Ve bir gün tutucu kesimin benim Facebook yayınından yok olduğunu farkedince şaşırmıştım. | TED | وهكذا تفاجأت حين لاحظت في أحد الأيام أن المحافظين قد اختفوا من تغذيتي الإخبارية على الفيسبوك. |
Ve belkide safça global yaşam türlerinin yaşam uzunluğuyla ilgilenen bir bilim dalının dahi bulunmamasına şaşırmıştım. | TED | و ربما بسذاجة تفاجأت بعدم وجود قسم في العلوم يتعامل مع هذه فكرة طول العمر لدى المخلوقات الموجودة حول العالم |
Bu bir sürpriz değil. Ama birbirlerine olan sempatilerine baktığımızda görüyorsunuz, daha düşük, ama aslında, bu veriyi ilk gördüğümde, şaşırmıştım. | TED | و لكن عندما ننظر الى مقياس الاحزاب المختلفة ستجد انها اقل، و لكن في الحقيقة، عندما رأيت هذه الارقام لاول مرة، فوجئت. |
Tamamen bir yabancının ilgi göstermesine çok şaşırmıştım. | TED | كنت متفاجئة جداً لأن شخصاً غريباً تماماً قد إهتم كفاية ليسأل |
Bir kontrolöre gülümsemesine gerçekten çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | ولقد ابتسم لي برقة لقد كنت متفاجأة لأنه ابتسم لمفتشة القطار |
Gilda olduğunu anladığımda çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | عندما أدركت أنها غيلدا كنت متفاجئاً كما كنت متأكد أين كنت |
Patronuna bunu yapan bir doktorun hafızası karşısında şaşırmıştım. | Open Subtitles | مصدومة من الذاكرة القصيرة للطبيب الذي خذل راعيته |
Hiçbir şeyi aleyhimizde kullanmadılar; çok şaşırmıştım. | TED | لم يكونوا يحملون أي ضغينة اتجاهنا، مرة أخرى كنت مندهشة. |
"Bir dakika sonrasında, ayağımın hareket ediyor olmasına çok şaşırmıştım... | Open Subtitles | "بعد الدقيقة الأولى فوجئتُ لرؤيتي قدمي تتحرّك، |
Bu geziyi önerdiğinde biraz şaşırmıştım doğrusu. | Open Subtitles | لقد كنتُ متفاجئ نوعاً ما أنّك اقترحت هذه الرحلة |
Kredi kartı dolandırıcılığından şüpheli olmasına çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | وسوف أخبركم بأنني تفاجأت عندما اكتشفنا سرقة البطاقة الائتمانية وكان مشتبها به |
Evet, normale dönmeyi başarınca çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | لقد تفاجأت بأنني كنت قادرة على الرجوع لوضعي الطبيعي |
Hayır. şaşırmıştım. Aralarının bozuk olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | كلاّ، لقد تفاجأت بذلك فقد ظننتهما متخأصمتين |
dedi. Biraz şaşırmıştım, ancak o akşam hakkında konuştuğumuz şeyler, aydınlatıcı bir konuşmaydı, | TED | لقد فوجئت بعض الشيء ، ولكن في ذلك المساء هذا ما تحدثنا عنه وقد كانت محادثة شيقة |
Dün kitap hakkında beni görmeye geldiğinizde gereken tepkiyi veremeyecek kadar şaşırmıştım. | Open Subtitles | امس , عندما اتيت لتتحدث معى عن هذا الكتاب لقد فوجئت لدرجة جعلتنى اقاوم |
Çok şaşırmıştım ve ona "Lauren bu ne zaman oldu?" dedim. | Open Subtitles | لقد كنت متفاجئة تماماً وقلت لها : متى حدث هذا يا لورين ؟ |
Tarih sınavlarına nasıl çalıştığımızı hatırlamıyor musun? Birimizin bile geçmesine şaşırmıştım. | Open Subtitles | أتتذكّر كيف كنا ندرس التاريخ سوية؟ أنا متفاجئة أنه لم ينجح أياً منا. |
O berbat hapishanede beni ilk kez ziyaret ettiğinde şaşırmıştım. | Open Subtitles | أتعرف، كنت متفاجأة عندما بدأت في زيارتي أول مرة فذي ذلك السجن البغيض. |
Geçen ay Darcy'yi şehirde gördüğümde şaşırmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت متفاجئاً لرؤية السيد دارسي في البلدة الشهر الماضي |
Çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | كنت مصدومة بذلك |
Silah sesini duyduğumda o kadar şaşırmıştım ki yerimden kımıldayamadım. | Open Subtitles | عندما سمعت صوت الطلقة فى البداية كنت مندهشة جدا, ولم اتحرك لعدة ثوان |
Çok komik ama havuzun sahte olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım...sahteydi. | Open Subtitles | إنها مضحة جدًا لكنني فوجئتُ عندما علمت أن صورة المسبح كانت... |
Biliyor musun, bizden kaçmayı başardığında cidden şaşırmıştım. | Open Subtitles | أتدرين، لقد كنتُ متفاجئ جداً من أنّه استطاع الهرب |
Ancak, bu kadar kötü adamın, tröst, güç ve makamda en yüksek pozisyonlara gelmesine de şaşırmıştım ve ne kadar devrimin alçakça tesadüflerle gerçekleştiğine. | Open Subtitles | ولكني صعقت حين رأيت الكثير من اللؤماء تم رفعهم لأعلى مناصب الثقة والقوة والكرامة وكيف أن الكثير من الثورات حدث نتيجة لحوادث تافهة |
Bu yüzden de gerçek bir rehber köpek almasına çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | لهذا السبب تفاجئتُ جدًا، عندما حصل على واحدٌ حقيقي. |
Özel sınıfta olduğunu öğrendiğimde, daha çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | اوه , أكثر تفاجئًا من معرفة أنك في الصفوف المتقدمة |
Benle ilgilenmesine şaşırmıştım, fakat, uyarılmaktan çok dokunulmayı tercih ediyordum. | Open Subtitles | كنت مندهشا انها تهتم , ولكني اخترت ان اكون ظالما على ان اكون مظلوما |
Ben öğrendiğimde şaşırmıştım şirketimizin bir dolar kazanabilmesi için çıkartma süreçlerimize yeryüzünün ne kadar şey sağlaması gerektiğini. | Open Subtitles | أنا نفسي أندهشت عندما علمت بكمية هذه الاشياء الأرض يجب أن تنتج خلال عملية استخلاصنا لإنتاج الدولار من أجل الايرادات بالنسبة لشركاتنا |
Yapmak istediğinde, herkes kadar ben de şaşırmıştım. | Open Subtitles | لقد تفاجأتُ كأيّ شخص آخر أنّه يُريد القيام بذلك. |