmanız ve ben bunu kesmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بدوافع الشرطة بل برغبتك في زرع الشك في عقول المحلفين وأنا أريدك أن تكفّ عن ذلك |
Ama ben, kendi adıma, bize verilen bu sınırlı gerçekliğe bir şüpheyle yaklaşım oluşturmak için bu küçük, değiştirilmiş deneyimlere inanıyorum. | TED | لكنني، لمرة واحدة، آمنت بهذه الأجهزة الصغيرة والتجارب المسروقة لأستلهم شعور الشك في هذا الواقع المحدود الذي نحمله بين أيدينا. |
İkna ile değil, şüpheyle sarsılmıştı. | TED | لم يطغى عليه الاقتناع، بل الشك. |
Ne zaman... içim şüpheyle dolsa, ne zaman duygusallaşsam... bir mahkumun dosyasını açar ve ne yaptığına bakarım. | Open Subtitles | حينما يملؤني الشك ... ... وتتسلل إلى رقة ما أفتح ملف النزيل وأري ماذا فعل |
Geleceğin görülmesine şüpheyle yaklaşıyorum, tabii kendi geleceğime de. | Open Subtitles | -أنا؟ أتشكّك من توقّع أيّ مستقبل يتضمنّني |
Ağızlarından çıkan her lafa şüpheyle yaklaşılmalıdır bir itiraf bile olsa. | Open Subtitles | يتحتم التشكيك بكل ما يخرج من افواههم, حتى وإن كان اعتراف. |
"Kesin olarak bilebileceğimiz... hiçbir şey olmasa da, karar vermek için... bildiğimiz her şeye şüpheyle bakmalıyız öncelikle." | Open Subtitles | سواء هناك أي شيء نستطيع فعله بلا شك يجب أن نشك أولاً بشأن كل شيء نعرفه |
Kocamın hiçbir hükmüne organizasyon tarafından şüpheyle bakılmadı. | Open Subtitles | لم يُشكك أبدا في أحكام زوجي من قبل المنظمة |
O yüzden bence olaya biraz daha şüpheyle bakmamız en doğrusu. | Open Subtitles | لذلك أنا أعتقد أننا فقط سنفعل، أنت تعرفين ناخذ كل هذا مع حبة كبيرة جدا من الملح |