Böyle bir hayatın dışına çıkma, okula gitme şansları var. | Open Subtitles | لديهم فرصة ليتجاوزوا هذا النوع من الحياة للذهاب إلى المدرسة |
Şimdi bundan daha iyisi için bir şansları var ama birisi yapmazsa mümkün olmayacak. | Open Subtitles | والآن لديهم فرصة في شيء أفضل من ذلك ولكن هذا لن يحدث ما لم يجعله شخص يحدث. |
En azından bu yolla, bir şansları var. | Open Subtitles | على الأقل بهذه الطريقة، لديهم فرصة |
Ve sonra onlara ödül seçenekler verdik - ilk senaryoda sizlerin yaptığı gibi - yani aslında daha fazla şansları var, ya da kayıpları deneyimleyecekleri parçalar da - aslında sahip olduklarından daha fazlasını alacaklarını düşündüler. | TED | ثم منحناهم الخيار حين يوجد مكافأت -- كما فعلتم أنتم في السيناريو الأول -- وإذن كانت لديهم فرصة للمزيد، أو حينما كانوا يختبروا الخسارة -- كانوا يعتقدون أنهم سينالوا أكثر مما فعليا حصلوا عليه. |
Şimdi yapılan zalimliklere karşılık vermek için büyük bir şansları var. | Open Subtitles | والآن هي فرصتهم السانحة للعودة في مضطهديهم |
Onun gücü sayesinde, diğer ülkelerin önüne geçme şansları var. | Open Subtitles | إنها فرصتهم ليعلو فوق جميع القرى الخفية |
En azından mutlu olabilmek için bir şansları var. | Open Subtitles | على الأقل لديهم فرصة للسعادة |
Sizce şansları var mı? | Open Subtitles | أتعتقد أن لديهم فرصة ؟ |
Çektikleri onca acıdan sonra bu insanların hayatlarını tekrar kurmak için artık bir şansları var. | Open Subtitles | بعد كلّ تلكَ المُعاناه التى مرّ بها أولائكَ الناس. -الآن لديهم فرصة لأعداة بناء حياتهم . |
Buna karşın Victoria ve Lilly'nin normal bir hayat sürmek şansları var. | Open Subtitles | (فيكتوريا) و(ليلـي) لديهم فرصة جيدة لعيش حياة طبيعية الآن |
Demek istediğim, bir şansları var, | Open Subtitles | أعني لديهم فرصة |
Yaşamak için şansları var. | Open Subtitles | لديهم فرصة ليعيشوا |
- Açık yolda ne şansları var ki? | Open Subtitles | ما هي فرصتهم في النجاه في هذا الطريق ؟ |