şahidin savunmadaki Danell Heywood'u göstererek tanımladığı lütfen kayıtlara geçsin. | Open Subtitles | فل يسجل المحَضر الجلسة تعبير الشاهد ميّزَ المتهمُ دانيل هيوود |
Ron'un davasında kilit şahidin sonradan olayın gerçek faili olduğu ortaya çıktı. | TED | الشاهد الرئيسي في قضية رون كان ، في نهاية المطاف ، مرتكب الجريمة الفعلي. |
Mümkün bütün soruları sorduğunu ve şahidin cevap verdiğini düşünelim. | Open Subtitles | فلنقل بأنه سأل كل الأسئلة المحتملة وكان عند الشاهد كل الأجوبة |
O halde tecavüz sırasında nerede olduğuna tanıklık edebilecek bir şahidin yok mu? | Open Subtitles | إذن ليس لديك حجة غياب من يمكنه تأكيد موقعك عند وقوع الاعتداء ؟ |
Hiç şüphe yok ki... savcılık için bu 30 dakikalık bir iş... 3 şahidin verdikleri ifadelere dayanarak... sanık Radjeş Rathore'nin ölene kadar... ülkesi ve evini görmemesini sağlamak. | Open Subtitles | ليس هناك سؤال او شَكّ الإدّعاء سيقوم في ثلاثون دقيقة... وبمساعدة فقط ثلاثة شهودِ أثباتْ بدون شَكّ... |
Zaten söyledim size O şahidin öldürülmesi ile ilgili hiç bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | سبق وأخبرتك لا أعرف شيئاً عن مقتل الشاهد |
Bize bir hafta daha verirseniz bu şahidin bildiklerini öğrenebiliriz. | Open Subtitles | اذا أعطيتمونا أسبوع آخر, ويمكننا أن نكتشف ما الذى يعرفه ذلك الشاهد, |
Aslında biz diğer şahidin öldürüldüğüne dair bir şey söylememiştik. | Open Subtitles | حسناً، نحن لمْ نقل شيئاً في الواقع عن مقتل الشاهد الآخر. |
Ve adamlarıma direkt olarak şahidin çocuklarının sesini duyduğu ikinci kata gitmelerini emrettim. | Open Subtitles | و قد أمرت رجالي بالتوجه مباشرة للطابق الثاني حيث سمع الشاهد الأطفال |
Buradaki tek şahidin ben olması büyük talihsizlik. | Open Subtitles | إذاً يا لسوء حظك لأنني الشاهد الوحيد هنا |
Sadece şahidin etrafında döndüğünü mü sanıyorsun? | Open Subtitles | ألا تظن أنّ خبر مقتل الشاهد قد انتشر |
Anlattığın olay ve şahidin hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف عن ماذا تتكلم وعن الشاهد |
Burada yargılanan şahidin uzmanlık alanı değil. | Open Subtitles | تخصص الشاهد ليس تحت جناية المحكمة هنا. |
Ichabod Crane'in yani incildeki şahidin bu savaşta hayatta kalamama, riskini mi alıyorsun ? | Open Subtitles | وغامرت بـ"إيكابود كرين" "الشاهد" القادم الذى قد لا ينجو من هذه المعركة؟ |
Gerçek şahidin gözlerindedir. | Open Subtitles | الحقيقة في عين الشاهد |
Bayan Hewes, bu şahidin Frobisher'ın suçunu ispatlayacağını düşünüyor. | Open Subtitles | سيدة (هيوز) تعتقد ان هذا الشاهد من الممكن أن يثبت أن (فوربشر) مذنب |
Bu şahidin kim olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أرغب أن أعرف من هو هذا الشاهد |
Saldırı saati için artık şahidin yok ve DNA'n çorabın üstünde bulundu. | Open Subtitles | والآن ليس لديك حجة غياب في وقت الاعتداء وحمضك النووي على الجورب |
Ve 7 Şubat. Sanırım bu gece i cin de şahidin var. | Open Subtitles | والسابع من فبراير أفترض ان لديك حجة غياب عن مسرح الجريمة لهذا اليوم أيضاَ |
- şahidin yok, yani gelecek sefere yaşlı hatununu mahkeme salonunda görürsün artık. | Open Subtitles | ليس لديك حجة غياب , وفي المرة القادمة التي ترى فيها زوجتك سيكون في المحكمة |
Hiç şüphe yok ki... savcılık için bu 30 dakikalık bir iş... 3 şahidin verdikleri ifadelere dayanarak... sanık Radjeş Rathore'nin ölene kadar... ülkesi ve evini görmemesini sağlamak. | Open Subtitles | وبمساعدة فقط ثلاثة شهودِ أثباتْ بدون شَكّ... ان المتهم راج راثور لَيسَ جديرَ... بالعَودة إلى بلادِه أَو بيته حتى يومه الأخيرِ |