Diğer odada oldukları için çok şanslılar. Yoksa kıçlarını dondururdum. | Open Subtitles | إنهم محظوظين لكونهم في غرفة أخرى وإلاّ لجمّدت مؤخراتهم جميعاً |
Biliyor musun, sana sahip oldukları için gerçekten çok şanslılar. | Open Subtitles | أتعرفي انهم حقا محظوظين جدا لانكي تعملي عندهم |
Bir kızı oldukları için çok şanslılar. | Open Subtitles | اتعلمين, انهم محظوظين جدا لانهم حظيا بك كابنه |
Bu güzel çocuklar, onların annesi olduğun için çok şanslılar. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال محظوظون لأن يكون لديهم أمك مثلك |
Bu güzel çocuklar, onların annesi olduğun için çok şanslılar. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال محظوظون لأن يكون لديهم أمك مثلك |
Biz yine bütün fırsatlara sahip olan tepedeki şanslılar olacağız. | Open Subtitles | نحن سنبقى المحظوظين في الاعلى مع كل الثغرات |
Cevap veren kişi sen olduğun için çok şanslılar. | Open Subtitles | سيكونون محظوظين لأنكِ أنتِ من أجبتِ عليهم. |
Biz en iyisiyiz. Bize sahip oldukları için şanslılar. | Open Subtitles | نحن الأفضل، سيكونون محظوظين بحصولهم عليها |
Bak, neresi olursa olsun, sana sahip olacakları için oldukça şanslılar. | Open Subtitles | أياً يكن المكان فهم محظوظين حقاً بوجودك بينهم |
Saçma mermilerinin içinde kaya tuzu olduğu için şanslılar. | Open Subtitles | إنهم محظوظين لأن تلك القذائف مليئة بالملح الصهري. |
Yuvalardaki yavrular yaşayabilirlerse şanslılar. | Open Subtitles | والصغار الذين لازالوا في عشهم محظوظين للنجاة |
O saçma konseylerine seni alırlarsa şanslılar. | Open Subtitles | هم سيكونون محظوظين للحصول عليك في مجلسهم |
Vampirler şanslılar. Başkalarından beslenebiliyorlar. | Open Subtitles | مصاصي الدماء محظوظون يستطيعون التغذي على الآخرين. |
Kim olursa olsun o ve ailesi sana sahip oldukları için çok şanslılar. | Open Subtitles | مهما كان هو، فهو و عائلته محظوظون بوجودك معهم |
Onların dergi kapağına poz verdiğim için şanslılar. | Open Subtitles | . هم محظوظون أننى وافقت على أن أضع نفسى على الغلاف الامامى |
Zoe ve arkadaşlarına bulaşmadığı için çok şanslılar. | Open Subtitles | زوي وأصدقائها محظوظون جدا لأنّهم لم يصابوا |
Güven bana, Sutton, bu kötü çocuklar bize sahip oldukları için şanslılar. | Open Subtitles | صدّقيني، الأولاد السيئون محظوظون لإمتلاكنا |
Böylesine kararlı bir lidere sahip oldukları için şanslılar. | Open Subtitles | انهم محظوظون لأن لديهم زعيمًا بهذا العزم |
şanslılar içeri girdi bile. | Open Subtitles | حسناً المحظوظين موجودون بالفعل بالداخل فى المباراه |
Senin gibi bir anneleri olduğu için şanslılar. | Open Subtitles | إنهم محظوظتان لكونك أمهما |
Aslında yaz kampı gibi, ama yıI boyu devam ediyor. şanslılar. | Open Subtitles | تماماً مثل المخيم الصيفي ولكن يستمر طوال العالم, يا لسعد حظهم |
Kız arkadaşlarınız sizin gibi erkek arkadaşa sahip oldukları için şanslılar. | Open Subtitles | صديقاتكم، محظوظات بإمتلاكهم أصدقاء مثلكم |
Sana sahip olacakları için şanslılar. | Open Subtitles | عملك معهم سيكون من حسن حظّهم. |